Giriş
(9)

Kacak elektrik istiyorum

allah yazdiysa bozsun
Selamlar sevgili kacakcilar;Soyle bir derdim var. Ofisin elektrik suyu dogalgazi baglatamadim. Isim var ugrasamiyorum o islerle. Bugune kadar kacak kullandim. Yaklasik bi 15 gun. Neyse suyu kestiler actim vanadan. Elektrigi de kesmisler. Ben diyorum ki sayaca takip kullanmaya devam edeyim. Ortagim o
Selamlar sevgili kacakcilar;
Soyle bir derdim var. Ofisin elektrik suyu dogalgazi baglatamadim. Isim var ugrasamiyorum o islerle. Bugune kadar kacak kullandim. Yaklasik bi 15 gun. Neyse suyu kestiler actim vanadan. Elektrigi de kesmisler. Ben diyorum ki sayaca takip kullanmaya devam edeyim. Ortagim olur mu oyle sey cezasi var demekte. Simdi durum su ki eski ofiste 2 ay kacak kullandim. Abone olunca eski aylarin faturasini da ekliyor oyle helallesiyorsun elektrigi suyuyla. Yani ilk fatura uc aylik oldu. Gene yapsam mi? Ortagin babasi da karsi cikiyor bu ise. Beklersek ben daha 15 gun acamam elektrigi. Ama elektrik de lazim. Ne yapsam taksam mi kabloyu?
0
allah yazdiysa bozsun
(09.01.18)
Bu nasıl acil iş arkadaş? Ameliyat mı yapıyorsunuz ofiste?
0
malheiros
(09.01.18)
Hayir ameliyat yapmiyorum gunluk tv programi yetistiriyorum. Onun icin gun kaybi luksum yok.
0
🌸allah yazdiysa bozsun
(09.01.18)
elektrik idaresine gideceksin, derdini anlatacaksın.
biz öyle yapmıştık. ama veznede falan çözülmez bu iş teknisyenlerle konuş. onların orada bir de şefi vardır, işte o şef var ya o şef, o şef kilit adam.
0
attirmayin makedonun kafasini
(09.01.18)
Başlığı düzelt ki duyuru'nun başına bi iş gelmesin. Çok tehlikeli bir başlık bu. İçerik de öyle aslında.
0
yaren
(09.01.18)
yarın gel düneydoğuda hewal olarak başla.
0
beyteper canavari
(09.01.18)
Adamlar kestiyse elektriği büyük ihtimal sayaç üstündeki son sayıyı aldılar. Yeniden bağlamak için geldiklerinde sizin kaçak bağladığınız ortaya çıkar bir de kaçak kullanma yüzünden hakkınızda işlem yaparlar. En temizi yarım gününüzü ayırın, gelip bağlasınlar.


not: adam en azından "kaçak elektrik kullanamıyorsak elektriğimizi kesin" demiyor.
0
angelofdeath
(09.01.18)
Ortağın babası yapsın işlemleri işte. Ya da birine rica et yapıversin. Atla deve değil bu işler.
Başlık ve içeriği gidebilir. yaren+1
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.01.18)
Baslikta yasal olmayan birsey yok. Kullanayim da odemeyeyim demiyorum. Once kullanayim sonra odeyeyim diyorum. Hane aboneliginde belli bir miktara kadar kacak kullanima girmiyor. Isyerinin oyle bir luksu yokmus pasa pasa geldim elektrik aciliyor. Sorun yok tesekkur ederim. Kayip kacak bedelinden sorumlu degilim.
0
🌸allah yazdiysa bozsun
(09.01.18)
doğalgaz şirketinde çalışıyorum. sorgusuz sualsiz hayvan gibi ceza kesiyoruz üstüne hırsızlıktan suç duyurusunda bulunuyoruz. yasalar bize bu hakkı veriyor. hapis cezası çıkanlar var.
0
argent dawn
(09.01.18)
(15)

Basit tiyatro senaryo

valarmurgulis
MerhabalarOkulda değerler eğitimiyle ilgili en fazla 10 dklık bir tiyatro yapmamız istendi. Ben de yapıyorsak güzel yapalım 10 yıl sonra da öğrencilerin akıllarında kalsın istiyorum. Şöyle yaratıcı güzel bi seneryo yazsak bunu nasıl yapacağımı ablatsanız yardımlaşsak buradan güzel olurdu. Yardım ede
Merhabalar
Okulda değerler eğitimiyle ilgili en fazla 10 dklık bir tiyatro yapmamız istendi. Ben de yapıyorsak güzel yapalım 10 yıl sonra da öğrencilerin akıllarında kalsın istiyorum. Şöyle yaratıcı güzel bi seneryo yazsak bunu nasıl yapacağımı ablatsanız yardımlaşsak buradan güzel olurdu. Yardım eder misiniz?
Not: öğrenciler 3. sınıflar
0
valarmurgulis
(09.01.18)
Eleştirel bir şey yapsanız okul yönetiminin ve velilerin tepkisi nasıl olur kestirebiliyor musunuz?
0
rahip janick
(09.01.18)
@rahip
Kestirme değil direk biliyorum.
Öyle bi şansımız yok. Kesinlikle sorun olur
0
🌸valarmurgulis
(09.01.18)
İçimden "yapılmasın daha iyi o zaman." demek geçiyor. Öylesi tiyatro kültürüne ters çünkü.

Biraz daha detay verirseniz, bir arkadaşımla bunun üzerine konuşup fikir beyan edebilirim belki.
0
rahip janick
(09.01.18)
@rahip

Değerler eğitimi deyince aklına ne geliyor bilmiyorum ama "sevgi, sorumluluk, saygı, konuşan insanın lafını bölmeyelim, temizlik, hayvanlara iyi davranalım" temalı şeyler. Eleştirel olunmasını gerektirecek şeyler değil yani.

Yetişkin tiyatrosu anlayışı ile çocuk tiyatrosu anlayışı da farklı takdir edersin ki :)

@valarmurgulis

Bir öğretmen olarak değerler eğitimini siz benden daha iyi açıklarsınız diye düşünüyorum.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(09.01.18)
@yavrucak

ahaha ya, çok geniş bir kavram bence, o yüzden detay istedim. Eğer senin örneklediğin şeylerse, doğru, eleştirel yaklaşılacak şeyler değil.

ben çocukken sahtekar bir şeyhi oynamıştım, o geldi aklıma.

edit: yarım bırakmışım. "bu da böyle bir anımdır" gibi bitmiş. Sanırım fazla ciddiye aldım ben olayı. :B

edit 2: gerçek bir cahilim.
0
rahip janick
(09.01.18)
Her dönemin kendine göre propagandası var ve çocuk tiyatro metinleri bunların en somut örnekleri oluyor senin de bahsettiğin üzere. Ama "değerler eğitimi" dediğimiz eğitim asgari insani değerleri kapsıyor :)
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(09.01.18)
Kısaca anlatayım. Okullarda değerler eğitimi veriliyor. Bu yıl da seçtiğimiz bir değer ile ilgili 5 10 dklık tiyatro yapacağız. Herhangi bir değer seçebileceğimiz gibi bir kaç değeri de karmanlayıp bi tiyatro yapabiliriz. Örnek olması açısından şöyle bir video buldum.youtu.be
0
🌸valarmurgulis
(09.01.18)
Değerlerden arkadaş bahsetmiş. Ekleyeceğim tek şey bir ülke de değerler eğitimi diye bir şey olması ülkenin ne kadar berbat durumda olduğunu gösteren bir detaydır.
0
🌸valarmurgulis
(09.01.18)
Bi ormanda geçsin. Ağaçlar konuşsun, hayvanlar konuşsun. Birlikte ve tek olabilmeyi görecekleri bi oyun güzel olur.
Orman kurgusunda sevgi, sorumluluk, saygı, konuşanı dinleyelim, temizlik, hayvanlara iyi davranalım... hepsi bir arada verilebilir.
Hem ağaçları da tanırlar ufaktan. Güzel oluyor. Biz yapmıştık, çocuklardan olumlu geri dönüşler aldık.
Bizim oyun süremiz daha uzundu, ormanın insan yaşamına etkilerini, katkılarını da vermiştik.

Nacizane bi tavsiyem olacak; konuşanın sözünü kesmemek yerine konuşanı dinleme söylemi sonucu olumlu yönde değiştiriyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.01.18)
@valarmurgulis

Bu dediğine itiraz edeceğim çünkü argümanının sebep-sonuç ilişkisi yanlış kurulmuş vaziyette. Zira değerler eğitimi her ülkenin eğitim sisteminde olan bir şey. Pedagojiyi benden da iyi bilmesi gereken kişi olarak çocuğa değerlerin öğretilebildiğini/ pekiştirilebildiğini ve bundan dolayı bunların müfredatta olduğunu daha iyi biliyorsundur muhakkak.
Yani bu ülkeye bağlı bir eğitim değil.

www.unesco.org

@rahip

Estağfurullah.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(09.01.18)
Ek olarak senaryo düşünüyorum, içime sinen bir şey gelirse aklıma paylaşacağım :)
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(09.01.18)
@yavrucak
değerler eğitimi olmalıdır tabi ama böyle hiç değerimiz yokmuş gibi değer verilmesi ne kadar kötü durumda olduğumuzu gösteriyor. ki gerçekten de o kadar kötü durumdayız.
0
🌸valarmurgulis
(09.01.18)
Tabii çocuklarla uğraşan sizsiniz, kolay gelsin :(

Son senelerde ailelerin çocuklarını eskiye nazaran çok daha bencil büyütmeye başladığının farkındayım, gözlemliyorum. Sizlere de kolay gelsin dediğim gibi.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(09.01.18)
Teşekkür ederim. Fikirleri hala bekliyorum.
0
🌸valarmurgulis
(09.01.18)
Boyle bir pasaj nasil olur sizce? Tabii ki direkt pasaj alinmayacak ama uyarlama yapilabilir. Gayet insani degerleri savunan bir bolum cunku.

"Sevginin ustunlugu", 1. korintliler, 13. bolum

incil.info
0
lamira
(09.01.18)
(12)

Ateistler cenaze namazına gidiyor musunuz

all girls dream
Yakının vefatında falan?
Yakının vefatında falan?
0
all girls dream
(08.01.18)
Geçen hafta yakin bir arkadaşımın dedesinin cenazesindeydim.

iki yıl önce de aynı arkadaşımın abisinin cenazesindeydim.

Dört yıl önce de aynı ark... Şaka şaka.

Evet yakinimsa gidiyorum. Çünkü benim için bir şey ifade etmiyor o namaza katılmak fakat arkadasim icin bir şey ifade ediyor olma ihtimali için bile değer.
0
rahip janick
(08.01.18)
kardeşim danimarkada mıyız heralde gidiyoruz soruya bak
0
docrivers
(08.01.18)
geçen bir cenazeye gittim, "ben ateistim, bu namazı durdurun" deyince eşşek sudan gelene kadar dayak yed... şaka şaka. gidiyoruz tabi ki. amaç "aman dur hele, bi namaz kılayım sevaba gireyim" değil sonuçta. cenazesi olanın yanında durmak olmak için gidiyorum. öylesi bir ortamda da çıkıntılık yapacak değilim.

ayrıca imkan varsa namaza katılmadan direkt taziye aşamasında ortama girmeyi tercih ediyorum.
0
antipodes
(08.01.18)
bu dini bir olaydan çok vefat eden kişiye uğurlama töreni. hangi inanca mensup olduğumuzun bir önemi yok.
0
mehmed resad
(08.01.18)
gidiyoruz, namaz kılıp dua okumuyoruz belki ama cenazelerde olay sadece bundan ibaret olmuyor zaten.
0
evde liyakat kalmamis
(08.01.18)
tabii ki gidiyoruz. namaz niyetine değil, uğurlama ve son görev niyetine gidiyorum ben. gitmemek ayıp olur ve kendimi de eksik hissederim. ama bu konu masaya yatırılsa başka şekilde bir uğurlama töreni olmasını isterdim.
0
tukenmez adam
(08.01.18)
gitmiyorum, gitsem de saf tutmuyorum. gitmeyi normal bulan bence cumaları da kaçırmasın, sevabı var.
0
doxanikee
(08.01.18)
Gittim ama namazı kılmadım, manasızca durdum geride
0
neysene
(08.01.18)
Neyse akliselim cevaplar geliyor çok.sukur
0
🌸all girls dream
(08.01.18)
evet, tabii ki gittim. gömülen yakın akrabam da ateistti bu arada. iki çocuğundan biri de ateistti. iki tanesi hariç tüm yeğenleri de ateistti.


hepsi dindar olsun yine giderim.

bizim umrumuzda değil bunlar. ölmüş bir kişi var, sevenleri toplanmış ve "hoşçakal" demeye çalışıyor. bundan ibaret.

ha, özellikle ölen kişi açısından baktığımda, bu ülkenin bunları düşünmenin lüks kaçmayacağı bir ülke olmasını dilerdim, o ayrı.
0
godoşu beklerken
(08.01.18)
Gidiyorum. Uğurlama, uğurlayanların yanında olma+1
Gittiğim kişi yakınımsa sonrasında tespih çekme faslına katkıda bulunurum, mevlidine, okumasına katılırım.

Anne ve babamın ardından dualarını da ettim, okumalarını yaptım - yaptırdım, dini anma töreni düzenledim (mevlid). Kendi ateist vefat eden annesi müslüman olan bi arkadaşım da aynını yaptı. Çünkü vefat edenlerin böyle bi talepleri, beklentileri vardı, biz de yerine getirdik.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.01.18)
Elbette gidiyorum. Namazda saf tutmuyorum belki ama cenazede bulunuyorum. Hristiyan ya da musevi arkadaşlarımız da geliyor müslüman cenazesine, biz de onlarınkine gidiyoruz.

Cenazeler, geride kalanlar içindir. Hepimiz, kendimizce uğurluyoruz geride kalanlar olarak gidenleri.

Bir ateist olarak eskiden, öldüğümde müslüman adetlerine göre gömülmeyi red ederdim. Ama dedim ya, cenazeler geride kalanlar içindir. Ben öldükten sonra, kim nasıl istiyorsa, nasıl rahat ediyorsa öyle gömebilir, uğurlayabilir beni. Hepsi şimdiden kabulüm.
0
sarap dumani
(08.01.18)
(5)

"Hayatı .... titizliğinde yaşamak". boşluğu dolduralım

ya ben lan neyse
örneğin: geçmişim tertemizdir, trafik cezam bile yoktur, hayatı ........ titizliğinde yaşarım.
örneğin: geçmişim tertemizdir, trafik cezam bile yoktur, hayatı ........ titizliğinde yaşarım.
0
ya ben lan neyse
(08.01.18)
Peygamber
0
simderun
(08.01.18)
Hayatı OKB titizliğinde yaşarım.
0
dissendium
(08.01.18)
Hayatı Nazife anne titizliğinde yaşarım
0
brad pitt
(08.01.18)
avukat titizliğinde yaşıyormuş.
karınca, arı da olabilir yerine göre.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.01.18)
kuyumcu tabii ki.
0
del piero10
(08.01.18)
(15)

beyin göçü

eriksatie
gecenlerde yabanci bir gazetede türkiye'den avrupa ve amerika/kanada'ya beyin göcünden bahsediyorlardi. cidden bu kadar cok mu sayi? etrafinizda son 1 senede tası taragi toplayip giden kac kisi var? ne is yapiyorlardi, nereye gittiler?söyle de bir tablo buldum meraklisi icin. https://buyukgoc.github
gecenlerde yabanci bir gazetede türkiye'den avrupa ve amerika/kanada'ya beyin göcünden bahsediyorlardi. cidden bu kadar cok mu sayi? etrafinizda son 1 senede tası taragi toplayip giden kac kisi var? ne is yapiyorlardi, nereye gittiler?

söyle de bir tablo buldum meraklisi icin.

buyukgoc.github.io
0
eriksatie
(08.01.18)
Abim İngiltere'ye gitti, proje yöneticiliği yapıyordu bir firmada
Arkadaşım çift yeni zelanda'ya gitti, erkek tarafı oyun tasarımcısıydı
eski eşimin çevresinden başka bir oyun tasarımcısı polonya'ya gitti, onun yazılım tayfasından birileri Hollanda'ya, bir yerlere daha gittiler.
0
whoosie
(08.01.18)
2016'da giden tanıdığım iki kişi var. Bir marketingçi baya uzak bi ülkeye gitti, Bosch'ta çalışan makina mühendisi bir arkadaşım da ALmanya'ya gitti.
0
roket adam
(08.01.18)
bence insanlar kendilerini nimetten sayiyorlar. benim degerlendirmeme gore bir oyun tasarimcisinin ya da proje yoneticisinin yurtdisina gitmesi beyin gocu kapsamina girmez.
0
neumann
(08.01.18)
benim cevremde kimse gitmedi, gidemedi. biz maliz herhalde. ayrica bence adam yurtdisina gidebilecek durumdaysa beyin gocu sayilir bence. sonucta hollanda beni degil de onu seciyorsa bu o ise yaradigi icindir. durumcu degil ki adam oyun tasarimcisi. ben gitsem beyin gocu olmaz mesela cunku niye, lise mezunuyum. uzman oldugum bi alan yok. beyin gocu icin once beyin lazim hehe
0
der meister
(08.01.18)
Neumann, insanlar oyun tasarimcisinin ya da proje yoneticisinin nimetten sayildigi yerlere gocuyor zaten. Nitelikli isgucunun isini daha iyi yapacagi yere gitmesi beyin gocudur.
0
dunal
(08.01.18)
Son 8 yılda 30'a yakın, geçen sene ise 4 kişi yurtdışına gitti.

Otomotiv sektörü.
0
anarche
(08.01.18)
yakın bir arkadaşım san fransiscoda şuan iş teklifi aldı gitti baya sağlam bir yazılımcıydı
0
docrivers
(08.01.18)
Neumann +1

Sizin için söylemiyorum ama "beyin göçü" kavramının kalifiye eleman ya da daha yaygın kullanımı ile "beyaz yakalı işçi göçü" ile karıştırıldığını düşünüyorum.

Bir de yüksek lisans/doktora'ya gidenlerin beyin göçü yaptıklarını iddia edenleri var ki onlar ayrı komik. Eğitim için gitmek ile tüm bu basamakları geçip gitmek arasında ciddi fark var.

Aziz sancar, Nuri Dağdeviren beyin göçü yapanlara örnektir.

Kritik bir bilim projesinde (aselsan, roketsan, bilgem gibi yerlerde) proje yöneticisi olan birinin gitmesi de beyin göçüne örnektir. Büyük ihtimal bu kişi phd'si filan olan biri zaten. Ama kapitalizm odaklı bir şirketin proje yöneticisi buna örnek teşkil etmez. Gerçi otomotiv, elektronik ve bilişim sektöründe de ciddi projeler var ve bu alanlarda da ciddi işler yapılıyor. Eğer o işten anlayan sayılı kişilerdenseniz bu da beyin göçüdür.

Benim çevremde pozitif bilim alanında doktoraya giden çok oldu ama kendilerini beyin göçüne gidenlerden saymiyorlar. ben de saymıyorum zira "beyin" olmak bir doktora eğitimi ile de olmuyor. Biz (ben ve çevrem) bunun farkındayız.

Kısacası gidenlerin beyin göçünü artırdığını düşünmüyorum.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(08.01.18)
Benim çevremde beyin göçü niteliğinde gidip şimdi geri dönen iki prof. var. Bir de mühendis geri döndü.

Gidenler de epeyce var ama @neumann'ın dediği gibi çoğu beyin göçü sayılmaz. Yazılım ağırlıklı, inşaat, telekomikikasyon vs. Bir çift de vicdani ret nedeniyle zorunlu göç etti.
Gidilen ülkeler; Amerika, Brezilya, Dubai, İngiltere, Fransa...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.01.18)
Arkadaslar goc edenlerin iyi egitimli olmasi, beyaz yaka bir iste uzmanligi olmasi, doktorali veya yuksek lisansli olmasi tanim geregi beyin gocudur. Bunun pek tartisilacak yonu yok acikcasi.
0
dunal
(08.01.18)
Ortalamanın üzerinde eğitimi ve qualification'u olan kim giderse gitsin bu beyin göçüdür ki türkiye'de eğitim ortalaması yanlış hatırlamıyorsam orta son. A Haber ve akp tayfası tabii ki "lan gidenler zaten neydi ki, çok büyük bi kayıp sayılmaz" diyecekler :)
0
roket adam
(08.01.18)
ya bu beyin göçü var diyeni de tutup skmeli, Avrupa'ya çıksın bi baksın bakalım: Türklerin yüzde90ı , 95i dönerci kebapçı, boktan işlerde çalışan niteliksizler sürüsü. Bi zahmet nitelikli adamlar göç edip, iyi yerlere gelsin sağlam bir diaspora oluşsun, türk imajı düzelsin yurt dışında, beyin göçü bilmemne gak guk edilmesin. Sözlükte olsam "expatı dönerci olan sikik ülke" diye başlık açıcam yeminle
0
freedonia
(08.01.18)
2017 nin mart veya nisan ayında bir barda toplanan 21 kişilik arkadaş grubumdan şu anda göçen 8 kişi. bu gidenlerin hepsi hakikaten bu ülke için değerli insanlardı. kendi dallarında çok başarılı ve uluslararası çalışan insanlar. bankacı, mühendis, üst düzey yönetici, televizyoncu, antikacı gibi çok değişik mesleklere sahipler. almanyta, hollanda, ingiltere göçülenyerler. ben de plan dahilinde önümüzdeki 6 ay içinde göçmeyi planlıyorum.
0
trick style
(08.01.18)
iş gereği teknokent, ar-ge merkezi gibi yerlerdeyim.

kalanları saysam daha kolay.

p.s. @yavrucak: aziz sancar da giderken eğitim için gitmişti. nobeli alıp gitmedi.
0
babilbaligi
(08.01.18)
Genetik okuyan arkadaşım gitti. Burada iş bulamadı bir daha da dönmeyecek. Diğer tannıdıklarım yüksek lisansı yurtdışında yapıp orada kaldılar.
0
jazzabel
(08.01.18)
(9)

bana bir jinekolog bulalim

yuvarlanantencereninkapagi
tek derdi ilaç verip göndermek olmayan, gerçek soruna odaklanan; bekar bir kadın olarak gerilmeyecegim bir jinekolog arıyorum. bir buldurun lutfen.googleliyorum yüzlerce doktor çıkıyor. çoğunun asıl uzmanlık alanı gebelik- infertilite vs. benim özellikle aradığım vajinal enfeksiyonlar konusunda uzma
tek derdi ilaç verip göndermek olmayan, gerçek soruna odaklanan; bekar bir kadın olarak gerilmeyecegim bir jinekolog arıyorum. bir buldurun lutfen.

googleliyorum yüzlerce doktor çıkıyor. çoğunun asıl uzmanlık alanı gebelik- infertilite vs. benim özellikle aradığım vajinal enfeksiyonlar konusunda uzmanlaşmış bir hekim.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(08.01.18)
Jinekolojide enfeksiyon yan dalı yok. Genel olarak her jinekolog enfeksiyonlara bakıyor.
0
Pleiades
(08.01.18)
İstanbul'da olduğunuzu varsayıyorum.

Uzmanlığını falan bilemiyorum, ama Bakırköy Uzmanlar Tıp Merkezi'ndeki bir doktor hayatımda tanıdığım en ilgili ve hatta minnoş -diyeceğim artık başka sıfat bulamıyorum- doktor oldu. Hasan Sezgin.

Kist sorunumla ilgili gitmiştim, bayağı kapsamlı bir muayane yapıp, hiç ekstra soru sormamış olmama rağmen oturup uzun uzun adet olma sürecinde vücutta neler olduğunu, kistlerin nasıl oluştuğunu ve nasıl yok olduğunu, ilgili daha bir sürü bir şeyi sanki karşısında "bebekler nasıl dünyaya gelir?" siye soran 5 yaşında çocuğa anlatır gibi sempatik bir şekilde -çizerek- anlatmıştı. Kist maalesef benim de uzmanlık alanımdı, ama adama "ben biliyorum ki" diyemedim, oturdum dinledim.

Ben işini bu kadar severek yapan bir doktor daha görmedim.

Dediğim gibi uzmanlığını bilmiyorum ama yaşlı ve tecrübeli bir doktor olduğunu söyleyebilirim.

Bu arada sigortam vardı, 5 ya da 10 liraya mı ne muayene oldum geçen sene.
0
marjory
(08.01.18)
Istanbuldasin herhalde,
Tuh erzurumda cok iyi bi jinekolog vardi.


Neyse, avusturya hastanesi, neptun hanim da cok iyi ama Adli Sadi Karaman muhtesem bi doktor :)
0
kuehles blondes
(08.01.18)
bulent hoca iyidir, zannedersem devlet istiyorsunuz, cunku ozel derseniz seceek cok fazla.
0
mavicorap
(08.01.18)
Gülsen Barcinli
0
chitosan
(08.01.18)
Surp pirgic ermeni hastanesi- agavni tezenli nergis.
Okmeydani egitim ve arastirma- arman kegam yeramyam.
0
zannedersem tek eksiginiz bendim
(08.01.18)
Enfeksiyonlarla ilgiliyse ayrıntılı tahlil edilebilecek bi yere gitmek daha iyi.
İzmir için bu konuda Tepecik Doğum Hastanesi doğru adrestir, başka şehirleri bilmiyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.01.18)
izmir aslında yazmayı unutmuşum :(

özel ya da devlet ayrimim yok. tabiri caizse parayı basmayı bile düşünüyorum umrumda değil
0
🌸yuvarlanantencereninkapagi
(10.01.18)
İzmir içinse özelde Yiğit Özgenç (enfeksiyon uzmanlığı konusunda nasıldır bilmiyorum, doktor olarak gönül rahatlığıyla tavsiye ettiğim bi doktordur)
Tahlil için gerekirse uygun bir yere yönlendirir.

Özel olmasın derseniz Tepecik kadın hastalıkları ve doğum Hast. ayrıntılı bakı yönünden tektir.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.01.18)
(7)

Yürüyüş yaparken

fatih terim akti
Tempomuzu arttıracak, bizi bir an için yürüdüğümüz yerden uzaklaştıracak şarkı önerilerinize talibim.Not: Thrash metal hariç.
Tempomuzu arttıracak, bizi bir an için yürüdüğümüz yerden uzaklaştıracak şarkı önerilerinize talibim.

Not: Thrash metal hariç.
0
fatih terim akti
(07.01.18)
Amaranta ursula
(07.01.18)
jamiroquai kesinlikle tavsiye ederim.

bu arada thrash metal :)
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(07.01.18)
simderun
(07.01.18)
funkytown- lipps Inc
caravan palace - wonderland
michael jackson,janet jackson - scream
james brown - get up (i feel like being a) sex machine
abba - gimme! gimme! gimme! (a man after midnight)
the jacksons- can you feel it
foster the people - call it what you want
rage against the machine - calm like a bomb
kasabian - bumblebeee
house of pain - jump around
usher - omg
cyress hill - insane in the brain
kanye west - stronger
n.w.a. - 100 miles and runnin

farklı türlerden birkaçı
0
sporty
(07.01.18)
Survivor - Eye of The Tiger
www.youtube.com
Duran Duran - Come Undone
www.youtube.com
Bonomo - Noctuary
www.youtube.com
güzel bi suffle dans müziği
www.youtube.com
Juanes- A Dios Le Pido
www.youtube.com
Sting - Send Your Love
www.youtube.com
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.01.18)
Till i collapse
0
renegade
(08.01.18)
Kendrick Lamar- DAMN albümü efendim
0
entel dantel seyleri seven kiz
(08.01.18)
(10)

bir zanaat edinmek istiyorum

dahinnotha
Herkesin bir zanaata sahip olmasını gerektiğini düşünüyorum. zanaatın tanımını da kendimce şöyle tanımlıyorum "yeni hayata sıfırdan başlanacak olsa ben şunu yapabilirim diyebilmek". bahçevanlık, marangoz, oymacılık, aşçılık, vs vs. değer üretebilecek herhangi bir meslek. Bu konu üzerine uzun uzun ko
Herkesin bir zanaata sahip olmasını gerektiğini düşünüyorum. zanaatın tanımını da kendimce şöyle tanımlıyorum "yeni hayata sıfırdan başlanacak olsa ben şunu yapabilirim diyebilmek". bahçevanlık, marangoz, oymacılık, aşçılık, vs vs. değer üretebilecek herhangi bir meslek.

Bu konu üzerine uzun uzun konuşmak isterim, ama gerek duymuyorum şimdilik.

nasıl bir zanaat / iş edinebilirim kendime? zaten çalışıyorum, işimden memnumum ve bu alanda kariyer yapacağım. yani edineceğim zanaat şuan için hobiden öte gitmese de olur. ancak ben bunu, 15-20 sonra, belki, emekli olduktan sonra profesyonel olarak idame ettirmek de isterim.

ya da her şeyden sıkılıp, söz gelimi, kamboçya'ya gitsem ya da bilmediğim bir ülkeye, orada hayatımı devam ettirmek de isterim.

gibi.
0
dahinnotha
(07.01.18)
Eğer yapabilirseniz, çanak çömlek seramikle uğraşabilirsiniz.

Kendi çapınızda resim, heykel de yapabilirsiniz neye şekil vereceğiniz veya neyi boyayacağınız size kalmış ister pirinç tanesine resim yapın ister koca tuvale; ister ağaçtan oyun ister kilden yapın...

Deri işleyebilirsiniz. Dikebilirsiniz ve/veya üzerine şekiller yapabilirsiniz.

Yeme içme konusunda her insan bazı standartları yakalamalı zaten; yalnız genelde iş yemek yapmayla bitmiyor(hazırlık, bulaşık, bir takım alet edevat masrafı) ve üretilen şey hemen tüketildiği için seramik kadar kalıcı ve değerli hale gelemeyebilir.

Ne yaparsanız yapın. Üreteceğiniz şeye tutkuyla yaklaşmazsanız zanaatinizi ilerletemezsiniz, çirkin çöpten öteye gidemezsiniz. O yüzden önce yaptığınız işle bir gönül bağı kurun. Çünkü o işe yenilik getirmek genelde çok zaman, masraf ve emek isteyeceğinden ekonomik olmayabilir. Denemeler, yanılmalar masrafı artırır. İyi kalite malzeme pahalıdır... Yalnız değerini koruyan işler de kalitesini üzerinde harcanan emekle, zamanla, malzemenin kalitesiyle gösterir.
0
idexo
(07.01.18)
Tesisatçı olabilirsin. Ülkede musluk tamir etmeyi bilmeyen yüz binlerce insan var. Küçük bir yer açsan günde belki de yirmi kişi arayacak seni tamir için. Televizyon ve kombi gibi teknolojik ürünlerin tamirine girmiyorum bile. Kendine küçük bir ekip kurarsan profesyonel olarak hizmet bile verebilirsin.

Çiftçilik de güzel. Geçenlerde bir haber vardı. Toprak yerine suda marul yetiştiren bir çiftçi gelirini birkaç kat artırmıştı. Bağ bahçe varsa bir şeyler yetiştirmeyi öğren.
0
dissendium
(07.01.18)
bence kuaforluk. meslek ama aslinda zanaat. ki su anda her zamankine gore ogrenmek daha kolay, cunku cok sayida youtube kanali var bunu anlatan, sureyi uzun tuttugunuz icin bunu onerebiliyorum, zira her daim sacini kestirecek insan bulup pratik yapmak zor olabilir, ilk once kendi sacinizi, aile uyelerin sacini keserek basalyabilirsiniz. bir de tabi calismak icin yapay sac ve kafadan olusan setler var, onlari bulup alabilirsiniz.
en onemli tarafi, bence uzun sure onem yitirmeyecek bir beceri olmasi, yani dunyanin neresine giderseniz gidin isinize yarar.

bir digeri ise cok iyi derecede tavla ve satranc ogrenmek, daha dogrusu surekli teknik olarak oynamak, ileride dunyayi gezerken parasina oynayabilmek, bunun icin de zevk icin yapilan hamleler yerine kalabaligi heyecanlandiracak ama kazanimlarinizi riske atmayacak hareket kombinasyonlari ognremek olabilir.

hemen baslayabileceginiz yemek yapma becerisi. aslinda bu biraz da bahcivanlikla es gidiyor eger saglikli beslenmeye ilginiz varsa, misal gittiginiz ulkenin zonelarini ogrenip hangi bitkilerin hengi mevsimlerde en iyi oldugunu ogrenmek size cok sey kazandirabilir. boylece mevsiminde ve pazarda ucuza alabileceginiz bir sebze ile, turkiyedeki muadili icin olan bir yemek tarifini uygulayabilirsiniz.

butun bunlarda amaclardan biri de yaninizda cok esya tasimaniza gerek olmamasi. kuaforluk icin iyi bir makas seti, ascilik icin iyi bir bicak seti, digeri icin ise sadece zar tasisaniz yeri...
0
mavicorap
(07.01.18)
Ben scale model rc ucak yapmaya basladim scratch build. Cok da guzel oluyor, boyle kivrimli hatlari yapabildigin zaman cok zevk aliyorsun. Tavsiye ederim. Bir ara resim yapiyordum, o da cok zevkliydi. Bir muzik de aleti alip ogrenebilirsin bence.
Ben heykel ile ugrasmayi da cok istiyorum ama yerim yok, eger imkanin varsa ve ilgini cekiyorsa dusun bunu da. Elektronikle de ugrasabilirsin, bu da cok zevkli ama ilgini ceker mi bilmem.
Bu soylediklerim ileride gecimini saglayabilecegin seyler degil tabii.
0
stavro
(07.01.18)
ahşapla uğraşmayı çok seviyorum.

kırık dökük şeyleri tamir etmek elimden gelir, elim çekiç tutar. köyde büyüdüğüm için ustalık ve el becerisi gereken işlerden az biraz anlarım. ama tesisat ya da kuaförlük gibi işler bana tutku değil.

mesela dikişi severim. deri işlemek olabilir. bir ara düşünmüştüm onu. ama nedir ne değildir henüz araştırmadım. bilginiz var mı?

youtube'da DIY kategorisinde saatlerimi harcıyorum. pinterest'e de çok giriyorum. DIY bir şey beni çok cezbediyor. bilhassa ahşaptan yapılan küçük ev aletleri/oyuncaklar. mesela bir süredir müzik kutularına büyük bir ilgi duyuyorum. kafamda ufaktan projelendirdim.

tam olarak bana lazım olacak alet edevatların ucuz yollu bir listesini çıkarsam başlayacağım bir kaç haftaya temin etmeye. deneyeniniz var mı böyle bir şey yapmayı?

geçen yıllara dek bahçeyle uğraşıyordum. şimdi de balkonumda çiçekler yetiştiriyorum. tarımla uğraşacak imkanım yok şuan, çiçekten ve saksıda maydanoz yetiştirmekten fazla.

şehir hayatı, ufak evler, zamansızlık ve ekonomik kaygıları da düşünmek lazım.

ek olarak:
yukarıda yazdıklarıma binaen, hobi malzemeleri satan bir dükkan önerebilir misiniz bana (online ya da istanbul)? belki gidip etrafıma bakınca daha net bir şeyler canlanır zihnimde.
0
🌸dahinnotha
(07.01.18)
www.amazon.com

şuradan başlayın
0
idexo
(07.01.18)
@dahinnotha Guven sanat var kadikoy'de
0
mysql34
(07.01.18)
Aslinda ugrasmaya baslayinca ihtiyacin olan seyler sirasiyla kendini belli edecek zaten. Temel birkac malzemeyle basla, ugrastikca cesitli malzemelere ihtiyac duyarsin, neye ihtiyacin olacagi kendiliginden ortaya cikacak.
Ben de ahsapla ugrasmayi severim, zaten ucagi da ahsaptan yapiyorum. Ugrastikca cesitli malzemelere ihtiyac duydum ben de.

Aklima gelmisken, boyle ahsap gibiseylerle ugrasacaksan hobi matkabini siddetle tavsiye ederim. Ben aldim bir tane sundan: www.youtube.com
Bir suru aparat takilabiliyor cesitli amaclara gore. Zamanla aparatlarini arttirirsin. Ilk basta dogru durust kkullanamayacaksin ama kisa zamada elin alisacak.

Avrupa yakasindaysa Guven Sanat'in Besiktas'ta da subesi var. Internetten alisveris icin de hobi24.com falan var. Zaten hpbi sitelerinin hepsiburada, n11 gibib sitelerde magazalari var, aradigin seyi direkt bu sitelerden aratabilirsin.
0
stavro
(08.01.18)
Belediyelerin, meslek odalarının düzenlediği meslek edindirme kursları, kent kolejleri, halkeğitim merkezleri gibi bir bilenin anlattığı, sertifika da alabileceğiniz eğitimleri araştırın. Ben çok fazla içeriklerine, kapsamlarına hakim değilim. Bildiğim, uluslararası geçerliliği olan sertifikalar da alınabiliyor olması.

Büyük olasılıkla ileriki yıllarda zanaat sertifikasız yapılamayacak. Takip etmedim ama bazı kollar için sertifika şartı başlamış/ kısa vadede başlayacak bile olabilir.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.01.18)
deri saat kayışı yapmayı öğrenin. internet üzerinden satarsınız. çok sağlam para var. az satarsınız ama pahalıya satarsınız eğer ürünleriniz kaliteli olursa.
0
fyodor fyodorovic
(08.01.18)
(8)

klasik fizik vs kuantum fiziği

hayat aklini konusacak bir filozof uret
Baştan söyleyeyim fizik bilmiyorum, kuantum fiziğini hiç anlamıyorum. Yine de üzerinde düşünmeden edemiyorum. Az önce de belirsizlik ilkesini düşünürken buldum kendimi. Kuantum sırf bu ilke nedeniyle bana daha sevimli geliyor. Gerçekçi ve çılgın sanki. Yani mesela merdivenden inerken birden vazgeçip
Baştan söyleyeyim fizik bilmiyorum, kuantum fiziğini hiç anlamıyorum.
Yine de üzerinde düşünmeden edemiyorum. Az önce de belirsizlik ilkesini düşünürken buldum kendimi. Kuantum sırf bu ilke nedeniyle bana daha sevimli geliyor. Gerçekçi ve çılgın sanki.

Yani mesela merdivenden inerken birden vazgeçip duvara yapışabilirim veya geri dönebilirim veya iki inip bi çıkabilirim. Oturup dinlenebilirim veya trabzandan kayabilirim...

Örnek çılgınca oldu biliyorum. Anlatmak istediğim; bizi karar anına götüren zihinsel süreç her zaman deterministik olmuyor. O sapmaları kuantum mu açıklıyor acaba? ipek böceğinin kelebek haline dönüşmesi ya da tek yumurta ikizlerinde görülen davranış farkları, bütün karıncalar yollarında giderken birinin fasit dairede dönmeye başlaması..
Ne dersiniz?

İkinci sorum da şu:
Klasik ve kuantumun çeliştiği yerler var mı?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.01.18)
o sapmalarla kuantumun pek alakası yok. yani daha majör etkilerle açıklanabilen şeyler. etkisi varsa 0.0000013 falandır yani. klasik fizik ve kuantum her yerde çelişiyor zaten. ama biri çok ufak ölçekte işe yarıyor diğeri büyük ölçekte iş görüyor. bunları genellemek istiyolar. tek teori, tek fizik, çok evren!!!!
0
ghilleinthemist
(07.01.18)
Takıldığım yerlerden biri de bu ölçek meselesi.
Diyelim o küçük ölçeği yavaş çekime alabilsek ve büyütebilsek ya da biz o küçük ölçekte olsak o zaman ne fiziği derdik. kuantumu mu klasik fizik kurallarını mı görürdük?
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.01.18)
Kararlarının kuantum mekaniği ile pek alakası yok.

Klasik fizik ve genel görelilikle kuantum fiziğinin çeliştiği noktalar var. Sorun da bu zaten. Kuantum fiziğinde yer çekimi denklemleri o küçük ölçeklerde çalışmıyor.

Belirsizlik prensibi karar vermekle alakalı değil pek. Olasılıklarla alakalı. Kuantum ölçeğindeki cisimlerin pozisyonları kesin kati bir lokasyonda bulunmaz. Süper pozisyonda bulunur yani olması olası olan yerlerde varlığı "gözlemlenince" netlik kazanır.

Yani kuantum düzeyinde deneylerin gözlemleri de deneyin sonucuna etki eder. Bir diğer açıklanamayan saçma sapanlık da bu.

Bakmıyorsan bir yere orada o parçacık yoktur. Baktığın zaman orada olur. Sen bakana kadar orada sadece olma olasılığı vardır. Ve evet bu gerçek, fantazi değil. Atom altı parçacıklar böyle davranıyor.
0
bos gezenin bos ustasi
(07.01.18)
verdiğin örnek tamamen yanlış. senin ebadında bir kütlenin böyle şeyler yapması mümkün değil.

hayır, o sapmaları plastisite açıklıyor. konunun kuantum ile doğrudan bir ilgisi yok.

bilmediğini söylemene gerek yok, anlaşılıyor zaten. kuantum mekaniği "öyle herşey olabilir" gibi bir teori değil. kol gibi formülleri, deli gibi hesapları var. aç oku öğren.

klasik fizik ile kuantum fiziğinin çeliştiği bir yer yok, kuantum mekaniğini büyük ölçeğe taşıdığın zaman zaten klasik mekanik oluyor. buradaki ölçek senin bulunduğun değil, incelediğin ölçek. senin hangi ölçekten baktığın önemli değil.
0
babilbaligi
(08.01.18)
Örneğin kuantum evreniyle uyumlu olmadığını biliyorum. Kuantum fiziğinin plastisite, epigenetikle ilişkisini sorguladığım için örnekte biraz da bilerek kendimi kullandım. Etrafımızda dolaşan sinekle örneklendirsem nispeten daha yaklaşık bi örnek olurdu sanıyorum.

Sapmaların endirekt etkilenmesi etkilenmediği anlamına gelmez değil mi? Benim sorudaki amacım, endirekt de olsa bu tür bir bağlantı hakkında çalışılmış olma olasılığı, çalışılmışsa çalışmadan haberi olan vardır belki umuduydu.

Çelişme konusunda alandan olduğunu düşündüğüm iki kişiden farklı cevaplar geldi?
Çelişme var mı yok mu?

Bilmediğimi yazdım çünkü doğru soru sormak bile bilgi gerektiriyor ya, bilmeden sorduğumu anlayıp yerine göre sorularımın saçma yanlarını görmezden gelin veya o öyle olmuyor diyebilin diye:)

Cevaplar için teşekkür ederim :)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.01.18)
aslında yaptığın iş biraz saçma. ikisini de bilmediğin iki mekanik sistemin birbiri ile çelişip çelişmediğini anlamaya çalışıyorsun.

bir elektronun hareketine dair iki mekaniğin öngörüleri çelişiyor. bu açık. ama kuantum mekaniğini ölçeklediğin zaman doğrudan klasik mekanik sonuçları çıkıyor. teoride düzeltme gibi bir etkisi var.

kuantum evreni diye bir evren yok, çıkar onu aklından.

sinek falan o kadar büyük şeyler ki, kuantum mekaniği etkileri o kadar küçük oluyor ki ölçene nobel verirler, o derece.

sakin ol ve yavaşça öğrenmeye başla. önce klasik mekanik ne diyor, ne yapıyor, leibniz kim, newton ne demiş, operatör nedir, determinizm nereden geliyor, Lagrange kimdir, Lagrangian kime denir bir öğren.

sonra schrödinger, dirac falan derken yürü.

2000 sayfa okumadan ağzını açıp yorum yapma. sakin ol ve okumya devam et.

sonra sor ne soracaksan.
0
babilbaligi
(08.01.18)
Fizik ilgi alanım değil, bu nedenle öğrenmek istemiyorum. Öğrenmek isteseydim sorumu "ben şu fiziği nasıl öğrenebilirim bi el atıverin yol yordam gösterin" şeklinde sorardım.
Bizim öncelikle bu "disiplini bilmeden ağzını bile açma" yaklaşımından sıyrılmamız lazım. "bu konuda soru sorabilmen için senin de en az 2000 sayfa okumuş olman gerekiyor" yaklaşımın doğru değil.

Bir konuyu anlamaya çalışmak farklı bir bilene danışmak farklı şeyler. Bilene danışırken o konuyu tam olarak biliyor olmazsın, hakkında bi fikrin olur veya hiç bişey bilmiyor da olabilirsin. Bilen senin anlayacağın dilde anlatmaya çalışır. Tabii elinden geliyorsa.
Birine çok yabancı olan bir konuda bişeyler anlatabilmenin başarı ölçeği konuyu özümsemiş olmak ve anlatabilme becerisi ile doğru orantılıdır. (başka unsurlar da var)

Yaptığım işin standartlara uymadığını biliyorum. Başta da demiştim hatırlarsan, niyeyse düşünmeden edemiyorum. Merak ve merak ettiğin şeyi anlamaya çalışmak kötü bişey değil. Aksine iyi bişey. Zihni zinde tutar. Bağlantıları yeniler, çoğaltır...

Vakit ayırıp emek verip cevapladığın için çok teşekkür ederim.

Bu aşamada merak ettiğim iki şey daha var:
Kuantum evreni yerine ne demeliydim, ne deseydim uygun olurdu?
Kuantum fiziği nasıl örneklendirilebilir?
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.01.18)
@filozof:

merak etmek falan güzel. hatta şahane.

ama sen hiç bilmediğin iki konunun çelişip çelişmediğini anlamaya çalışıyorsun. bu hiç bilmediğin iki dil arasında çeviri nasıl yapacağını sormaya benziyor. bu iki dili öğrenmen lazım demekten başka çare yok maalesef. kafa ütülemekten vazgeçip cevap veriyorum. sorularına kısa cevaplar şunlar;

ölçek büyüdükçe çelişki yok.
atomaltı ölçek demeliydin.
elektron hareketleri ve daha küçük nesnelerle.
0
babilbaligi
(08.01.18)
(24)

canan karatay denen güzellik

doxanikee
bu hanımın gözünüzdeki imajı ne? nedir sizin için inandırıcılık seviyesi?edit: dümdüz yüzeysel fikrinizi soruyorum, herhangi bir mantıklı temele dayanmak zorunda değil.
bu hanımın gözünüzdeki imajı ne? nedir sizin için inandırıcılık seviyesi?

edit: dümdüz yüzeysel fikrinizi soruyorum, herhangi bir mantıklı temele dayanmak zorunda değil.
0
doxanikee
(07.01.18)
belli yaşın üstündeki insanları dikkate almamak lazım.
0
rhan
(07.01.18)
Kendinden emin yaşına göre oldukça aktif. zihni açık.
Hani senin de ekşi deki belirli kişiler hakkında yaptığın yorumlara baktım da hiç mi kimseyi sevmezsin anlamadım?

Her bir entryin: yaramaz adam, boş adam... devam edip gidiyor böyle. Bir doğru sen mi kaldın?
0
1adam
(07.01.18)
şimdi ben sıradan vatandaş olarak herhangi bir uzmanın seviyesini ölçecek durumda değilim elbette ama bana biraz boş yapıyormuş gibi geliyor açıkçası. sağlıkla ilgili neredeyse her alanda konuşması, agresif ve keskin çıkışlar yapması vs. hoşuma gitmiyor ve benim gözümde güvenilirliğini zedeliyor.

bak mesela islamcı bi dayıt var, ibrahim saraçoğlu muydu ismi, şu her şeye kür yapan bitkisel reyiz. bir sağlık sorunum olsa essahtan o adamın dediklerini denerim. belki işe yarar, belki yaramaz ama o adamın kötü niyetli veya agresif olduğunu düşünmüyorum. zaten adamcağız o otu karıştır, bunun suyunu iç vs. diyor yani gidip de zayıflama hapı satmıyor sana.

canan karatay öyle değil. taam belki o da bi şey satmıyo ama çok agresif ve ister istemez "bu ablanın derdi ne?" dedirtiyor. o yüzden ben şahsen canan karatay'ın söylediklerinin hiçbirini ciddiye almıyorum. "yalan yanlış konuşuyo" demiyorum. dediğim gibi, söylediği çoğu şeyin doğruluğunu teyit edecek veya kendisini yalancı olmakla suçlayacak birikimim yok ama tavrı bana itici ve temelsiz geliyor. güvenilir bulmuyorum.

"şarlatan" diyemem, o fazla ağır olur ama biraz fazla medyatik ve arıza geliyor bana. "hmm uzman böyle söylemiş bak" deyip de ciddiye almamı sağlayacak bir ağırlığı yok gözümde.
0
der meister
(07.01.18)
bir doktorun bu kadar net kesin konuşması doğru gelmiyor bana. o yüzden güvenilirliğini pek yüksek bulmuyorum. mesela bu sağlık konusunda bi site var aynı zamanda youtube'da da birkaç videosu var fitekran diye o adam da doktor bu tür konularda konuşurken her ihtimalden bahsediyor allah gibi net konuşmuyor bu kadın sanarsın hücrelere fısıldıyor.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(07.01.18)
az biraz dogruyu soyledigi icin halk tarafindan hep dogruyu soyledigi dusunulen, kendine kazanc icin halkin sagligini tehlikeye atan yasli bi kadin
0
beriberi
(07.01.18)
Kendini bilim adamı sanan bir adet doktor, başka bir şey değil.

scholar.google.com.tr

Buradan bakabilirsiniz mükemmel akademik geçmişine. Devlet hastanelerindeki herhangi bir doktorumuzdan daha üstün değil yani kendisi ama durmadan konuştuğu için darphane tabii.
0
i was made for you
(07.01.18)
kimi dedikleri doğru olabilir, işin uzmanı değiliz bilemeyiz. ama her 3 cümlesinin sonuna "bunu şu kitabımda yazdım, siz de okuyun" diye ticari kaygı sıkıştırdığı için amacının belli olduğunu düşünüyorum.
0
507
(07.01.18)
Dinlediğim, okuduğum biri değil. Orda burda fotoğraflarını gördüm, bir veya iki kez konuşmasına denk geldim, hakkında konuşulanlardan gözüme çarpanlar oldu.

Genel kanım der maister +1

Saraçoğlu eskiden arada bitkilerin içerikleri için danıştığım, güvenilir bulduğum biriydi. Şimdi o tür şeylere gerek kalmadığı için sitesine pek uğramıyorum.

Son yıllarda şunu yiyin şunu için diyenlerin tümüne karşı kapalıyım. Zira işin suyunu çıkardılar.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.01.18)
Ben çok inandırıcı bulmuyorum. Kendi meslek hayatında farkettiği durumları farklı yönden düşünmeden kesin doğrularmış gibi savunuyor. ve bunu yaparken çok dikkat çekerek abartarak yapıyor.
0
zimbirik
(07.01.18)
%99
0
gezegen olan pluton
(07.01.18)
Meyve dahi yedirmemesi hiç mantıklı gelmiyor. İnsanları asansöre bindirmiyor, merdivenlere de yönlendirmiyor, hepten binanın dış yüzünden dağcı gibi tırmandırıyor, en zora yönlendiriyor yani. Tuhafıma gidiyor. Binyıllardır ekmek yiyen bir topluma tak diye ekmeği kes demesi acaip. Bi orta yol bulabilmeli doktor sıfatıyla. İyi niyetine çok inanıyorum ama dan dun dayatması hiç mantıklı gelmiyor.
0
yaren
(07.01.18)
çoğu sözünü takip ediyorum. yanlış anlaşıldığını ve bunun temel noktasının televizyonlara çıkmak olduğunu düşünüyorum. tv'lere çıkan her doktor/araştırmacı/profesör.. ne olursa olsun popüler olduktan sapıtıyor ya da sapıtmış gibi gösteriliyor.

yani tv'lere çıkmasa kendine olan güvenim artar.

ticari kaygıları olan biri olduğunu düşünmüyorum. zaten zengin biri. kitapları 10 -
15 lira civarında satılıyor ve internetten bile bulunabilir. velhasıl kitap satmak adına popüler olacağını söylemenin doğru olduğunu düşünmüyorum.


televizyona ve haberlere çıkmasını kendi adına doğru bulmuyorum. toplumda olumsuz bir imaja sahip. çıktıkça daha fazla dalga geçiliyor.

kız arkadaşım onun önerileriyle beslenerek hayatını düzene soktu. ailesi de bu tarzda besleniyormuş. gerçi kız arkadaşımla yemek yemek ya da bir yere gitmek işkence oldu, ama o da canan karatay'ın sorunu değil. canan karatay'ın yemeyin dediği şeyler "bundan bir lokma yersen ölürsün" anlamına gelmiyor asla.

facebook'ta sağlıklı yaşıyoruz adında bir grup var. orada da canan karatay'ın diyetiyle (aslında bir diyet değil, yaşam tarzı) beslenenlerin geçirdikleri sağlık evrimine bir çok örnek var.
0
dahinnotha
(07.01.18)
@yaren

aslında söylenenlerin yanlış anlaşıldığını düşüyorum.
meyve yemeyin diyor ve ekliyor "biz meyve yemeyin derken, akşam yemeğinden sonra bir kilo yenilen meyvelerden bahsediyoruz. bizde alışkanlıktır, yemekten sonra, tatlı niyetine kilo kilo meyve ailecek. bunu yapmayın diyoruz."

ama toplumda şöyle algılanıyor "şeker en tatlı zehirdir. meyve şekerdir. meyve yerseniz ölürsünüz. bir dilim elma bile yemeyin." işte burası doğru değil -ki kendisi de bunu demiyor zaten-.

ekmeği de bin yıllık bir gelenek diye düşünmemek lazım. ben 10 ya da 15 yıl önce yapılan ekmek ile şuanki ekmek arasında hiç bir benzerlik olmadığını görebiliyorum. ekmeği geçtim, buğday ununda bile çok fazla katkı maddesi var. içindekiler kısmını okuyunca bunu görüyoruz: topaklanma engelleyici, beyazlatıcı... aslında mevzu, genetiği değiştirilmiş buğdaydan yapılan ve içine bir çok katkı maddesi koyulan undan yapılan bol katkılı ekmeği yememek.

yoksa yine kendisi doğal yolla üretilen gıdaların tüketilmesinde sakınca olmadığını ama doğal yoldan yapılmışını bulamadığımız için en iyisinin hiç tüketmemek olduğunu anlatıyor.
0
dahinnotha
(07.01.18)
Şeker konusunda abarttığını düşünsem de palm yağı ve mcpd konusunda tamamiyle wiki bilgisine sahip birisi. Neden diyecek olursanız:
Palm yağı dediği yağ ayçiçek mısır gibi tek bir yağ değildir. etli kısım ve çekirdekten toplamda 6 çeşit yağ ve fraksiyonları elde edilir. (Detaylıca anlatırım gerekirse) Bunların hepsini zehirmiş gibi, damarı tıkar vs gibi anlatması zırvalık resmen.
2-mcpd ve 3-mcpd ise sadece palm değil tüm yağlarla tuzun etkileşmesinden oluşur.

Bu saçmalamasından sonra firmalar palm-free diye millete itin önüne koysan üzerine sıçmayacağı yağlar yedirmeye başladı/başlayacak.

Not: yağ sektöründenim ve adı bilinen tüm firmaların hangi yağı kullandığını biliyorum (neredeyse)
0
ismira007
(07.01.18)
@ismira peki bu palmiye yaginin yagmur ormanlari alanlarina dogru gititkce yayilmasi, orangutanlarin yasam alanlarini elinden almasi, bolgedeki yerlileri yerinden etmesi gibi olaylari ne olacak?
saglik acisindan palmiye yaginin zararlari da zaten malum, dediginiz dogru, daha kotusu de gelebilir, fakat bu su andakinin kotu olmadigi anlamina gelmiyor.

dr. karatay seker hakkinda guzel konusuyor, bugday konusunda glutenden bagimsiz bazi hassasiyetleri olan bir insanim bugday ile ilgili bir belgesel vardi, yani sanki ikinci dunya savasindaki naziler gibi bahsedilmisti, tam korku filmi gibiydi. zaten ilgisi olanlar bugdayin nasil yayilmaci oldugundan, insanligin tarim devrimi ile nasil cekirgelestiginden haberdardirlar.
0
mavicorap
(07.01.18)
@mavicorap ben sadece palmin direkt olarak vücuda etkisini söyledim. Yağmur ormanları konusunda hemfikiriz.
Palm yağlarının sıcaklık ve katı yüzdesi grafiği:
i.hizliresim.com

Palm kernel yağlarına ait grafik:
i.hizliresim.com
0
ismira007
(07.01.18)
Palm yağıyla ilgili şöyle bir sıkıntı var: Normalde tüm yağlar ısındığında, yanma noktasını geçerse yağ asitleri mutasyona uğrar, vücuda girdiğinde de atık madde olarak serbest radikalleri açığa çıkarır, bunlar da hücrelere nüfuz ederek hücrelerde değişime neden olur. Bu değişim de bildiğimiz kanser. Dediğim gibi, bu tüm yağlar için geçerli; zeytinyağı tereyağı ayçiçekyağı pam yağı fındıkyağı fark etmiyor. Şimdi bu noktada paml yağının ayrıştığı nokta şu: Zeytinyağını ya da diğer yağları sıcak ya da soğuk kullanmak bizim elimizde, dikkatli kullanırsak, yani yakmazsak bize zarar vermez ama palm yağı için böyle bir durum yok. Palm yağının ilk hali oldukça katıdır, yani akışkanlığı çok düşük olduğu için kullanılabilirliği yoktur soğuk halde, o nedenle piyasaya sürülmeden önce uzun bir süre kaynatılarak akışkan hale getirilir, bu aşamada da yağ asitleri yanmış olur. Piyasaya da bu şekilde verilir ve kullanılır. Yanş yanmış halde, o nedenle yanmış yağın tüm zararları barındırır kullanım aşamasında, sıkıntısı bu.
0
angelus
(07.01.18)
Benim için bilimsel konularda konuşan birinin güvenilir olması için, söylediklerinin bilimle çelişmemesi gerekir. Canan Karatay'ın söylediği şeylerin büyük kısmı çelişiyor, artık konuşmalarını dinlemiyorum, belki arada çelişmeyen şeyler söylüyordur. Sansasyon olanlara açıp bakıyorum, onların arasında çelişmeyen yok gibi. Nihayetinde tabii ki güvenilir değil, toplum sağlığı açısından büyük risk.
0
evrim halkasi
(07.01.18)
şarlatan
0
haykorsamdunyaya
(07.01.18)
@angelus,
Palm yağının (kernel de aynı) yanma derecesini 230 olarak not almışım ben. ismira007'nin verdiği grafiğe bakınca erime noktası yanma derecesinin çok altında.
Benim not mu hatalı, yanlış anladığım bişi mi var acaba?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.01.18)
Angelus,
Palm yağı ve diğer bütün rafine yağlar (zeytinyağı rafinesi hariç) rafinasyonun son basamağında deodorizasyon denilen işleme tabi tutulur. Bu işlemde sıcaklık 220-240 derece arasındadır ama 240 dereceyi geçmez sıcaklık. Çünkü 240 dereceden sonra yağda trans yspı oluşmaya başlar. Senin dediğin gibi akışkanlık sağlama gibi bir durum söz konusu değildir.
Evet 20 derecelerde işlem yapılmaz ama kritik 240 derece de aşılmaz. Ya da kase, paket margarinler haricinde nutella vs gibi markalara özel yağlara tuz koyulmaz bu nedenle de mcpd oluşmaz.
0
ismira007
(07.01.18)
Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi palm yağının 200 derecenin üstünde rafinesi halinde kansorejen haline geldiğini açıklamıştı, Nutella'nın Türkiye genel müdürü bile palm yağını 200 değil 80 derecede ısıttıklarını açıkladı. Yani bu durumda palm yağınının ısıtılmasının 240 dereceyi geçmedikten sonra zararlı olmayacağını düşünmek pek doğru bir yaklaşım değil. Ha şimdi Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi yanlış biliyor derseniz ona da tamamım ben.
0
angelus
(08.01.18)
ben yazdığı kitapları çok mantıklı buluyorum. uygulayınca da çok güzel sonuç veriyor. ama medya önünde neyi nasıl söyleyeceğini ayarlayamıyor.

söylediklerini değil yazdıklarını dikkate alırsan inandırıcılık oranı %99.
0
babilbaligi
(08.01.18)
et yediğimde başım ağrıdığı için bu kadına pek inanmıyorum.
0
for day to break
(08.01.18)
(28)

Kız çocuğu için ikinci isim

sarjli matkap
Yeni doğacak kızımız için devrim ismini düşünüyoruz, kulağa hoş gelen bir ikinci ismi de olsun istiyor eşim ama bir türlü karar veremedik. Fonetiği hoş isim önerilerinizi rica ediyoruz.
Yeni doğacak kızımız için devrim ismini düşünüyoruz, kulağa hoş gelen bir ikinci ismi de olsun istiyor eşim ama bir türlü karar veremedik. Fonetiği hoş isim önerilerinizi rica ediyoruz.
0
sarjli matkap
(07.01.18)
devrim tek başına anlamlı ve güçlü bir isim. yanına ne gelseniz sönük bıraktıracaktır.
ama;

devrim deniz
devrim eylül
devrim ekim
0
neo
(07.01.18)
mira ya da miray
0
killerbee
(07.01.18)
Açılın iki isimli biri olarak ben geldim. Kesinlikle önermiyorum. Tek isimli olsun; sonra sorun oluyor. Negzel bir isim bulmuşsunuz öyle kalsın.

Unutmadan şimdiden Allah analı babalı büyütsün, hoşgeldin Devrim! Maşallah.
0
baldan kaymak
(07.01.18)
15 temmuz sehitleri devrim.

şaka bir yana çocuguma siyasi ideolojiyi yansitan bir isim vermezdim. ileride bu yüzden başına muhtemelen çok sıkıntılar gelicek. hangi tarafin ideolojisi olursa olsun

tahammulsuz bir milletiz 10 sene sonra cocuk buyuyunce belki bu durum çok daha vahim olacak.

zaten bir kıza devrim ismi gitmiyor. daha feminen, nazik, kulaga hoş gelen bir isim bakmanızı tavsiye ederim
0
egokalp
(07.01.18)
kız için devrim pek hoş değil.
ego kalp
+1
0
sutlu nescafe
(07.01.18)
Bence de çocuğa ideoloji yansıtan isme gerek yok , o doğru yolu bulacaktır zaten.
0
Erensq06
(07.01.18)
Genelde oğlanlara Devrim, kızlara Evrim konur. :d
Devrim çok çok iyi isim ama ne yazık ki bana da feminen gelmiyor.
İlla ki Devrim olacak, başka isim asla olmaz diyorsanız yanına başka ad eklemeyin. Ben 2 isimliyim, konu 2 isim tü kaka değil (ha tabii o da var ama)
Devrim çok "heybetli" bi isim. Arkadaşın da dediği gibi yanına gelen isim güzel de olsa tırt kalır.
0
thomaswantsmore
(07.01.18)
bence devrim ismi bir kadin, bir kiz cocugu ve bir bebek icin super bir isim, turkiye'yi son zamanlarda istila etmis cinsiyetci, apolitik veya dinci isimler okyanusunda umut veren minik bir damla, hatta damla veya mercan gibi bir isim de yanina yakisir, busralarin kubralarin, dogalarin adalarin yaninda piril piril parlar cocugunuz :)

umarim beraber musmutlu olursunuz, bu yorucu ve tatli heyecanin tadini cikarin, moral bozan insanlardan uzak durun.

iki isimli bir insan olarak kesinlikle halimden memnunum ve iki isimli olmak aile geleneginde de varsa tabi bir anlam ifade ediyor ama ikinci ismi yuk gorenler de var genelde bu kesim aileden anlam ifade ederek ikinci isme sahip olamamislar, o yuzden uc harf fazla yazmak zorlarina gidiyor, o uc harfi yazmayarak dunyayi kurtaracakken son anda engellenmis oluyorlar.
0
mavicorap
(07.01.18)
devrim su
devrim evrim

görüldüğü gibi devrim'e ikinci isim saçma.
0
rhan
(07.01.18)
AAHAHAHAAHAHAHAH devrim ne tür bir ideolojiyi yansıtıyormuş?

devrim güzel bir isim, devrim adında bir kadın da tanımıştım, gayet de hoş bence. ikinci isme gerek olduğunu düşünmüyorum fakat ille de öneri isterseniz, devrim ekim iyidir neo'nun dediği gibi.
0
rahip janick
(07.01.18)
İki isim tavsiye etmiyorum +1

Doğum yaptığımda hastane bilgisayarına kullanmadığım ismimi tam yazıp kullandığım ismimin baş harfini yazmışlardı, gelenler bulamadan geri dönmüşlerdi.
Onun dışında da sıkıntılar yaşadım. Onlar neyse de mesela doğum değil acil bi durumdan yatsaydım arayan beni bulamayacaktı.

Biz kararı verdik derseniz bi öneri de benden gelsin;
Özge Devrim
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.01.18)
Dayanamadım bişi daha dicem. :)
Devrim Ekim diyenler olmuş da bu isim direkt "ekim devrimi" lenin melin demek.
Çocuğa Savaş Kurtuluş ismini vermek gibi. :d
Bi insana böyle isim koyulmaz be yazıktır. :)
0
thomaswantsmore
(07.01.18)
egokalp'e tik verişinizden cesaret alarak yazıyorum. hocam hakikaten bir daha düşünün.
ilkokuldan üniversiteye varana kadar tüm insanlar farklı bakıcak.
tanışırken arkadaşları ondan bilmesede ailesi için farklı bakıcak.
olur ki bir erkek sevgili falan olmak ister, temkinli yaklaşır/belki yaklaşmaz.
yada olur kızınız bambaşka bir tabiata sahip olur, uysal, hanım hanımcık biri oluverir.
tüm bunlar üzerine kızını da benim adım niye böyle diye size gelebilir.
0
güneyli çocuk
(07.01.18)
tek isim taraftarlarına bakmayın, iki isim her zaman daha havalı ve güzel, tek handikapı ilerde algı değşir mi bilmem ama kadın evlenince erkeğin soyadını almasından kadınların isim soyadları dört sözcüklü devasa bir şeye dönüşebiliyor.
0
gezegen olan pluton
(07.01.18)
Güz hem anlam olarak hem de fonetik olarak ikinci ismin kolay söylenebilmesi açısından tamamlayıcı.

İlkini sevmezse ikinciyi kullanır diye düşünürsek gün de olabilir.
0
baba jo
(07.01.18)
üç isim sahibi olarak biri diyorum ki, iki isimli olmak iyidir. üç ismim olduğu için çok zorluk çektim / çekiyorum ama öte yandan her ismimin bana bir özellik kattığını düşünüyorum.

kendi adıma devrim ismini beğenmiyorum. kadına da yakıştırmıyorum. ancak yanına ikinci bir isim koymak için "deniz" güzel bence.

cevaplarda gördüm beğendim. özge devrim ve devrim güz de güzel tamamlamalar olmuş.
0
dahinnotha
(07.01.18)
ozgur
eylul
çağla
çağlar
0
alttaraf
(07.01.18)
arkadaşlar sakin belki karşı devrim asdgf

arkadaşın ideolojisini bilmeden çok yüklenmişsiniz. neyse devrim kendi haliyle güzel, iki isim böyle birbiriyle uyumlu olunca çok hoş durmuyor bence.

hani devrim ile uyumlu herhangi bir isim yerine ''hasibe devrim'' bile daha iyi, ananemin adı hem adsfg

bak benim ileride kızım olursa hasibe devrim koyabilirim aslında :D
0
air
(07.01.18)
Yahu sadece isim tavsiyesi istedim arkadaşlar, ideoloji falan yok ortada. Eşimin hoşuna gidiyor sadece Devrim ismi. Evet ben de biliyorum Türkiye gibi her haltı yargılayan bir ülkede sıkıntı yaşatabilecek bir isim ve bu yüzden yanına hem tamamlayıcı hem de gereksiz insanları savuşturucu bir ikinci isim düşünüyoruz.

İki isim konusunda da bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Arkadaşlarımın içinde apdurrahman erdem diye adam var ve hayatı boyunca tek yaşadığı sıkıntı üniversite kimliğinde isminin AbdurrahmanE. Yazması :)

Herkese görüşleri ve önerileri için çok teşekkür ederim.
0
🌸sarjli matkap
(07.01.18)
ekim!!

ekim devrimi olur harika olur
0
mehmed resad
(07.01.18)
iki ismim var, bunu çocuğa yapmanızı önermem.

adıyla büyüsün.
0
babilbaligi
(08.01.18)
temmuz
0
kablelvuku
(08.01.18)
İş yerinde bi Evrim bi de Devrim hanım var hep karıştırıyorum yaa.

Harley Davidson'ın Evolution-Revolution motorlarından ayırt edeyim dedim hepten karıştı. Evolution eski nesil motor ama adı evrim olan genç, revolution yeni nesil enjeksiyonlu ama devrim olan yaşça büyük. Bi gün devreler komple yanacak mail'e merhaba Harley hanım diye giricem o olacak.
0
onemoremile
(08.01.18)
devrim isimde erkek tanıdıklarım var kızda hiç duymamıştım .
iş hayatında sıkıntı yaşar Devrim bey şeklinde başlayan mailler alır .
0
devilone
(08.01.18)
İki isim cok zor bişey.
Öte yandan Devrim için yorum istememişsiniz ama, çocuğunuz ileride sizin ideolojinizi taşımak zorunda değil ki.
Güz güzelmiş.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(08.01.18)
bence devrim deniz çok uyuyor. Kesinlikle bir tarihi kişilik düşünmeksizin söylemesi hoş, armoni olarak uygun.
0
kismisolungac
(08.01.18)
ferya yada şenay
0
smokee
(08.01.18)
Bilge güzel isim.

Söylemeden geçemeyeceğim, eşimin bir adı da Eylem. Özellikle askerlikte çok çekmiş. Polise işi düştüğünde, devlet dairelerinde hep o ismi bir sorulur "neden" diye. Eylem diye bir kız arkadaşım da var, devlet lisesinde çekmediği kalmadı kızın, hiç istemediği halde buna (göbek adı olmayan) başka bir isimle hitap etti psikopat hocalarından biri. Çocuğunuzu istediğiniz gibi yetiştirin, ama zarar görebileceği bir ismi vermeyi bir kez daha düşünün.
0
SiyamkedisiZorro
(08.01.18)
(9)

yemek yapmaktan anlayanlara bir soru

mayeskuel
yemek yapmaya yeni basladim; ama bana alttaki gibi pratik bilgiler lazim.once sogan kavrulur sonra etyada tereyagindan once biraz zeytinyagi koyulur yoksa tereyagi yanargibi.
yemek yapmaya yeni basladim; ama bana alttaki gibi pratik bilgiler lazim.

once sogan kavrulur sonra et
yada tereyagindan once biraz zeytinyagi koyulur yoksa tereyagi yanar

gibi.
0
mayeskuel
(07.01.18)
Kaynamamis suya tuz atilmaz.
Once salca kavrulur sonra domates eklenir.
Tencere yemeklerinde sira: yag, sogan, salcadir.
0
nax
(07.01.18)
Once et. Cunku gec piser. Sonra sogan. Et varsa yag koymana gerek yok yemege ama tat katsin dersen tereyagi biraz olabilir.
Tereyagini, yemegin her seyini kavurup, suyunu koyduktan sonra en son koyuyorum ben.
0
mor oje
(07.01.18)
Soğan biber çok kısık ateşte kavrulur. Gür ateşte yanar.İyice sararıp kendilerinden geçine domat atılır. Atmayacaksan salça
0
for day to break
(07.01.18)
soğan biber salça bunlar hemen hemen baş malzemen.

ilk önce yağ sonra soğan soğan pembeleşince biber sonra salça 3-5dk kavur sonra yemeğin diğer malzemesi neyse o.

tuz en son atılır. baharatlarda da yapraklı baharatlar yemek bittikten sonra ufalayarak kekik olsun nane olsun.

tereyağ tadını alacaksan en son at ama farklı bir tavada karartıp.

ilk kullanacaksan tereyağ yanmasını istemiyorsan içine biraz sıvı yağ at.

eti yemeğe katacaksan farklı tencerede haşla/kavur. lazım oldukça yemeklere oda sıcaklığnda iken yemeğin olmasına bi10dk kala at. yemekle beraber kaynat. bu mesela patates yemeği (etli), türlü gibi şeyler için. bunları zaten kendin deneye deneye öğrenirsin benim taktiklerim bunlar.
0
qobel
(07.01.18)
reserved
0
glamdr1ng
(07.01.18)
ocağın seviyesini su kaynatmak haricinde hiçbir zaman yarının üzerine getirme. yanar.

et için yarım, pilav pişerken de çeyrek seviye yeterli oluyor mesela.
0
sttc
(07.01.18)
yemeğe tuzu en son atacaksın. yemek pişsin, sonra koy tuzu. yoksa tadı kötü oluyo.
haşlama yaparsan (makarna ya da benzeri başka yemekler vs) ya suyunu süzme (yani suyunu iyice çeksin, suyu ona göre ayarlayıp koy baştan) ya da haşlanınca suyunu biraz bi yere ayır, yemeğin yanında başka bir şey yaparsan -meze/sos gibi- normal su yerine bu suyu koy. vitamini gitmemiş olur.
0
thomaswantsmore
(07.01.18)
Tencere yemeklerinde tencereye koyma sırası en geç pişenden çabuk pişene şeklinde yapılır.
Soğan eskiden daha sert yapıdaydı o nedenle önce soğan konurdu. Şimdiki soğanlar gevşek yapıda ve sulu daha çabuk pişiyor yine de ben soğanı önce koyarım.
Soğan suyunu salar ve çeker, rengi değişmeye başlarken eti koyarsın.

Et; kıyma, kuzu eti, beyaz etse önceden pişirmeden konulur. Parça dana etiyse önceden pişirilirse sonuç daha garanti ve güzel olur.

Sebzelerden zor pişenler sert yapıda olup suyu az olanlardır.
Havuç ve biber konacaksa etten sonra bunlar atılır.

Ben türlü yaparmış gibi anlatayım, hem sıralamayı vereyim hem tarif olmuş olsun.
Havuç ve biberin ardı sıra;
taze fasulye/ taze börülce
patates
patlıcan
kabak

Her ilaveden sonra tencerenin kapağı kapatılıp bir iki çalkalanır veya malzeme kaşıkla döndürülür. bu arada sebzelerin etin soğanın aromaları birbirine geçer. Kaşıktansa tencereyi çalkalamak daha iyi, sebzeler zedelenmez.

Salça kullanılacaksa sebzelerden önce, domates kullanılacaksa ister sebzelerden önce ister en son konur. Damak zevkine, yemeğin türüne göre değişebilir.

Suyunu koymadan önce malzemelerin saldıkları suyu çekmesini beklersin. Gerekirse su ilave edersin. Yavaş ateşte pişen yemek fazla su ilavesi istemez.

Lezzet yemeğin yavaş ateşte pişmesiyle doğru orantılı artar. Sebze ekleme faslında orta ateş iyidir sonrasında kısık ateş iyidir. Bu aşamada tencereyi küçük ocağa alabilirsin.

Kışlıklardan karnabahar haşlanır sonra pişirilir.

Bakliyatlardan nohut ve fasulye bi gece önceden ıslatılır, sabaha haşlanır. haşlama suyu süzülür. Diğerlerinde ıslatmaya gerek tok, haşlayıp pişirirsin.

Sarı mercimeğim haşlama suyu süzülmez. yemeğini veya çorbasını suyuyla birlikte yaparsın. çorba yapmadan önce kevgir veya rondodan geçir. pişerken soğan koyarsan lezzetli olur. havuç ve patates de koyarlar ben sevmediğim için koymuyorum.

Haşlamalarda suyunu dökeceksen sıcak su koymaya çalış, dökmeyeceksen farketmez. Haşladığın malzemenin sadece suyunu kullanacaksan soğuk su kullan ki özü tadı suya geçsin.

Zeytinyağlı pişirilirken içine birazcık şeker atarsın. Lezzetli olur.

Sıcak aşa soğuk su katılmaz, suyu ılıtıp ilave edersin.

Etli yemeklerde tuzu en son inmesine yakın koy, tuz eti sıkar pişmesine engel olur veya geciktirir.

Yağların yanma dereceleri çabuktan geçe:
sızma zeytinyağı
tereyağı
düşük asitli sızma zeytinyağı
rafine zeytinyağı
rafine yağlar daha geç yanarlar.

Etli yemeklerde et yağlı değilse tereyağ kullanabilirsin, sıvı yağa oranla eti daha yumuşak yapar ama soğan kavrulana kadar yanmaması için kısık ateşte yapman lazım ve elini çabuk tutman lazım..
Ben yemeklerde tereyağ kullanmıyorum, hepsini zeytinyağıyla yapıyorum. Pilav ve makarnaya teryağ veya zeytinyağ koyuyorum. O anki canımın ne istemesine bağlı:)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.01.18)
Rezervasyon.
0
lana del rey
(09.01.18)
(34)

Aldatılıyorum, elimden bişey gelmiyor.

mira_
Merhaba,sevgili ekşiciler şuan yaşadığım durum hakkında fikirlerinize ihtiyacım var. aynı şirkette ama farklı şubelerde çalışan biriyle görüşüyorum. çok olmadı ilişkimiz başlayalı. geçen gece erkek arkadaşımla birlikteydik. bir keresinde telefon şifresini bana söylemişti. benimde aklımda kaldı.(kadı
Merhaba,
sevgili ekşiciler şuan yaşadığım durum hakkında fikirlerinize ihtiyacım var. aynı şirkette ama farklı şubelerde çalışan biriyle görüşüyorum. çok olmadı ilişkimiz başlayalı. geçen gece erkek arkadaşımla birlikteydik. bir keresinde telefon şifresini bana söylemişti. benimde aklımda kaldı.(kadınlar böyle şeyleri asla unutmazlar.) o uyurken aldım telefonu wc ye gittim. telefonu yanımdayken uçak moduna almış hiç bildirim felan gelmedi tabi o zamanlar. uçak modundan bir çıktım. bildirimler yağmur gibi yağıyor. mesaj önizlemesi açık olduğu için görüldü yapmadan gelen mesajlara baktım. birde ne göreyim aşkım diye mesaj atmış bir kız. numarayı kendi telefonuma bir yazdım Allahım birde ne göreyim eski kız arkadaşım.( ben bu kızın eşini tanıyordum, eşi benden rica etmişti.kardeşim eşim iş arıyor yardımcı olurmusun diye.ortalama 2 sene önce. bende yardımcı oldum kızı işe aldırdım felan.sonra kız yönetimizle tartışıp işi bırakmıştı.farklı bir firma adına gene bizde çalışmaya başlamıştı.neyse arada görüp selam veriyordum.konuştuğumuzda eşiyle boşanmak üzere olduklarını sölemişti. ki ben bu insanların evine girdim defalarca.yemeklerini yedim.bu sebeple bu yaşananlara çok üzülmüştüm.hep barışmalarını tavsiye ettim )her neyse şimdi şok geçirmiş şekilde napcağımı bilemez haldeyim. ayrıca çocuğun sadece mesajlarını okumadım. tüm sosyal medya şifrelerini kaydettiği bir dosya var onu indirdim telefonuma.çocuktan da acayip hoşlanıyorum. napcağımı bilemedim.ki sanıyorum ki sadece o evli kız yok hayatında.baya bir kişiyi beraber idare ediyor. ayrıl siktir et boşver demeyin. bunları söylemek çok basit gerçekten
0
mira_
(06.01.18)
Evli değilsin ayrıl gitsin işte daha ne. Zaten çok olmamış başlayalı.
0
kaderdeki bekir
(06.01.18)
böyle bir herifle ayrılmayıp da ne yapacaksın acaba? yani ilerde düzelir filan diye düşünüyorsan, düşünme, düzelmez.
0
keçeli-kalem
(06.01.18)
Hayır ne yapmayı planlıyorsun? Gidip ona "onları bırak sadece ben olayım hayatında" mı diyeceksin? O tamam dese bile güvenebilecek misin?

Elinden gelecek çok şey var ama ona olan ilgin seni biraz kör etmiş deyim yerindeyse. Aşık falan olduğunu söyleme çünkü aranızda olabilecek en fazla şey tutkudur. O da bi zaman sonra biter.

Ne yani sen şimdi akşam yatağında uyurken senin attığın mesajlara cevap vermediğinde, "aşkım telefon şarjda yazıcam ben sana" dediğinde, "ya telefon çekmiyordu buralarda" gibi bir sürü bahane sunup seni oyaladığında içine kuşku düşmeyecek mi?

Yok ben tamamım bu tavıra diyorsan da tebrik etmekten başka bir şey gelmez elimden. Ne open relationshipler varmış da haberimiz yokmuş.
0
kablelvuku
(06.01.18)
kendinize yazık etmeyin, ayrılın
0
haykorsamdunyaya
(06.01.18)
Ayrılman Laz'ım ama aşk laftan anlamaz.
Hayırlısı neyse o olsun sizin için.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(06.01.18)
Ya kusura bakma fakat boyle insanlar oldugu surece biz erkek milletinin isine geliyor. O gibi erkekleri sizin gibiler yuceltiyor ve dogal olarak erkeklerin aldatma hakki doguyor. Bana gore aldatmak dunyada cinayetten bile buyuk bir suctur. Fakat iste bazi insanlar bunu o kadar basit goruyorlar ki, seviyorum olayina dayanip katlaniyor. Efendim devam edin bir cariye olmaya, ne guzel sizin gibi insanlarin var olmasi. Cocuga da helal olsun simdiden aslanim benim kac tanesini parmaginda oynatiyor.
0
goodenuff
(06.01.18)
"ayrıl siktir et boşver demeyin."

Madem öyle görmezden gelip devam edeceksin hayatına.
Yapman gerekeni yapamayacaksan orayı burayı kurcalamamalısın.
0
mutekebbir
(06.01.18)
Onun sana siktir çekmesini mi bekle diyelim ? @mrsnpr haklı heyecan arıyorsan kısa bir süre daha bunu yaşa. Ama benim anlamadığım senin kendine böyle bir durum karşısında vermediğin değeri onun vermesini bekleme. Uçak modunda ilişkilerini sürdürülebilir kılan adama ne diyeceksin ki ? Üzerine konuşulacak bir şey dahi değil çünkü sen söyleyeceği herhangi bir yalana da inanmayı tercih edersin bu da kendine yapacağın başka bir kötülük olur. Bırakmayı, son vermeyi öğrenmek gerek. Ya da kabullenip türlü paronoyalarla hayatına devam edersin. Sağlıklı seni seçmek senin ellerinde.
0
dyg*dyg
(06.01.18)
elinden bişey gelmiyor he mi?

ne demek ayrıl demeyin yahu. e biz demeyelim. sne boynuzları cilalamaya başla. valla başkası adına utanmak durumu.
0
elorelia
(06.01.18)
Siz bu kafayla zaten burnunuzun dikine gidersiniz. Siktir et demeyelim de ne diyelim yani. Aklı başında insanlar zamanını boşa harcamaz böyle insanlarla. Biz ne desek boş.
0
inawen
(06.01.18)
elimden bir şey gelmiyor değil onur,gurur kavramlarıyla pek bağım yok demek sizinki. yani inanılmaz garip karşılıklı sevgi olur her şeyi köşeye koyarsın onuru da gururu da karakteri de sizi aldatan biri var siz ayrılamam diyorsunuz o halde niye başlık açıyorsunuz gidin aldatılmanın keyfini sürün ne öneri bekliyorsunuz diğer kızları ekarte et bir tek senin olsun falan mı ?

kızların efendi adam yerine piç adam tercihinin vücut bulmuş hali olmuş sizin olayınız böyle bir şeyi kendinize yediriyorsanız bence devam edin herhangi bir şikayet hakkınız yok demeyi hiç sevmem fakat haketmiş oluyorsunuz üzgünüm mutlu ilişkiler dilerim size.
0
biravekahve
(06.01.18)
Ya bi ilişkiniz var mı yok mu anlayamadım. Çok hoşlanıyorum ile aldatılıyorum arasında fark var sanki. Çok karışık anlatmışsın, bi netleştir de ona göre sağlıklı düşünelim.

Ayrıca aldatıldığını göre göre bile bile, üstelik aldatılmaktan zerre kadar hoşlanmayan, çok rahatsız olan bir insanken bu iletişimi devam ettirmek kendine satgısızlıktır. Ne kadar âşık bile olsa, aldatılmaktan rahatsız olan bir insan mutlaka aldatanı hayatından çıkarmalıdır. Aldatılmaktan rahatsız olmuyorsa başka mesele. Ama kendine ters düşmemeli insan. Kendine saygısı olmalı.
0
yaren
(06.01.18)
Denk geldi yazayim hemen,ne diyelim mahmut mu diyelim.

Oncelikle bana gore burada asil terbiyesizlik cocugun telefonunu karistirmis olman,bununla kalmayip sifrelerini vs alman buyuk ayip ama konumuz bu degil.butun kadinlar boyledir falanda deme,senin gibiler var ama konumuz bu degil,takilmayalim.

Yaslar kac bilmiyorum ama bende hayatimin buyuk bolumunde birden fazla kizla beraber oldum,fazlasiyla secici olsamda bu sayi genelde beklenenden fazlaydi ve uzunca bir sure devam etti bu.durum boyle oluncada birisi gitmis,birisi kalmis falan umrumda olmuyordu,konu skor meseleside degil sadece o yaslarda tekrar olamayacagimi ve ileride buna vaktim bile olmayacagini biliyordum.bunu neden anlatiyorum cunku o arkadas senin anlattigina gore benim pozisyonumda,burdan yola cikip sana sunu soleyebilirim,prenses sen degilsin.digerleride degil.

Simdi iki secenegin var.ilki takil,eglen,umursama ikincisi mahmut.
0
duptıs
(06.01.18)
@duptıs

Telefonu karıştırmak şifreleri ele geçirmek yanlış da aynı anda bilmem kaç kişiyi idare etmek pek bi doğru gibi konuşmuşsun, al birini vur ötekine olmuş. İnsanın kendine ve sevgiye ve insana saygısı diye bir şey göremedim bu cevabında. Çok acaip.
0
yaren
(06.01.18)
Bu duyurudakilerde nedir bu özgüvensizlik, acıdan zevk alma isteği, mazoşistlik?

Bi kendinize gelin ya. Ne kadar saçma ilişkileriniz var böyle.

"ayrıl siktir et boşver demeyin." miş. bi de not düşmüşsün.

3 lü yapmayı teklif edin.
0
MaNOfTheYear
(06.01.18)
@yaren

Takilmayalim demistim ama takilmissin,ayip oldugu konusunda hemfikirsek gene takilmayabiliriz.

Yazdiklarimda di li gecmis zaman kipinde yasantimdan ornek verip neticesinin ne oldugunu soyledim,sevgiden,saygidan,dogrulugundan bahsetmedim.samimi bir itirafla bu tarza hakim oldugumu belirttim sadece.cok kisi bu yatirimini bozmamak adina bu itirafta bulunamiyor ben karamuratlik yapip gercegi soyledim.
0
duptıs
(06.01.18)
"Tum sosyal hesaplarinin sifrelerinin oldugu dosyayi indirdim." cumlesi hala kulaklarimda yankilaniyor. Beyler kadinlardan korkun bence:)
0
balpolen
(06.01.18)
o şüpheyle yasayabilecek misin?

gördüğün anda kan beynine gitmediyse sen baya sakin biriymissin.

ayrilmayi dusunmuyosan mucadele edip tek kadin olmaya calismayi planliyorsun demektir. dilerim basarirsin ama diyelim ki basardigini dusundugun gunler geldi, ilk soruma yanitin ne?
0
her giriste sifresini unutan adam
(06.01.18)
Eleman belli ki uçanı kaçanı s.kmek isteyen tiplerden. Böylelerinden aile babası olmaz. Ciddi düşünüyorsanız bırakın. Ben de sadece seks amaçlı düşünüyorum, işim bitince basarım tekmeyi diyorsanız da hiçbir şeye karışmayın, haberiniz yokmuş gibi devam edin.

Evli kadınlarla düşüp kalkan bir erkekten hiç bir cacık olmaz.



.
0
kartallar yuksek ucar
(06.01.18)
Zaten ayrıl da önemli olan sebebini söyleyip söylemeyeceğin. O düşünce biraz güç işte. Ayrılma demeyin ne demek anlamadım bu arada :D arkadaşların da tepkisini çekmiş.
0
freetakilir
(06.01.18)
Siz kadınlar seversiniz böyle tipleri... Öncelikle sakın bırakmayın peşini. Adam edersiniz bence emek sarf ederek. Tüm hayatınızı buna adayın. Sonunda perişan olmuş, elde avuçtaki her şeyinizi psikolojiniz ile birlikte kaybetmiş olacaksınız ama değer buna, aşk sevgi emek ister değil mi ? Her olumsuzluğunu görmezden gelin. Sürekli yanında olun, tepenize de çıksa sesinizi çıkarmayın. Döverse, söverse erkektir yapar diyerek yerinizi bilin ve susun. Diğer kadınlara rağmen sevin onu. Çocuk yapın ondan, onun da psikolojisini bozun. Buraya yazdığınız yetmez, kadınlar kulübüne de yazın, arkadaş ortamlarında ağlak şekillerde anlatın. Kendinizi alkole uyuşturucuya verin. Okulunuzu işinizi bırakın falan. Ayrıl siktir et salak mısın demiyorum bakın size, siz mutlu olmayı hak etmiyorsunuz çünkü. O pırıltı yok sizde. Aileniz, çevreniz, tecrübeleriniz sizi bu hayata layık kılabilecek seviyede değil. Madem öyle, bir şerefsizi piyasadan çekin. Bir insan evladı rahat etsin.
0
bahoa
(06.01.18)
@bahoa

+1 duyguların tercümanı olmuşsun.
0
biravekahve
(06.01.18)
Arkana bakmadan uzaklaş.
O değişmeyecek. Sen ondan olumsuz etkiler alacaksın.
Özsaygın zedelenecek.
Sonraki ilişkilerine yansıyan olumsuz davranışlar geliştireceksin, sonrasında sağlıklı bi ilişki kurmakta zorlanacaksın...

Çöplüğün içinde bi dilim pasta görüp "ama ama o pasta çok güzeel" der gibisin.
Acayip hoşlanacağın başka birini bul.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(06.01.18)
Troll değilsen, bu kişiyle evlenmeyi de düşünmüyorsan fuck buddy niyetine devam et ne olacak? Tabi iyi korun ondan bundan hastalık getirme ihtimali de var.

Evlenmek istiyorsan başka uygun birini bulmazsan zaten ne biçim bir hayata yöneldiğini kendin de biliyorsun ki 'ayrıl siktir et boşver demeyin' demişsin. Tasası senin yani. Kolay gelsin.

Troll'sen, sana benden 10 internet puanı.
0
idexo
(06.01.18)
Annen baban uzulmez mi bu hallere dustugune. Sen bundan degerlisin, hazir yolun da basindasin. Ayril tabii ki. He yok illa devam edicem diyosan 4s kuralini aklindan hic cikarma. Kendini kullandirma, fedakarlik yapma. Bari bittiginde iyi ki sunu bunu vermemisim o salaga demezsin.
0
beriberi
(06.01.18)
@acemi +1

Bence de uçak moduna alması önemli. Demek ki önemsiyor, demek ki seviyor. İlişkiniz daha yeni. Zamanla eski hayatına ait şeylerden sizi tanıdıkça vaz geçer. Bir anda eski hayatını unutmasını beklemeyin. Yavaş yavaş. Siz sabredin ve anlayış gösterin. Sevgi emek isteraghsdfahsfd
0
thracia
(06.01.18)
okurken sinirlerim harap oldu yeminle . ayrıl demeyelim de ne diyelim , devam et denmesini istiyorsan ne diye gelip buraya bunları yazdın . hiç kusura bakma ama adam az bile yapmış senin gibi bir kadına . bu ne özgüvensizlik. senin kendine hiç mi saygın yok be kadın , kendine hiç mi değer vermiyorsun , annen baban da mı sevmedi seni şimdiye kadar, nasıl bir insanın sana bunları yaşatmasına izin veriyorsun . senin gibi kadınlar yüzünden erkekler her kadına bunu yapabileceklerini düşünüyor iste. sen devam et , git sev kokla bağrına bas , bas ki öyle adamlar zehirlerini akıtmak için başka enayiler aramasın
0
apartman teyzesi
(07.01.18)
basit olanı yapıyorum, karakter sahibi bir insan gibi davran, vur tekmeyi.
0
Apocalypse
(07.01.18)
Arkadaşlar söylediklerinizi iyice okudum. Söylediklerinizde yazdıklarınızda çok haklıymışsınız. Ben buna tekmeyi bastım. İnkar etmedi tam aksine itiraf etti. Anı yaşamak istediğini kimseyle ciddi düşünmedğini felan söyledi. Demiştim ya şifrelerin olduğu dosyayı aldım diye. Bi şekilde tc kimliğinide öğrendim. E devletten baktım. Üzerime ev var demişti. Yokmuş. Araba var demişti yokmuş. 4 sene jamdarma özel harekatlık yaptım demişti. Yalan :). Sabahtan beri kendi kendime gülüyorum. Verilmii sadakam varmış adam şizofrenin önde gideniymiş
0
🌸mira_
(08.01.18)
"ayrıl siktir et boşver demeyin. bunları söylemek çok basit gerçekten"
Ne tur bir oneri bekliyorsunuz merak ettim? Devam et o zaman.
0
stavro
(08.01.18)
Sosyal medya hesaplarının şifresini aklında tutamıyor ama bir sürü kişiyi aynı anda idare ediyor öyle mi?

Basit olan genelde doğrudur zaten. Ayrılın, eğer birlikteyseniz.

Gerçekse başkası adına utanma durumu +1 diyorum.
0
windowsguvenlikduvari
(08.01.18)
Banane mal varlığından. Benim anlatmak istediğim ne kadar yalancı olduğu. Adam olsa ben onla kuru ekmek te yerim. Adam rahat rahat sallamış hiç ortaya çıkmıcak gibi
0
🌸mira_
(08.01.18)
Adam sizofren falan degil, nabza gore serbet verip yolunu buluyor sadece.
0
stavro
(08.01.18)
Hala ben buna tekmeyi bastim diyor :)) adam tarafindan hic bir zaman hayatina dahil edilmedigini anlamamis adama tekmeyi vurdum diyebiliyor.
0
apartman teyzesi
(09.01.18)
(14)

bu sorunun cevabı nedir? biraz acil

038576
sb https://i.hizliresim.com/Vr5kPZ.jpg
0
038576
(06.01.18)
Sanırım
.. sevdiğinden - daha- çok severim, olmalı
0
1adam
(06.01.18)
c
0
cedex
(06.01.18)
Bence b
0
Amaranta ursula
(06.01.18)
c
0
washe
(06.01.18)
b
0
logic
(06.01.18)
b
0
blacksky
(06.01.18)
B
0
nucleon
(06.01.18)
bence D
senin birinci olduğuna yerine birinci olduğuna demesi yeterli
0
yüzyıllık yalnızlık
(06.01.18)
B'de muğlaklık var. İki anlama da geliyor bu şekilde.
0
m e b
(06.01.18)
B

net bir anlam çıkmıyor. övüyor mu yoksa daha iyi tanıdığını mı söylüyor belli değil.
0
peace.on
(06.01.18)
A diyorum. Asla yerine kesinlikle gibi bir kelime gelmeliydi
0
licorne
(07.01.18)
a.
0
zgrydn
(07.01.18)
Önce a demiştim, değiştiriyorum, b.
iyi bilirim; iyi olarak değerlendirmek veya tanımak anlamlarında olabilir. Cümlede hangi anlamda kullanıldığı anlaşılmıyor.

Diğer seçeneklere gereksiz öğeler, hatalı kelimeler koymuşlar ama onlarda anlatım bozulmuyor. B de anlatım bozukluğu var.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.01.18)
cevabı merak edenler için:
"Doğru cevap: B
Bu seçenekte anlam belirsizliğinden kaynaklanan bozukluk söz konusu.
İki anlam var:
Ben Divan edebiyatı sanatçılarını şimdiki sanatçıları bildiğimden çok biliyorum.
Yani bilen özne benim.
Bilinen iki nesne var: Divan edebiyatı sanatçıları ve şimdiki sanatçılar.
Şimdiki sanatçılar az biliniyor, Divan edebiyatı sanatçıları daha çok biliniyor.

Ben Divan edebiyatı sanatçılarını şimdiki sanatçıların Divan edebiyatı sanatçılarını bildiğinden çok biliyorum.
Yani bilen özne ben ve şimdiki sanatçılar.
Bilinen nesne Divan edebiyatı sanatçıları.
Divan edebiyatı sanatçılarını ben de biliyorum, şimdiki sanatçılar da biliyor; ama benim bilgim daha çok."
0
🌸038576
(15.01.18)
(9)

cumhuriyet gazetesi

cilgin korsan ces
merhaba arkadaşlar, sanırım yine zorlu bi görev ile karşınızdayım. 10 Aralık 1929 (10 kanunuevvel 1929) gününe ait cumhuriyet gazetesini bulmam gerekiyor. ankara üniversitesinin arşivine baktım bulamadım, cumhuriyetin kendi arşivi de 1930'dan daha geri gitmiyor. bu yüzden daha derin bi arama yapmam
merhaba arkadaşlar, sanırım yine zorlu bi görev ile karşınızdayım.
10 Aralık 1929 (10 kanunuevvel 1929) gününe ait cumhuriyet gazetesini bulmam gerekiyor. ankara üniversitesinin arşivine baktım bulamadım, cumhuriyetin kendi arşivi de 1930'dan daha geri gitmiyor. bu yüzden daha derin bi arama yapmam gerekti. her türlü minik yardıma açığım ama tabii gazeteyi pdf olarak bulabilecek biri olursa cidden minnettar olacağım. üniversitelerin süreli yayın kataloglarına erişebilsem belki halledebilirim ama maalesef... aramızda bu sorunumu çözebilecek, gazeteyi bulabilecek bi babayiğit var mı acaba?
0
cilgin korsan ces
(05.01.18)
Milli Kütüphane'ye baktın mı?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.01.18)
@hayat aklini konusacak bir filozof uret
bakmadım, online katalog falan bi şey bulamadım, üniversitelerin veya diğer kütüphanelerinkini de kullanmayı beceremedim.
0
🌸cilgin korsan ces
(10.01.18)
Milli Kütüphanede bütün süreli yayınların bulunması lazım. Online olmayabilir gidip bakman lazım. İstersen telefonla sor gitmeden önce, şu gazetenin şu tarihli yayınları var mı, kullanıma açık mı diye.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.01.18)
@hayat aklini konusacak bir filozof uret
online değilse hiç şansım yok. ankarada yaşamıyorum. istanbulda aynı şekilde önerebileceğin bi kütüphane var mı?
0
🌸cilgin korsan ces
(10.01.18)
İstanbul'da yaşıyorsan Şişli'de bulunan Cumhuriyet gazetesine git. Derdini anlat. Eminim yardımcı olacaklardır.
0
Khalkedon
(10.01.18)
@Khalkedon
ciddi misin olabilir mi öyle bir şey :))) denemeye değer o zaman. mail falan atsam dönüş yaparlar mı ki?
0
🌸cilgin korsan ces
(10.01.18)
Mail atma. Cumhuriyet gazetesini biraz bilen biri olarak söylüyorum, maillere bakılmaz. Hatta hiçbir gazetede bakılmaz. Cumhuriyet gazetesinde size yardımcı olacak insanlar vardır. Biraz ısrarcı olup, neden istediğinizi açıkça söylerseniz, yardımcı olurlar.
0
Khalkedon
(11.01.18)
Cumhuriyet gazetesi girişimin başarısız olursa İzmir'dek Milli Kütüphane'ye bakabilirim ama benim öğrenci kartım olmadığı için değişiklik olmadıysa ben oradan yararlanamıyorum. Senin için geç olmazsa en erken önümüzdeki hafta kızımın kartını kullanıp bakabiliriz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.18)
@Khalkedon

Haklısınız. :) bizzat gidip görüşmem gerektiğine ben de ikna oldum.

@hayat aklini konusacak bir filozof uret

:))) Çok teşekkür ederim. Geç olmaz. Ama çok zahmetli olur sanırım sizin için. Yine de minnettar olurum bi uygun zamanda denerseniz. Ben gazeteden sonuç almaya çalışayım önce. Son çare sizden rica edeyim.
0
🌸cilgin korsan ces
(15.01.18)
(17)

filmleri izlenmesi gereken yönetmenler listesi

steve rogers
soru 1 - daha önce de buraya sormuştum. o listeyi toparladım ve şimdi tekrardan sormak istedim. (unutulan veya eklemeyi unuttuğum birileri kalmıştır diye)soru 2 - burada yer alan yönetmenlerin izlediğim filmlerinin sayısı, izlemediklerime göre çok daha az. listeye ek yönetmen ismi gibi, mutlaka şu f
soru 1 - daha önce de buraya sormuştum. o listeyi toparladım ve şimdi tekrardan sormak istedim. (unutulan veya eklemeyi unuttuğum birileri kalmıştır diye)

soru 2 - burada yer alan yönetmenlerin izlediğim filmlerinin sayısı, izlemediklerime göre çok daha az. listeye ek yönetmen ismi gibi, mutlaka şu filmini izle dediğiniz tüm film önerilerini de bekliyorum.
ben başlayayım. kubrick'in 2001: A Space Odyssey, wong kar-wai'nin ise in the mood for love filmini mutlaka izleyin.

soru 3 - isminin listede yer almayacağınızı düşündüğünüz, ama 1-2 filmi muazzam, herkes izlemeli dediğiniz yönetmelerin filmlerini de bekliyorum.
burada da açılışı Sidney Lumet'in 12 angry men filmiyle ben yapayım. (sidney lumet de listede yer alabilir belki de, ben sadece filmleri hakkında belirli bir bilgi seviyesine sahip olduğum yönetmenleri ekledim. eğer sidney lumet'in de bu listede yer alması gerektiğini düşünüyorsanız mutlaka söyleyin)

Federico Fellini
Michael Haneke
Orson Welles
Ingmar Bergman
Jean-Luc Godard
Akira Kurosawa
Hayao Miyazaki
Andrei Tarkovsky
Alfred Hitchcock
Stanley Kubrick
Michelangelo Antonioni
Krzysztof Kieslowski
Rainer Werner Fassbinder
Lars von Trier
Mike Leigh
Paolo Sorrentino
François Ozon
David Lynch
Giuseppe Tornatore
Roman Polanski
Ken Loach
Werner Herzog
Asghar Farhadi
Abbas Kiarostami
Nuri Bilge Ceylan
Terry Gilliam
Paul Thomas Anderson
Wes Anderson
David Fincher
Sergio Leone
Darren Aronofsky
Coen Brothers
Aki Kaurismäki
Pedro Almodóvar
Alejandro Jodorowsky
Robert Bresson
Theodoros Angelopoulos
Jim Jarmusch
Kar-Wai Wong
Christopher Nolan
Richard Linklater
Sergei M. Eisenstein
Jean-Pierre Melville
Quentin Tarantino
François Truffaut
Andrey Zvyagintsev
Woody Allen
Leos Carax
Martin Scorsese
Charles Chaplin
Emir Kusturica
Pablo Larraín
0
steve rogers
(05.01.18)
(bkz: andrey zvyagintsev)
vardır diye düşünmüştüm ama yokmuş, izninle kın kın kın...

loveless'tan iyi diğer filmleri, hepsini izle kesinlikle, leviathan favorim.

tek film olarak
(bkz: Le tout nouveau testament)
(bkz: raw)
0
Bruce
(05.01.18)
@bruce yakın dönemde loveless izlememe rağmen onu unutmuşum. ekliyorum.
0
🌸steve rogers
(05.01.18)
Scorsese?
0
EasyTiger
(05.01.18)
Dünyanın en mükemmel filmlerinden biri (git: www.imdb.com)

bir bakın derim
0
nymphe
(05.01.18)
Zeki Demirkubuz
Kader-Masumiyet-üçüncü sayfa

Reha Erdem
Hayat var-Kosmos

Ömer Kavur
Anayurt Oteli
0
wittgenstein
(05.01.18)
Ekleme :

Alfonso Cuarón.

(bkz: children of men )

(bkz: plan sekans )
0
AlsterWasser
(05.01.18)
ilk bakista: bahman ghobadi ve yorgos lanthimos...
0
e haliyle
(05.01.18)
Bunları bilerek eklememiş olabilirsin. Yine de yazıyorum.

Edit : michael mann
Heat
Collateral
Insider
Last of the mohicans

Ridley scott
Alien
Blade runner
Gladiator

James cameron

Billy wilder
The apartment
Sunset blvd.

Coppola
Godfather 1-2-3
Conversation

Elia kazan
On the waterfront
A streetcar named desire

John Frankenheimer
Birdman in Alcatraz

Bir de truffaut iki kere var listede
0
EasyTiger
(05.01.18)
(bkz: Yılmaz Güney) - Umut - Yol - Duvar özellikle Duvar
0
gochebe
(05.01.18)
Otto preminger - bunny lake is missing

Buster keaton - the general

Harmony korine - gummo

Lariso shepitko - voshojdenie

Metin erksan - susuz yaz, sevmek zamanı, yılanların öcü, müthiş bir tren, eski zaman elbiseleri

Edward yang - yi yi

Yang zimou - raise the red lantern

Kaneto shindo - kuroneko, onibaba, hadaka no shima

Carl theodor dreyer - ordet
0
lesmiserables
(05.01.18)
tarsem singh - the fall
0
soyut park
(06.01.18)
kim ki-duk
0
vacigok
(06.01.18)
Listede tüm sevdiğim yönetmenler varken Vittorio De Sica ile kim ki-Duk nasıl olmaz, mutlaka eklenmeli. Ve yenilerden çok beğendiğim Xavier Dolan. Film olarak da ilk aklıma gelen De Sica efsanesi "bisiklet hırsızları" ile günümüzden "gençliğin en iyisi".
0
mslny
(06.01.18)
(bkz: fatih akın) : gegen die wand, auf der anderen seite, im juli, solino, tschick, das experiment ve diğerleri.
0
l arrache coeur
(06.01.18)
öncelikle cevaplarda yazılanlardan metin erksan (susuz yaz ve sevmek zamanı'yla başlamanı öneririm) ve xavier dolan'a (mommy ve les amours imaginaires ile başlamanı öneririm) katıldığımı belirterek başlıyım cevabıma. "kendine has bir tarzı var"ı khbtv diye kısaltıcam ve önerilerimi hiç izlemediğini kabul ederek yapıcam tabiki birçoğunu izlemiş olabilirsin.

martin mcdonagh (3 uzun metraj, 3'ü de çok iyi. khbtv)
cameron crowe (yenileri zayıf ama kült olmuş işleri çok iyidir, jerry maguire bana göre tarihin en iyi rom-com'u)
edgar wright (khbtv)
nicolas winding refn (drive ve neon demon'la başla)
rob reiner (rom-com üstadı, flipped ve when harry met sally ile başla)
david fincher (pek anlatmaya gerek yok ama listende yoktu diye yazdım=pagyaly)
guy ritchie (pagyaly, ve tabiki khbtv)
alejandro gonzalez inarritu (birdmanciyiz, pagyaly)
m. night shyamalan (günümüzde taşak geçeni de mevcut epey ama izlemek gerek, ben seviyorum şahsen. khbtv)
danny boyle (pagyaly ama trainspotting ve shallow grave'in yeri ayrı)
yorgos lanthimos (tabiki khbtv)
jean pierre jeunet (khbtv, un long dimanche de fiançailles çok iyi ve underrateddir)
ozan açıktan (annemin yarası ve silsile sinemamız açısından çölde bir vaha)
denis villeneuve (arrival ve incendies'a hayranım onun dışında çok da sevdiğim bir yönetmen değil fakat günümüz sinemasında önemli bi yerde olduğu bi gerçek ve khbtv)
jean-marc vallee (big little lies işi efsaneydi özellikle, crazy, dallas buyers club, demolition da başarılı)
derek cianfrance (blue valentine ve the place beyond the pines özellikle çok özel işler, khbtv)
ben wheatley (free fire'la başla seversen down terrace-sightseers diye devam et, son derece khbtv)
0
semaforo de medianoche
(06.01.18)
Keşke alfabetik sıraya göre yapsaydın, daha şık olurdu. Benim de eklemek istediğim birkaç isim var;


Alex Proyas - Dark City, I Robot, The Crow, Knowing

Curtis Hanson -La Confidential, Wonder Boys, 8 Mile, In Her Shoes, Chasing Mavericks

Dominic Sena - California, Gone in Sixty Seconds, Swordfish, Whiteout

Kathyrn Bigelow - Point Break, Strange Days, The Hurt Locker, K-19, Detroit

Peter Weir - Gallipoli, The Year of Living Dangerously,Witness, The Mosquito Coast Dead Poets Society, Fearless, Truman Show, Master and Commander, The Way Back

Robert Zemeckis - Romancing the Stone, Back to the Future 1-2-3, Forrest Gump, Contact, Cast Away, Flight, The Walk

Ron Howard - Apollo 13, Ransom, A Beautiful Mind, Da Vinci Code, Frost&Nixon, Angels&Demons, Rush, In the Heart of the Sea, Inferno

Steven Spielberg nasıl olmaz!!!
0
iwasbornonamountainside
(10.01.18)
Ferzan Özpetek - Mine Vaganti
Yılmaz Güney'e + olarak - Arkadaş
Tunç Okan - Otobüs
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.01.18)
(3)

Solucanlı kompost tekniği aşamaları

efreet sultan
Abiler, ablalar, tecrübeli arkadaşlar. bu aşamaları basitçe madde madde anlatabilir misiniz? 1- sebze meyve, çay posası toprağa karıştırılır.2- solucanlar toprağa ilave edilir. 3- faydalı toprak elde edilir.gibisinden. sanıyorum 4-5 aşamalık bir şey bu işlem. ama bir türlü sırasını ve tam olarak nel
Abiler, ablalar, tecrübeli arkadaşlar. bu aşamaları basitçe madde madde anlatabilir misiniz?

1- sebze meyve, çay posası toprağa karıştırılır.
2- solucanlar toprağa ilave edilir.
3- faydalı toprak elde edilir.

gibisinden. sanıyorum 4-5 aşamalık bir şey bu işlem. ama bir türlü sırasını ve tam olarak neler olduğunu anlayamadım okuduğum yerlerden.
0
efreet sultan
(03.01.18)
Birden fazla yöntemi var.
Amaç onemli. Satış için üreteceksen farklı yöntem kullanılır, bahçe toprağı veya saksı toprağı için farklı yöntem kullanılır.

Sebze meyve artıklarını solucanları toprağa karıştırmadan elek gibi kompostu altına geçirecek bi yere koyarsın. Altına kompostun birikeceği malzeme koyarsın. Solucanlar yiyecekleri sindirir kompost olur.

Toprağa karıştırmanın sakıncalı yönleri de var. Tavsiye etmiyorum. Kemirgen çekebilir. Sebzeler çürümeye başlar, çürüme sırasında toprağın yapısına zarar verebilir.

Her tür solucandan iyi verim alınmıyor. Kolay (amatör) yöntem, at yetiştirilen yerlerden at gübresinin altında bulunan solucanları kullanmaktır. Onlar hızlı ve çok tüketiyorlar.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(03.01.18)
Standart, ufak çaplı, satışı olmayan bir kompost işlemi için soruyorum.

Aslında benim kafamı karıştıran şey solucanlar hangi aşamada devreye girdiği idi. Yazmissiniz ama doğru mu anladım emin değilim.

Ben şöyle anliyorum: Yemek artıklarını topladık biraraya. Bunları toprağa koyuyoruz. (Sanırım makinesi de varmış bu kompost işlemi için) Bir sure geçince solucanları ilave ediyoruz toprak ve yemek artiklarina. Solucanlar bir süre sonra bu yiyecekleri tuketerek çok verimli bir toprak, kompost haline getiriyor.

Böyle mi?
0
🌸efreet sultan
(03.01.18)
linklerde amatör- profesyonel olarak üretenlerin deneyimleri var, epey yardımcı olur:
www.agaclar.net
www.agaclar.net
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(04.01.18)
(15)

Midesi bulanan hasta neler yiyebilir?

hümanist tabutçu
?
?
0
hümanist tabutçu
(03.01.18)
nane limon iyi gelir.
ekmek üzeri yoğurt + nane yiyebilir.
0
elorelia
(03.01.18)
Yağlı olmayan kuru şeyler:
* galeta
* kızarmış ekmek
* haşlanmış patates
* Anneciğim pirinçli hasta çorbası yapardı, nurlar içinde yatsın...
0
SiyamkedisiZorro
(03.01.18)
kuru ekmek bastırır biraz.
0
dedim ben sana
(03.01.18)
çiğ sebze meyve yememeli, yağlı asitli yememeli.

ben ekmek peynir yerim genellikle. patates iyidir.
çubuk kraker filan yiyebilir.

nane limon da bulantıya iyi gelir. naneli pirinçli yoğurt çorbasi da iyi olur.
0
kaputt
(03.01.18)
midesi bulanan hasta yoğurt yer, tuzlu kraker yer, grisini yer, haşlanmış patates yer. nane limon benim tahammül edemediğim bişiy bu arada, sevmiyorsa iyi gelir diye içirmeyin daha beter olur.
0
evde liyakat kalmamis
(03.01.18)
Leblebi
0
kahvegibi
(03.01.18)
Simit
0
Karmaşıklık
(03.01.18)
ekmek arası beyaz peynir
0
sta
(03.01.18)
etimek
0
Phoebe
(03.01.18)
kuru ekmekle yağsız peynir
0
stanley weber
(03.01.18)
Bulantıyı dindirebilecek şeyler alır öncelikle.
En etkililerinden biri bir çay kaşığı karbonata yarım limon sıkıp köpürmesi bitmeden bi dikişte içmektir.
Kekik suyu özellikle üşütme bulantılarına birebirdir.
Nane limon +

Sonrasında peynir ekmek, çorbalar, peksimet, galeta vb. mideyi yormayacak hafif şeyler yiyebilir.

Bulantı sürekliyse:
Beslenme sekteye uğramayacak şekilde ayarlamak lazım. Naturel tatlar çok rahatsız etmeden yenebiliyor.
Tarhana, mercimek,yayla, sebze, bakliyat çorbaları çok rahatsız etmeyebilir. çorbalar pişerken içine minik havuç gibi koku bırakmayacak sebzelerden rendenin ince tarafıyla rendeleyebilirsiniz.

Ispanağı çeşitli şekillerde yapabilirsiniz. çok az yağla tavada bir iki döndürün. üzerine kelle peyniri veya kaşar rendeleyin mesela. yağlı, soğanlı salçalı yemekler ağır gelebilir. Daha çok tavada az yağla sebzeleri pişirip yakışan bişeylerle birleştirin vaya sade verin.

Salatalar iştah açar yemeği kaydırır. pancar salatası, ot salataları, patates salatası, turşular, kereviz salatası, kornişonla hafifletilmiş mayonezi az yoğurtlu rus salatası belki...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(03.01.18)
kaşarlı tost
haşlanmış ve üzerine limon sıkılıp tuz eklenmiş patates
limonu kesip yalamak üzerine tuz ekip yalamak
hafif salçalı peynirli makarna
muz
kızarmış ekmek+beyaz peynir
bulantıyı bazen ekşi mayhoş meyveler de bastırıyo kivi, dondurulmuş vişne gibi
bazı bünyelerde bardak bardak değil ama bir iki yudum kola da bulantıyı bastırıyor
0
iwillsee
(03.01.18)
Haşlanmış patates
0
powerpufgirl
(03.01.18)
Bir tencere suya tavuk baget, patates, soğan. Güzelce haşlasın, yesin içsin.
0
yirmisantim
(03.01.18)
Haslanmis patates ve cubuk kraker
0
anarsika
(04.01.18)
(66)

kim hakli?su durumu analiz eder misiniz?

all girls dream
yılbası gecesini kız arkadasımla birlikte besiktasta gecirdik. gece 02:45 e kadar birlikteydik. kız tarafı pendikte oturuyor ben de hadımkoyde yani metrobüs ile beylikdüzünden sonra otobüse binicem vs.kız arkadasımı 02:45 te kadıkoy dolmusuna bindirdim ve dolmus dolup kalkana kadar bekledim. bu sır
yılbası gecesini kız arkadasımla birlikte besiktasta gecirdik. gece 02:45 e kadar birlikteydik. kız tarafı pendikte oturuyor ben de hadımkoyde yani metrobüs ile beylikdüzünden sonra otobüse binicem vs.

kız arkadasımı 02:45 te kadıkoy dolmusuna bindirdim ve dolmus dolup kalkana kadar bekledim. bu sırada hem netten kadıkoy pendik otobüs saatlerine baktım sabaha kadar var oldugunu ögrendik. ayrıca dolmus söförüde kadıkoyde pendik minibüsleri kalkıyor dedi.

onun kadıkoyden pendige gitmesi 2 saat civari benimde besiktastan eve gelme sürem 2 saat. 2de ayrıldık 4 te evde oldum. pendige kadar birakıp dönsem düsünün artık evde kacta olurum.

kız beni bırakmayıldın tek basıma, kadın basıma o saatte gittim vs dedi. ablası bi dünya soylenmiş.
bir arkadası bosanma sebebi. vs demiş. yaslar 35 ve 30

dolmusta arkadasın yanına tek basına bir kadın daha binmişti bu arada onu da belirtttim.

yorum sizlerin
0
all girls dream
(02.01.18)
analiz edecek bir şey yok, 30 yaşında tek başına bir yerden bir yere gidemiyorsa çıkmasın dışarı. el insaf, gecenin 2'sinde istanbul'un iki ucuna gitmeye ne gerek var? normalde sen teklif etsen bile reddetmesi lazım.

edit: ahahaha dark side'ı seçmişim... :/
0
rahip janick
(02.01.18)
o güne özel götürmeliydin. yılbaşı gecesi riskli biraz.
0
paudi
(02.01.18)
Aydılmak için kötü bir saat olmuş.

Canım ülkemde yaşanan olayları göz önünde bulundurunca haksız diyemiyorum. Sizin de kendinize göre haklı olduğunuz aşikar.
0
EasyTiger
(02.01.18)
sevgilin haklı sen haksızsın. yılbaşı gecesi dönüşü nasıl yapacağınızı konuşmalıydınız gerçi en başta bence.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(02.01.18)
@paudi bende yılbası kalabalık diye rahattım biraz. baska zaman olsa neyse diyecegim. kalabalaık bişi olmaz diye düsündüm
0
🌸all girls dream
(02.01.18)
kızın o saatte tek başına eve gitmesi hoş değil. ama senin dolmuşla ordan oraya gitmen de eziyet. Yılbaşı gibi yoğun bir gecede dışarı çıkıyorsanız gidiş dönüş işlerini araba, taksi vs artık neyse en güvenli şekilde ayarlamalıydınız. O sana güvenerek hata etmiş, sen de onu yalnız bırakarak.
0
aquarium
(02.01.18)
Kız haklı. Hem yıl başı hem İstanbul hem gece 02.45'te ayrıl hem de dolmuşla... ya daha erken bitirecektiniz ya sabaha kadar beraber takılacaktınız ya da onu bırakıp evine dönecektin evet. Hiç güvenilir bir davranış değil bu.
0
yaren
(02.01.18)
ben böyle durumlarda hep gerek yok, saçmalama vs diyorum ama karşımdaki flörtümse bırakmasını bekliyorum ki benim bırakma dediğim de metro ile iki durak :D ha sevgilimse eğer kesin beklerim. kıyamam yine gerek yok derim ama adam bırakmazsa da gider lafını ederim.
0
elorelia
(02.01.18)
önceden konuşup ayarlamalıydınız, nasıl bir aile ne kadar yakınsınız bilemiyorum ama bana göre en uygun senaryo şu olurdu, sen kız arkadaşına evine kadar eşlik ederdin ve özel bir gece olduğu için ailesi de seni ağırlayabilirdi. en azından birkaç saat uyuyup sabah eve dönerdin. hem kızları eve dönerken içleri rahat olurdu hem de sana çok zorluk olmazdı.
0
lily briscoe
(02.01.18)
gece saatinde a noktasından b noktasına tek başına gitmeyi göze alamıyorsan o a noktasına hiç gitmeyeceksin, kıçını kırıp b noktasında oturacaksın.

hanım kızımız 30 yıldır kendi işini kendisi görmeyi öğrenseymiş keşke. ayrıca tek başına gitmiş de nolmuş? başına bişey mi gelmiş, tecavüz mü etmişler, laf mı atmışlar? yooo.

şöyle kadınların şöyle huylarına prim vermeyin de şu pirenses havalarını bıraksınlar ya.

yüzde yüz sana hak veriyorum. üstelik senin nerede oturduğunun bir önemi yok bence.

not. bir kadın
0
istanbul kanatlarimin altinda
(02.01.18)
saati yanlıs yazdım 01 45 olacak
ayrıca donus toplu tasiıma ile olacak denilmişti.
0
🌸all girls dream
(02.01.18)
haklı yok haksız da yok saçma bir durum olmuş. yılbaşı gecesinin o saatlerde sonlanıp eve dönüş derdinin olacağı sürpriz bir durum değil. çekincesi varsa önceden söylemeliydi ve daha da önceden planı ona göre oluşturmalıydınız. hiç dışarı çıkmamak bile daha mantıklı bir eylem olurdu. tamam kadın başına olmak büyük riskler barındırıyor ama o saatte araba yoksa beşiktaş'tan pendik'e insan bırakıp sonra hadımköy'e dönmek diye bir olay olmaz olamaz, mantıklı değil.
0
nrmnm
(02.01.18)
İstanbul'un hiçbir yeri güvenli değil o saatlerde. Başına bir şeyin gelmemesi şansınıza olmuş. Kız ve ablası, ailesi sonuna kadar haklı. Düşüncesizlik etmişsin. O günlüğüne araba kiralayabilirdin, bir arkadaşından veya tanıdığından araba alabilirdin, ehliyetin yoksa bir tanıdığından kızı bırakmasını rica edebilirdin, daha erken bir saatte eğlenceden çıkıp kızı bırakıp sonra tekrar evine geri dönebilirdin, uber kullanılabilirdi vs vs.. Çözüm kolay bunun için.
0
iwasbornonamountainside
(02.01.18)
ya, 30 yaşında kadın için yukarıda yazılanları bu adam mı düşünecek? OTUZ YAŞINDA OTUZ!
0
rahip janick
(02.01.18)
kadıköy rıhtım, beyoğlu'nun bir kısmı kadıköy'e taşınmaya çalışmadan önce 11'den sonra in-cin top oynuyor denecek türden bir tenhalığa ulaşırdı. artık böyle mi bilemiyorum. kaldı ki yılbaşından bahsediyorsunuz. (daha kalabalık olsa da yılbaşı yüzünden tehlike artmış halde)

ama 02:45 geç bir saat, pendik de anasının dini(bindirmeniz iyi olmuş da pendik'e varış da haliyle geç oluyor, diyorum, bir de birlikte binenleri ve sevgilinizin tek kaldığını görenleri akla getiriyorum). pendik'in içini bilemiyorum ama kurtköy civarı falan, bir iki avm, starbucks vs olsa bile yine epey tenha bir yer. özel araba yoksa toplu taşımadan inip eve gidene kadar 3.5 atmak işten değil.

istanbul zaten acayip bir yer olmuş. suriyelisinden, nijeryalısına veya korelisine bir sürü insan var. iyi güzel de, bazı yerler new york ghettolarından film karelerine benzemiş. 3.5'tan 4 ediyor.

önceden planlasaymışsınız, keşke diyorum ben de. bunun koca insan olmakla alakası yok. adam da şişlenir, kadın da saldırıya uğrar o saatte. evinin önünde tecavüze uğrayan o kızcağızın haberi geldi aklıma.

saat işi kötüleştiriyor da sorun tenha ve karanlık yerlerden geçmekle, yakınınızda size yardım edecek bir insan olmaması ile alakalı.

sevgiliniz ya geceyi sizde geçirseymiş ya da güvenilir bir durak taksisine binseymiş (beşiktaş'tan* çok yazabilir ama kendi civarının durak taksileri illa vardır telefonunda ve dolmuştan inmeden 5 dk evvel arayabilirmiş) veya olmadı siz götürseymişsiniz daha iyiymiş.

boşanma sebebi falan değil. düşüncesizlik. öğrenilmeyecek bir şey değil, siz de öğrenmek istediğiniz için sormuşsunuz zaten. kişisel düşüncem bu. tabii ki herkes özgürce dolaşsın isteriz ama idealden uzak pratik durumlarla bireysel olarak savaşmak riskli ve anlamsız.
0
godoşu beklerken
(02.01.18)
kötü bir durum olmuş. yılbaşı gecesi herkes daha çok çıldırabiliyor, tek başına göndermek biraz riskli, evet.

ama ikinizde de hata var bence. dönüş işini baştan düşünmeliydiniz. kız arkadaşında sırf sen yanındasın diye sadece sana güvenmemeli. işte bu nokta "prenseslik" diye eleştirdikleri nokta oluyor. o da gecenin geri kalanında ne yapacağınızı düşünmeli. bir arkadaşınızda kalabilirdiniz veya birlikte onların evine gidip seni misafir etmelerini konuşabilirdiniz. ya da sizde kalabilirdiniz. bu şekilde pek olmamış.

ha bu sebepten ayrılınır mı? hayır tabii ki. karşılıklı konuşup hatalarınızla yüzleşmek isabetli olur.
0
frankie
(02.01.18)
@acemi evet
önce dolmusla kadıkoye gececem onrdan otobüs ile pendige gececem. sonra 4 saat yol don diyorlar
0
🌸all girls dream
(02.01.18)
Milletin gazina gelmis senin kiz arkadas. Öyle buyutecek bir şey yok. Ustelik bunu ertesi gun soylemesi çok gereksiz. Basina bi sey gelse kizmakta hakli Ama Bana gereksiz bi trip geldi.



Ama sunu da dusunuyorum: insan sevdigiyle birkaç saat fazla gorusmek için o yolu gitmez mi?
0
yarey
(02.01.18)
saçmalık bence kusura bakmayın da. eve dönebileceği bir saatte ayrılsaymış binseymiş o zaman dolmuşa. ya da taksi tutsaymış öyle gitseymiş. über kullansaymış ya da. araba kiralasaymış. ne bileyim...
0
veritaslibertas
(02.01.18)
Kız haklı. Yaştan şehirden bapımsız olarak haklı.

Ek olarak, Abi araban yoksa hadimköyde oturup pendikteki kızla da birlikte olmayın ama
0
shenergy
(02.01.18)
Ben 20 yaşındayım neredeyse sizden 10 yaş küçüğüm.

Ben herhangi bir günün herhangi bir saatinde dışarı çıktıysam bu tamamen kendime güvendiğim için haptığım bir harekettir.
Kendime güvenmiyorsam o saate kadar ne işim var dışarıda. Kocam dahi olsa beni eve bırakmak zorunda değil. 30 yaşına gelmiş hala kendi sorumluluğunu alamıyorsa ben olsam daha olgun bir insanla hayatımı paylaşırım.

Bu tarz insanlar genelde cebinde parası olmadan da dışarı çıkar başkalarına parayı kitler. Bence koşarak uzaklaşmalısın.
0
powerpufgirl
(02.01.18)
Bırakmalıydın.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(02.01.18)
Ben bir kadın olarak bırakılmak istemem, bugüne kadar da kimse beni herhangi bir saatte evime bırakmamıştır. Önceden bu şekilde planladıysanız kızın sonradan su koyvermesi saçma olmuş. Önceden planlamadıysanız haklı olabilir.

Ben herkesin kendinden mesul olduğunu düşünmüşümdür her zaman, o yüzden bence haksız değilsiniz ancak daha iyi planlanabilirdi belki önceden.
0
inawen
(02.01.18)
bırakmalıydın, yılbaşı gecesi alkolün olduğu bir gece, kız pendike gidiyor bide gece 4 de. ne olacak 4 yerine 6 da evde olurdun 7 de olurdun.
0
habula
(02.01.18)
Kız haklı. Gecenin bir yarısı kız tek başına bırakılmaz. Özgecan Aslan mininüste öldürüldü. Yanına kadın oturmuş oturmamış bir önemi yok. Zarar verecek insan ona bakmaz. Zaten sabaha kadar ayakta kalmışsınız. Fazladan iki saat yolculuk seni çok etkilemezdi.
0
dissendium
(02.01.18)
otel ayarlayacaktın gece kalmalık, bu da sana ders olsun.
0
nuisance
(02.01.18)
Bu sorunun cevabı yok. Sevgiyle alakalı bir durum. Sevgiliniz varsa katlanacaksınız. Artılarını tadarken eksilerini görmezden gelmemek lazım.
0
cok iyi yol
(02.01.18)
Buluşmadan önce bunların ayarlanması ve konuşulması lazım. Ben kartalda oturuyorum varabileceğim saatte yola çıkıyorum, araba varsa biri bırakıyor, yoksa uber ya da otel seçeneği var. O saatte çıkmış da tecavüz mü edilmiş laf mı atmışlar ne olmuş diyen arkadaş, bunun şakası ya da muhabbeti olmamalı. Moda da oturan arkadaşım dahi böyle bir şeyin kıyısından döndü. Kaldı ki pendiğe gidiyor.

Tepkisi abartı ama haklı ya da haksız yok bence. Önceden ayarlanması lazım bu tarz şeylerin ki kafa rahat olsun.
0
jazzabel
(02.01.18)
Türkiye, İstanbul, yılbaşı, bir kadın, gecenin bir yarısı... Hala soruyor musun bırakmalı mıydım diye?

“Brkmamalsn yha snçta 30 ksr yşnda kdn yanii .s.s.s” diyen arkadaşlar Norveç’te yaşıyor sanırım.
0
i m cool with that
(02.01.18)
Özgecan aslan örneği gelmiş bir de. Her kadının yanına bir koruma tutulsun o zaman? Otuz yaşında kadın da eğer bu kadar endiseleniyorsa çıkmasın dışarı. Kaldı ki geri dönüş şekli de konusulmus yukarıda yazılana göre.

Her ihtimal göz önünde bulundurulup ona göre davranilacaksa kadınlar asla (evde, okulda, işte) tek başına birakilmasin, müzede saklansin madem.
0
rahip janick
(02.01.18)
Bence sen haklısın ama bunu kıza anlatamazsın. Yaştan bağımsız haklısın bu arada. Kız başta demeliydi ben nası dönücem aq yerinde diye.
0
brad pitt
(02.01.18)
Bana imkansız aşk nedir diye sorsalar, Pendik'te oturup Beylikduzu'nden biriyle çıkmak derim :D :D
0
reca ederim bu bahsi kapatalim
(02.01.18)
aquarium +1 diyorum. tamam senin gerekçen de geçerli ancak karşı tarafa da haksız diyemiyorum. bir de ablası laf etmiş bir dünya, otomatik olarak senin yüzünden laf yemiş oldu ayrıca.
0
air
(02.01.18)
ya yapmayın sanki 15 yaşında. 30 yaşında insan prenseslik triplerine girmesin artık.
0
pinkpeony
(02.01.18)
Her iki tarafın da haklı olduğu noktalar var. Bu konuya yorum yapmayacağım. Benim takıldığım kısım 30 yaşında bir kadının başına bir şey gelemeyeceği algısı. Sapıklar, hırsızlar, tecavüzcüler 'bu abla 30 yaşında, yol verin geçsin' diyor herhalde.
0
bego
(02.01.18)
evet türk kadınları olarak gece 2 olduğu için yanımızda erkeğimiz olmadan dışarı çıkmayalım. hem gece 2'de dışarıda ne işimiz var değil mi? aynı mantık.

şu erkeksiz olmaz tiplerine nasıl uyuz oluyorum anlatamam. evet her kadın bir erkeğe ihtiyaç duyar, erkeksiz yapamaz. delinin biri gelirse ve tecavüz etmeye kalkarsa erkeğimiz bizi kurtarır kahraman olur.
0
pinkpeony
(02.01.18)
Yılbaşı gecesi alkol tüketimi büyük boyutta oluyor. İçmesini bilmeyen insanlar olabileceğini göz önüne alıp, düzgün bölgede bile otursanız huzursuzluk yaşanma olasılığı düşünülüp, yılbaşı gecesi kızın tek başına eve gönderilmemesi lazım.

Sizde olduğu gibi mesafe kaynaklı sıkıntı olduğunda duruma göre ya dolmuştan ineceği saatte duraktan babası, erkek kardeşi vs. alır veya ilişki ciddi boyuta girmişse arkadaşı da eve gelir, salonda uyur. Herkesin salonda bi koltuğu vardır nitekim:)

Siz planlamayı hatalı yapmışsınız. Bu ikinizin hatası.
Kız bırakılmak istememiş, veya senin kararına karşı çıkmamakla kararını onaylamış. Bu bence kararı birlikte vermişsiniz demek. Onun birlikte verdiğiniz kararı veya o anda karşı çıkmadığı bir kararı sonradan ve/ya başkalarının sözüne bakarak eleştirmesi hatalı. Yetişkin iki insansınız. Kararların sorumluluğunu taşıyacak yaşlardasınız. İlişki birliktelik demek, kararların sorumluluğunu birinin omuzlarına yüklemek demek değil. Yerinde olsam bunu arkadaşımla konuşup bi sonuca bağlarım. Şimdiden yaparsanız ilerde daha sağlıklı bi ilişkiniz olur.

not: oturduğunuz bölgeler, dolmuş güzergahı dolmuş çalışanlarının yapısı hakkında fikrim yok. Dolmuş sıkıntılı bölgelerden geçiyorsa baba alma durumu da pek düşünülmemeli veya baba alacaksa telefon açık konuşarak gidilebilir.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(02.01.18)
@powerpufgirl'ün sorumluluk hakkında söylediklerine %100 katılıyorum.

Olay hakkında da anladığım kadarıyla kadın sonradan fikir değiştirmiş; ablasının ayıplamasından etkilenmiş. Bir nevi pişman olmuş.

Böyle bir konuyu önemsiyorsan önceden belirtirsin ona göre ayarlanır. Sonradan fikir değiştirmek de nedir?

Böyle insanlar bana itici geliyor. Bence de kadının yaptığı senin açından ayrılma sebebidir. Şu yaşta kendi fikri olmaz mı bir insanın? Bu noktada senin tek suçunun bunlara katlanmak olduğunu görüyorum.

edit:

'Ek olarak, Abi araban yoksa hadimköyde oturup pendikteki kızla da birlikte olmayın ama'

Ek olarak, Abi hadımköy'de oturup pendik'te oturan arabasız kadınlarla çıkma madem.
0
idexo
(02.01.18)
yani araban yoksa çok elzem değil, iki tarafta haklı olur. ama araban varsa o güne özel bırakabilirdin aynen. ama ayrılma sebebi değil tabi bu. bunu okuyunca hani şu ohaaaa kızııım diyenler var ya öyle kekolar belirdi gözümün önünde.
0
freetakilir
(03.01.18)
ablasindan bize ne? arkadasindan bize ne? baska seye sikiliyordur o, boyle seyler bence gercek meseleler olmuyor.
0
e haliyle
(03.01.18)
arabam varsa bırakırdım
arabam yoksa başka bir program yapardım
0
superb
(03.01.18)
"Haklisin, cok haklisin da alacagin yok."
0
lamira
(03.01.18)
Eğer daha önce toplu taşıma kullanımı konusunda hemfikir olunmuş ise kız gereksiz tribe girmiş. Eğer konuşulmadıysa kızın ulaşımı için alternatif geliştirmen incelik olurdu fakat asıl sorumluluk kızın kendisinde. Bu kadar tedirgin olacaktı ise önceden kendini garantiye almalıydı.
0
logic
(03.01.18)
nuisance +1

bir geceliğine ortak bi yerde kalınabilinirdi bence. bu kadar uzatmaya da lüzum kalmazdı.
0
dedim ben sana
(03.01.18)
ay ben sok!

bazi sorularin cevaplarina gercekten cok sasiriyorum. hah dedim simdi gomecekler kizi kezban diye derken seni oldurmusler.

ben de kadinim. daha boyle bir talebim olmadi. birakilsam hosuma giderdi. daha guvende olacagim icin degil o ozenilmeyi hissedecigim icin. ama cok da huzursuz olurdum karsi tarafa cektirecegim o eziyet icin.

ama iste insanlar cesit cesit, deger yargilari da, beklentiler de. kizin profili bana gore su; simarik, bencil, dusuncesiz, kaba, premses, ozguvensiz ve gerikafali. bir de milletin gazina geliyor falan. bir de boyle sonradan atilan triplere ayri gicik olurum. bir derdin, talebin varsa o sirada soylersin. sonradan cirlamak sinir bozucu.

sistem boyle ama galiba. kadin erkek komik oyunlar oynuyor. kiz essek gibi biliyor eve sorunsuz gidebilecegini. ama ayy ben koykuyoyum cok askitom noluy beni biyakma diyor. erkek de askim sacmalama, yaninda ben varken sana birsey olmaz deyip sepet gibi dolaniyor kadinin yaninda. boylece bir ise yaradigini dusunuyor.
0
jimicik
(03.01.18)
Nuisance bence de haklı. Ayrıca ben de ennn kötü ihtimal taksiye bindirirdim kızı, dolmuşa bindirip sabahın dördünde pendikte yürütmezdim herhalde. Biraz haklı bence arkadaşın.
0
roket adam
(03.01.18)
sopiro+1
O saatte hiçbir yer güvenli değil. Gayet 3. sayfa haberi olma ihtimali var. Normal zamanda saat 9 gibi ayrılsanız zaten bırakmayın ama hem yılbaşı hem de o saat kız sizden bir jest beklemiş. Yapmamışsınız, sizin yüzünüzden ablasından da azar işitmiş. Muhtemelen bu zorlukları öncesinde görmüştür ama siz onu bırakmazsınız diye umut etmiştir. Yaştan bağımsız davranıyoruz burada. Olmamış yaptığınız.
0
SiyamkedisiZorro
(03.01.18)
çok biliyosa az yesin de kendine şoför tutsun amk, o ne tripler öyle ya hiç gelemem valla. ben olsaydım zaten o dolmuşun kalkmasını da beklemeden gitmiştim sen yine iyi dayanmışsın :)

yılbaşı günü pendik'e gitmeyi beceremiyorsa zaten yaşamasın bu şehirde ya da hiç dışarı çıkmasın bir daha.
0
hosein
(03.01.18)
Normal zamanlarda bile o saatler tehlikeli bu şehir için, kaldı ki yılbaşı günü ve alkolün ağızla içilmediği bir gün.

Sevgilin olmasına gerek yok, normal bir arkadaşın bile olsa o saatte yalnız gitmesine müsade etmemeliydin.

Hanımın yaşından bahsedilmiş ama bunun yaş ile veya cinsiyet ile alakası yok, bu pozisyon tek başına bir erkek için bile riskli ya hu!
0
John Bloor
(03.01.18)
yazdım ama dayanamadım tekrar yazacağım. ben de pendik'te oturuyorum. pendik çok büyük bir ilçe ve en merkezi yerlerine bile gece 12'den sonra toplu taşıma ile ulaşabilmek büyük sıkıntı. kaldı ki ilçenin büyük kısmı merkezi yerlerden uzak kuytu mahallelerden oluşuyor. o yüzden pendik'te yaşayan biri için akşam eve dönüş her zaman, yapılan her planda akılda olan bir sorundur. allahtan havalimanı var da e-10 büyük kısmını dolaşıyor yoksa daha da büyük sıkıntı olurdu. her neyse pendik burada sembol zaten, sultanbeyli olur tuzla olur -avrupa yakasının uzak kısmını pek bilmiyorum ama- büyükçekmece olur esenyurt olur aşağı yukarı hepsinde aynı sorunlar yaşanıyordur.

burada 30 yaşı vurgulayanların o yaşta birinin başına bir şey gelmeyeceğini düşündüklerini sanmıyorum. vurgulanan nokta o yaşta birinin gecenin sonunda eve nasıl döneceğini de düşünecek sorumluluğa sahip olması gerektiği. 18 yaşında belki ilk kez dışarıda yılbaşı geçirecek biri o heyecanla eve dönüşü düşünmeyebilir ama pendik'te yaşayan, erkek arkadaşı olup dışarıda yılbaşı kutlayan 30 yaşında bir kadın profili bu durumla ilk defa karşılaşmıyordur. kendi başına dönmeye gayet haklı olarak korkuyor da olabilir. kendi düşün(e)mese bile plan yaparken erkek arkadaşından kendisini eve bırakmasını ya da başka bir formül bulmasını ister olay biter. ona rağmen böyle tek gitmiş olsa adamı burada hep beraber gömelim ama eve dönülmüş olay bitmiş abla ve arkadaş gazıyla sonradan trip atılıyor. burada haklı bir kısım yok. üstelik bu güvenlik sorunu yaş ve cinsiyetten bağımsız herkes için geçerli. bu adam pendik'ten hadımköy'e dönerken başına bir iş gelse ne olacak? onun ailesi ve arkadaşları bunu "boşanma sebebi"(ne alakaysa, kim niye eşini yılbaşı kutladıktan sonra o saatte toplu taşıma ile baba evine göndersin?? ) olarak görmezler mi asfdgfjgk

über ve taksi önerilerini zaten hiç anlamadım. taksicileri hepimiz aynı malum sıfat ile anmıyor muyuz? über için de geçen sözlükte başlık vardı kadının birini kaçırmaya yeltenmişlerdi falan. ha dolmuş ha taksi bir farkı yok hatta dolmuş/otobüs/minibüsün kalabalık olma ihtimali var taksi falan tam kör bıçak. üstelik bir şey yapacak adam yanında erkek arkadaşı varken ikisine birden de yapabilir zaten. araba kiralama, otelde veya yakında bir arkadaşta kalma dışındaki önerilerin de bir mantığı yok. eleştirilecek tek nokta her iki kişinin de bunları düşünmemiş olması. aynı şartlarda bu ilişkiye devam edilecekse sadece yılbaşı değil dışarıda yapılan her programda bu sıkıntı yaşanacak zaten.

velhasıl kelam bu adamı size yedirmeyeceğiz piremsesler adsfdgfhjhkjl

bilmeyenler için de vurgulayalım söz konusu yerlerden biri kocaeli diğeri edirne sınırı.
0
nrmnm
(03.01.18)
bir ilave de benden;

bu bosanma sebebi diyenler, seni asiri derecede haksiz bulanlar bana biraz samimiyetsiz geliyor acikcasi. yani bu kisiler gercekten icten bir sekilde endiseleniyorsalar aksam 10'dan sonra butun sevgilileri, arkadaslari icin de ayni endiseyi duyuyor olmamlilar. kadikoy'de eglendikten sonra arabasi olan kadinlar hadimkoy'de oturmalarina ragmen pendik'e arkadaslarini birakip evlerine donuyor olmamlilar mesela. ha yok olay cinim eve gidince yaz vatsaptan merak etmiyim'den ibaretse iste bos bos atip tutulmusluk, iste samimiyetsiz bir dusuncelilik.

ciddi ciddi gece kadinin yolda tek basina yurumesi bir insani o kadar endiselendiriyor olsa, bu kadar tedirginlikle bu insanlarin hic biri bu sehirde yasamazdi. ya da gittikleri her yere arabalarinin icinde gidiyor, polis korumasiyla toplu tasimaya taksiye falan biniyorlar.

nerden baksan samimiyetsizlik + gosteris.
0
jimicik
(03.01.18)
cevaplara bakınca merak ettim de;
aranızdan kaç kişinin kızı/kızkardeşi veya kendisi erkek arkadaşıyla dışarı çıkıp ailesine "biz otelde kalacağız" diyebiliyor?

dolmuş taksiden daha güvenlidir +1 en azından bi göze emanet etmiyorsun. nitekim o dolmuşa yalnız başına bir kadın daha binmiş.

araba kiralanabilirdi denmiş. o durumda ya alkol almayacaksın ya da şoförlü araba kiralayacaksın. bu sefer de gündeme bütçe, gecenin geneline damga vuran fahiş fiyat ve araba bulabilme olasılıkları geliyor. iki eğlenilecek diye bu kadar eziyete gerek yok bence.

kızlar burası size;
Olay anında "beni bırak" demiyorsunuz, "bıraksaydı hoşuma giderdi" veya "bırakmalıydı" diyorsunuz. hatta "boşanma sebebidir"e kadar gitmiş.
Bence artık bu durumu değiştirmek lazım. Erkeklere de yazık, aklımızı okumak için denklemler kurup bilinmeyeni bulmaya çalışıyorlar. Ve üstelik erkek aklı bizimki gibi ayrıntılara, dallara budaklara bakarak değil düz satıhta çalışır genel olarak.
Hem onlara hem bize yazık. Biz de üzülüyoruz sonuçta. Güzel güzel konuşup anlaşmak varken can sıkmaya ne gerek var?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(03.01.18)
olayda haklı haksız yok uyum sorunu var.

sevdiğim bir kız arkadaşımın(adı ilknur olsun) sevgilisi vardı hiç anlaşamadığım(bu da erol olsun). erol pazar poşetini, market arabasını geç ilknurun çantasını bile kendi taşırdı. telefonuna spy uygulama yüklemişti. aşkından arabeske bağlıyım kapının önünde yatmıştı, ilknurun arkadaşlarıyla görüşmesini istemiyordu vs. hatta geçenlerde ilknur bize gelecekti yanımızda sevgilimin ev arkadaşı var diye 'erol kızar' diyip geri döndü ajdsgkhjl. eh işte iyi taraftan bakarsan ama erol ev işlerini yapıyor, güzel sürprizler hazırlıyor. böylece ilknur sağa sola hava atarak anlatabiliyor. ama birey olarak yok ilknur. arkadaş bile olamayacağım tip derken bu adamdan çocuk bekliyor şimdi. zaten erol hiç hesap ödetmezdi şimdi de ilknur işi bırakacak, bunları iyi mi kötü mü kategoriye koysam bilemedim.

bizim ilişki ise bambaşka bunlardan. eve bırakmayı vs geç 'varınca çaldır'ın en fazla geyiğini yaparız. herkes kendi eşyasını taşır. 500 kilo da olsa valizim ben yardım istemediğim sürece yardım etmez. aman sen otur ben evin işini yapayım demez. romantizm hak getire zaten. isteyen istediği arkadaşıyla görüşür, izin almak vs geç gerekli olmadıkça haber vermek bile baya uzak kelimeler. bütçe kimin parası varsa.

başlarda noluyor lan desem de aslında herkes kendi tercihini yaşıyor. ilknur üç-beş kıskançlığı çekmeye razı gelip erolu uşağı gibi kullanabiliyor. e benim için de özgürlük daha önemli, kendi başımın çaresine bakmak zor değil. her şeyden haberim olmasa da olur.

yani sevgilin ilknur olmak istiyorsa erolünü beklesin. ya da yaptığı tercihlerin sorumluğunu alıp üçüncü şahısların gazına gelmesin. her ilişkinin dinamiği farklı. benim için taksim-pendik-hadımköy yolunu çekmek boşanma sebebidir. öyle bir adamı çocuğuma baba yapmam. ilknur gibiler ise 3. remlerine girerken hala erollerin soğukta trafikte olmasıyla tatmin olabilir ablalarına 'çok iyi çocuk ya beni eve kadar bıraktı 5239865 saat yol gitti bi de' diye anlatabilirler.

siz de karar verin ama. erol değilseniz ilknurların önünü tıkamayın. biliyorsunuz eroller ilknurların eski sevgililerini kafaya çok takarlar.
0
cikolata selalesi
(03.01.18)
olaylar norveçte veya japonyada yaşanıyor olsaydı belki size birazzcık hak verebilirdim lakin burası ortadoğu her gece bir sürü sapıkça olay geliyor kadınların başına..çok çok ters bir saat. dolmuşta başka bir kadın olması neyi garantiler ki? o saatte adamın biri takip etse dolmuşçunun kendisi niyeti bozsa (ki yaşanmamış şeyler değil) sonuç olarak kız arkadaşınız haklı bana göre de lakin siz bunu o an düşünemediyseniz bu saatten sonra yapacak bir şey yok yarın bi gün başka bir durumda da benzer şeyler yaşayabilirsiniz.
0
iwillsee
(03.01.18)
Aman canım Moda Hilton'da oda tutup sabaha kadar partiye devamdı yani olay hepten yanlış.
0
i was made for you
(03.01.18)
bir sürü laf yazılıp çizilmiş, yapılan yorumlarda kadının kadına yaptığı düşmanlık ve bir başka kadın üzerinden kendini değerli kılma çabası bambaşka bir sorun onun hakkında yazmak istemiyorum fakat dehşetle okuduğumu da belirtmeden geçemiyorum.

sadece bu durumdan hareketle, aranızda bir iletişimsizlik olmuş gibi görünüyor. kız belki bırakmanı istemiştir ama istanbul'un iki ayrı ucunda oturduğunuz için açıkça dile getirememiştir, özel bir durum olduğu için sizden böyle bir jest beklemiştir. göremeyince ipler gerilmiştir, ablasının da gazıyla böyle bir dışavurum yaşanmaştır. olay bundan ibarettir belki de yani.

siz kız arkadaşınızı evine kadar bırakmak zorunda değilsiniz, kız arkadaşınız da hele ki istanbul gibi bir şehirde, gecenin köründe yalnız başına saatlerce yol gitmek zorunda değil. erkeksizlikten başına bir şey gelir diye değil, bunu tercih etmek istemeyebilir diye söylüyorum. herkesin içinde bulunduğu ilişkiden beklentileri farklıdır ve herkes sevgilisine verdiği kıymeti farklı şekilde gösterir. haklı haksız yok, ikiniz de hem haklı hem haksızsınız. konuşun, nasıl bir daha böyle bir olay yaşamazsınız onu irdeleyin.
boşanma sebebiymiş, yok daha neler ya. insanlar ufak tefek sorunları büyütmeye, çözülmez hale getirmeye ne kadar meraklı.
0
evde liyakat kalmamis
(03.01.18)
3 ocak oldu hala millet kavga ediyor. görüldüğü üzere subjektif bi konu ve herkesin doğrusu farklı.

bence @all girls dream noktayı koysun.

naptınız hacı, aranızda konuşup halletmediniz mi?
0
elorelia
(03.01.18)
@ elorelia

Evet noktayı koyduk ayrıldık.
0
🌸all girls dream
(03.01.18)
haydaaaa, bu olay yüzünden mi?
0
elorelia
(03.01.18)
Aynen. Kendine, çevrene uygun birini bul sana ayak uyduramam vs vs dedi bende ccevap yazmadım
Bitti gitti
0
🌸all girls dream
(03.01.18)
mutlaka gerisinde bişeyler vardır bence. geçmiş olsun.

(bkz: welcome to the club)
0
elorelia
(03.01.18)
sen olmasan ne yapacakmış?

ben kızı haksız gördüm. bu ne ya. sen de erkek olarak tehlikedesin.

bir de benim bir kadın olarak bakış açım olarak şöyle birşey var; kafan atıp çat gideceğin yere kadar taksiye ödeyemeyeceksen o saatte de yanlız çıkmayacan. malesef böyle bakıyorum olaya. kendin kendine güvence veremiyorsan kimseden beklemeyecn.

bir de madem abla bukadar dertli biri, beşiktaşta yahut taksimde bir oda kiralasa idiniz airbnb den fln ya da hostelden vs, yahut bir şekilde sabaha kadar eğlense idiniz daha iyiymiş.

ha bir de; hayatta merak ettiğim bir şey var, cidden bu nasıl böyle oluyor çok merak ediyorum. böyle kızları bulup başınıza çıkarıyorsunuz, bizim gibileri de üzüyorsunuz. oh iyi oluyor siz erkeklere valla ne diyim.
0
mobydick
(03.01.18)
İkiniz de haksızmışsınız. Ben Hadımköyde otursam kız arkadaşım da Pendikte otursa ya otel tutardım ya da araba kiralardım.Yılbaşı gecesi ikinizin de ikişer saat yol yapması saçma olmuş
0
turkuaz
(04.01.18)
dönüşü toplu taşıma ile olacak diye konuşmuşsunuz daha ne? o kadar şeyse o saate kadar kalmasaymış. ben de bir kadınım, 31 yaşındayım. ayrıca hadımköy'e onu bırakıp öyle dönmeni beklemesi cidden fena bencillikmiş. keşke otelde filan kalsaymışsınız. ya o değil de, neden ayrılırken dememiş bunu sana, "beni bıraksan olmaz mı, çok geç oldu saat tedirgin oldum" filan dese başka bir çözüm de bulunabilirdi. iletişim önemli şey sonuçta.

bellllki, kadıköy'e kızla beraber gidip onu pendik dolmuşuna bindirip dönebilirdin, sana çok zaman kaybettirmezdi.

taksi, uber, scotty gibi seçenekleri de göz önünde bulundurabilirdiniz. yok çok pahalı olurdu gibi düşünceler varsa da öyle bir eğlence düşünmeyecektiniz.
0
dasher
(04.01.18)
kız tarafı abartmış. her şeyi abarttıkları gibi bunu da abartmışlar... kaldı ki yılbaşında her yerde polis var. normal bir geceden daha güvenli bence.
seneye ilişkiniz hala devam ediyor olursa yılbaşına kadıköy'de girersiniz, tek seferde gider evine.
0
humat
(06.01.18)
sana haksız demiştim ama önceden konuşmuşsunuz sorun etmemiş, sorun olmamış dönüşte falan sonra etrafının gazına gelip sana çemkirmiş. sen haklıymışsın aslında, iyi olmuş.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(07.01.18)
(3)

kronik bel tutulmasi

icim urperiyor
selamlar. is geregi her gun ayri otelde/yatakta yatiyorum. surekli yolculuk yapiyorum. bazi geceler yolda oluyorum ve otobus koltugunda uyuyorum. son 10 gunde 3 kere belim tutuldu. tam iyilesmeden tekrar tutuldu. sanki sirta bicak saplanir gibi oluyor ya, o mevzu.simdi bu daha ciddiye gider mi? fiti
selamlar. is geregi her gun ayri otelde/yatakta yatiyorum. surekli yolculuk yapiyorum. bazi geceler yolda oluyorum ve otobus koltugunda uyuyorum. son 10 gunde 3 kere belim tutuldu. tam iyilesmeden tekrar tutuldu. sanki sirta bicak saplanir gibi oluyor ya, o mevzu.

simdi bu daha ciddiye gider mi? fitik falan olmayayim genc yasimda? ne yapmak lazim duzelmesi icin? agir da kaldirmiyorum, az once burnumu hizlica cekerken saplandi agri.

tesekkurler.
0
icim urperiyor
(02.01.18)
Bel dediniz ve yüzme tavsiyesi default olarak geldi.

Ben haftada 2 gün gittiğim yüzmede ilginç şekilde artan bel ağrısını haftada 4 gün yüzmeye çıkararak 5%'e indirdim.
0
onemoremile
(02.01.18)
@onemor

bel agrisi degil, bel tutulmasi. aniden gerceklesen, noktasal agri. normal sartlarda belimde agri yok. ara sira herkesin basina gelebilen bu sey 3 kere ust uste oldu 10 gun icinde, onu soruyorum.
0
🌸icim urperiyor
(02.01.18)
yer etmiş nlaşılan. zedelenme olmuş, zayıf nokta iyileşme fırsatı bulamamış.

önce o bölgeyi korumaya al. fazla yüklenme, ani hareketlerden, ağır kaldırmaktan, ani ısı değişimlerinden ve uzun süreli oturmaktan kaçın. yolculuklarda yanında sırtına koymakık minik bi yastık bulundur. otelde de baldır altına koyarsın sırt kasların rahat eder.

bölge iyileştikten sonra sırt kaslarını kuvvetlendirmeye yönel. ısınma hareketleri, sırt kaslarına yönelik hareketler yap. yolculuk uzun sürecekse molalarda inip yürü. hatta otobüste bile arada kalkıp biraz durup oturabilirsin. her ne kadar yükü sırta vermeyecek şekilde oturmaya çalışsan da yine de yük biniyor ister istemez. kalkınca yükü ayaklara alıyorsun sırt rahatlama fırsatı buluyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(02.01.18)
(1)

İzmir’de Dövmeci

anumegha
Merhaba,Şu ara İzmir’deyim. Oldukça basit bir dövme yaptıracağım, çok pahalı olmayan ama temiz olan bir dövmeci önerebilir misiniz? Konum olarak Bostanlı veya Alsancak olursa şahane olur. Teşekkürler.
Merhaba,
Şu ara İzmir’deyim. Oldukça basit bir dövme yaptıracağım, çok pahalı olmayan ama temiz olan bir dövmeci önerebilir misiniz? Konum olarak Bostanlı veya Alsancak olursa şahane olur. Teşekkürler.
0
anumegha
(31.12.17)
Bostanlı 35ink (pahalı ama çok iyiymiş)
Kaeşıyaka Akbank sokağında Tattoo Salih ve Köprüaltı (denendi, bunlar da çok iyidir)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(01.01.18)
(16)

Ailesiyle yaşayıp çalışanlar, ailenize para veriyor musunuz?

mutlusismankedi2015
Ya da ev için ne şekilde harcama yapıyorsunuz?
Ya da ev için ne şekilde harcama yapıyorsunuz?
0
mutlusismankedi2015
(29.12.17)
Maaş aldığımda bi miktar veriyorum anneme. Pazar, market parası olarak ay içinde 3-4 defa veriyorum. Akşam eve gelirken bişey lazımsa alıyorum.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(29.12.17)
ufak tefek şeyler dışında hayır. ihtiyaç yok. 6 aydır filan telefon ve interneti ödüyorum düzenli olarak.

ailemin geliri var. yaptığım harcamın maaşıma oranı da 1/10 ya var ya yok.
0
elorelia
(29.12.17)
Editleyemiyorum duyuruyu ama; yazarken maaşınızla oranlarsanız ve ailenizin geliri olup olmadığını da yazarsanız çok sevinirim. Kendi durumumla karşılaştırıyorum da...
0
🌸mutlusismankedi2015
(29.12.17)
Maddi olarak zor bir süreçten geçiyoruz, çoğu noktada destek oluyorum . öyle olmasa da en azından faturaları ben öderdim.
0
cabiday
(29.12.17)
Evlenmeden önce full eve giderdi.evlendim yine aynı :)
0
brnbrs
(29.12.17)
Şu an çalışmıyorum çalışırken de vermiyordum üstüne babam para vermeye devam ediyordu.

Ya bizim ailede çocuktan para istemek, çocuğa bir şeyler ödetmek çok ayıp bir şey. Doğumdan ölüme kadar aile mutlaka destek olur. Özellikle çocuk kadınsa daha fazla verilir ki kocası fazla kazanıyorsa yanında bükük durmasın, ihtiyacı yoksa da kenara atsın biriktirsin. Anneannem de hala 5 çocuğuna para verir. İstemezler zorla mont ceplerine çekmecelere para sıkıştırır.
0
jazzabel
(29.12.17)
direkt olarak olmasa da endirekt olarak, evet. kardeşim askerde ona para gönderiyorum, internet ve telefonu ödüyorum, eve alışveriş yapıyorum vs.

ama dediğim gibi, direkt olarak para alıp verme olayını sevmiyorum.
0
keçeli-kalem
(29.12.17)
Ailemin geliri var. Allah'a şükür iyi bir muhitte oturuyoruz güzel mesleklerimiz var. Bu durumda dahi aileme destek oluyorum. Kardeşlerime para veriyorum anneme de babama da. Hatta babamın adına çekip ödediğim krediler var. Aylık taksit yatırıyorum falan falan
0
etfalmorgu
(29.12.17)
öyle küçük birkaç gider haricinde vermiyorum. Ama öyle ayrı gayrı bir bütçe söz konusu da değil. Kim sıkışık ise diğerleri onu destekliyor.
0
keep out
(29.12.17)
Şirketin verdiği yemek kartının neredeyse tümünü evin mutfak alışverişine ayırıyordum, öğle yemeğimi evden getirip götürüyordum. Ayrıca özellikle veriyor muydum hatırlamıyorum ancak ne zaman ihtiyacı olsa verirdim. Bir de galiba 1-2 ufak aidatı ben ödüyordum. Geçinmek zor zanaat...
0
burka
(30.12.17)
bekarken harçlığım kadarını alıp gerisini anneme veriyordum. babam emekliydi, annem ev hanımıydı, okuyan 3 kardeşim vardı. evlendikten sonra da duruma göre desteklerim oldu.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(30.12.17)
birlikte yaşarken de verirdim, şimdi de veriyorum. Her ay maaşımı aldığım gün maaşımın 1/8'ini annemin hesabına aktarıyorum. Ayrıca herhangi bir ihtiyacı varsa giysi, ayakkabı falan onları da ben alırım. Ziyaretine gittiğimde de genelde üstümdeki nakitin bir kısmını ona bırakırım. Market alışverişini birlikte yaptıysak onu da ben veririm. Ben gitmiyorsam veya evde yoksam da bir şey lazım olursa onu da getir'den falan sipariş edip adresine yollatır ben öderim.

Ama arada sırada onda kaldıysam ve üstümde nakit yoksa taksi parası falan alırım (sonra geri öderim).
0
sopiro
(30.12.17)
0
arada kuruyemş yeşillikler alıyorum. Onlar da dahja çok bbana. Yemiyor kimse.
Meyve belki yiyorlar arada.

MEyve de 1/10 filandır. o da multinetle alıytorum daha çok
0
Cursed Chico
(30.12.17)
Ailem emekli ama beni okuturken ve aynı dönemlerde abim de işsizken çok borçlanmışlardı. Bir on yıl birlikte zor belimizi doğrulttuk. Eskiden abimle yaşıyordum. Anna-babamız da kışın üç ay bizim eve geliyorlardı İzmir’den. Evde faturaları abim ve ben ödüyorduk. Onlara da bazen biraz pazar parası bırakıyorduk ama onlar da bir miktar pazar parası ödüyordu. Bunun dışında, ek bir harcama varsa da ödüyorduk ara ara.
0
aychovsky
(30.12.17)
evlenene kadar ailemle yaşadım.Maaşımdan harcayacağım kadarını alır kalanını aileye verirdim
0
turkuaz
(30.12.17)
Babam emekli. Çıkarıp kimseye düzenli olarak para vermiyorum ama özellikle kışın doğal gaz faturaları abarttığı için bunların ödenmesi için para veriyorum. Alışveriş yapıyorum gerektikçe; sonuçta bu evde ben de yaşıyorum ve oturup beni beslemelerini beklemem. Bir de evde tamir edilmesi gereken bir şey olduğunda veya yeni eşya gerektiğinde bunları ben ödüyorum. En son apartmanın giriş kapısı değiştirildi, bunun parasını ödedim mesela.

Kendi durumunuzla karşılaştıracaksanız şunu da belirteyim: 18 yaşından beri ailemden tek kuruş almamışımdır; üniversiteyi aldığım burslarla okudum. Anne ve babamda bu nedenle aman çocuğumuz bize baksın beklentisi pek yoktur.
0
wish i could find a way to disappear
(30.12.17)
(25)

estağfurullah diyen bir kişi hakkında düşünceler

Bruce
konuşma esnasında estağfurullah kelimesini kullanan birinin muhafazakar ya da islamcı ya da akp'li kesimden olduğunu düşünür müsünüz? sadece bu kelime üzerinden soruyorum, kelimenin kafanızda yarattığı imajı merak ediyorum; ya da böyle bir imajı yok mu diyorsunuz?biliyorum birini söylediği tek bir k
konuşma esnasında estağfurullah kelimesini kullanan birinin muhafazakar ya da islamcı ya da akp'li kesimden olduğunu düşünür müsünüz? sadece bu kelime üzerinden soruyorum, kelimenin kafanızda yarattığı imajı merak ediyorum; ya da böyle bir imajı yok mu diyorsunuz?

biliyorum birini söylediği tek bir kelimeye göre etiketlemek doğru bir hareket değil, benim söylemek istediğim de tam olarak o değil zaten. mesela "bu kelimeyi kullanan biri kesinlikle ateist değildir" gibi düşüncelere vardırır mı kullanımı, onu merak ediyorum.
0
Bruce
(29.12.17)
Düşünmem. bence böyle bir imajı yok.

Bana göre, dinsiz kişiler de kullanabilir böyle kelimeleri. Toplumda çok yer edinmiş ve alçakgönüllülük ifadesi olarak yaklaşıyorum ben bu kelimeye.
0
mete kudur
(29.12.17)
Yani aslında kullanıldığı şekle göre tabii muhafazakar anlamı olabilir ama bazı kalıp hallerini ben de azılı ateist olarak kullanıyorum, zira tam uyuyor. Atıyorum yaşça büyük biriyle muhabbet ederken "biz de yaşlıyız tabii artık" fala gibi bir şey dediğinde oraya tam oturan kalıp bu :)
0
whoosie
(29.12.17)
Bana fonetik olarak çok sevimsiz geliyor ve evet muhafazakâr bir tınısı var. Ama Türkçe karşılığı yok sözcüğün, nadiren ben de kullanıyorum. Çok kullanan biri için muhafazakâr önyargısı oluşturabilir bende, özellikle yaşı çok büyük değilse.
0
kobuzchu kiz
(29.12.17)
Hayır, o kelimelerden biri değil bence.
0
nopnog
(29.12.17)
Hayır. Dini inanç, siyasi görüşten bağımsız herkesin kullandığı bir kelime bu. Daha doğrusu, "Bu kelimeyi kullanmaktan kaçınayımda beni dinci filan sanmasınlar." kategorisinde bir kelime değil. Mesela, hamdolsun böyle bir kelime bence, birisine nasılsın diye sorup hamdolsun iyiyim diye cevap alıyorsam, o kişinin muhafazakar dinci tayfadan olduğuna kanaat getiririm.
0
battal gemalmaz
(29.12.17)
Küçüklükten ve çevreden gelen alışkanlıklar bunlar.
Çok sık olmasa da kullanırım.
Bazen bir şey olur ağzımdan "inşallah" çıkar mesela bunu söyledikten sonra ben bile garipsiyorum.
Bunun gibi birkaç şey daha var kullandığım kendimden yola çıkarak kullananlarla ilgili de böyle düşünceler belirmiyor kafamda.
0
mutekebbir
(29.12.17)
Düşünmem. Ben de kullanıyorum çünkü. Muhafazakar değilim..
0
elorelia
(29.12.17)
"inşallah, maşallah, allah allah(şaşırma)" gibi kelimelerden farklı olduğunu düşünüyorum estağfurullahın, diğerleri cümlede anlam tamamlamak için, eşlikçi şeklinde kullanılıyor ve bu yüzden insanların kulağına takılmadan geçmesi normal. ancak estağfurullah daha direkt bir anlam içeriyor ve söylendiği gibi türkçe karşılığı yok. ayrıca kobuzchu kiz'ın belirttiği gibi fonetik açıdan "çok arapça". bu yüzden dikakt çekiyor ve üzerine düşünülüyor olabilir mi diye merak ettim.

ben çok kullanmak durumunda kalıyorum, yerine göre estapitipiti diyorum ama her duruma da uymuyor bu. bu yönde bir geri bildirim almadım, çok umursadığımdan da değil ancak genel bir mutabakat var mı diye sormak istedim; hepinize teşekkür ederim.
0
🌸Bruce
(29.12.17)
ateistim. ben kullanıyorum bu kelimeyi. içinde yaşadığınız kültüre ait kelimeler ister istemez dilinizde yer ediyor. dindarlıkla bir alakası yok haliyle.
0
synesthesia
(29.12.17)
yahu her şeyi etiketletme, fişleme huyu edindik toplum olarak buna çok üzülüyorum aslında.

ben de kullanıyorum ama bu benim (atmosferik) agnostik deist olduğum gerçeğini değiştirmez
0
rapon
(29.12.17)
bi ateist olarak ben de kullanıyorum. durduk yere çoşkür, rabbim, pismil, inş vs de kullanırım. inceden inceye ironi ve sarcasm niyetiyle yapıyorum bunu. karşımdaki insanın tek bir hareketine göre onu yargılamaktan kaçmaya çalışıyorum bazı özel durumlar dışında. misal, bir hayvana zarar verirse benim için insan değildir.
0
washe
(29.12.17)
Yok, bu kelimeyi kullanan kişi ateist/dinci/yobaz değildir (veya tam da öyledir) gibi kesin yargılara varamayız çünkü ülkemizde insanlar kelimeleri bilinçli kullanmıyorlar. Pek çok ateist valla inşallah gibi şeyler söyler mesela. Yani estağfurullah kelimesi bence bu anlamda bir mihenk oluşturmaz.
0
yaren
(29.12.17)
ateistim, cok sık kullaniyorum.
0
eriksatie
(29.12.17)
"maşallah, inşallah, vallahi, estağfurullah, Allah korusun..vs." kullanan ama her fırsatta inançları kötüleyen ateist bir hocam var. bu ve benzeri kelimeler kültürümüzün bir parçası olmuş. belirli kelime kalıplarını kullanan bir çevrede yaşıyorsan bir süre sonra sen de o kelimeleri kullanmaya başlıyorsun.

öte yandan selamün aleyküm kullanmayıp merhaba diyen, hayırlı günler yerine iyi günler diyen vs. muhafazakar tanıdıklarım var.

kısaca kişileri saçma sapan ölçütlerle belirli kalıplara sıkıştırmamak lazım.
0
yemrem
(29.12.17)
Vardırmaz. Ben ateistim gerektiğinde estağfurullah kelimesini kullanıyorum.
Kaynağı islam evet, ancak zamanla günlük kullanımımıza giren tevazu içeren nezaket ifadesi oldu estağfurullah kelimesi.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(29.12.17)
İnançsızım, ben kullanıyorum. Muhafazakarlıktan ziyade nezaket belirten bir sözcük olduğunu düşünüyorum. İstanbul ağzıyla konuşan insanlarda eskiden yaygınmış.
0
yirmisantim
(29.12.17)
bahsettiğin sıfatların tam tersi bir insan olarak ben söylüyorum, hakkımda böyle şeyler düşünen biri olursa da umrumda olmaz.
0
Apocalypse
(29.12.17)
düşünmem. özellikle yaşça büyük insanlarla konuşurken duruma daha uygun bir kelime bulamadığım oluyor. İki lafından biri estağfurullahsa bilemem tabi.
0
aquarium
(29.12.17)
Müslümanım dindarım ve kullanıyorum. Allahsız olup kullananlara da selamun aleykum Allahsız deyip kaçıyorum.
Not: Evet aşırı troll bir günümdeyim kusura bakmayın. xD
0
turkoglu
(29.12.17)
müslüman islamcı akpli falan değilim, arada kullanırım estafirullah diye. online ortamdaysam hatta estaf diye kısalttığım da olur.
0
yuto
(29.12.17)
daha neler, ya hu...
0
e haliyle
(29.12.17)
fazla alternatifi olmadığı için ateist olmama rağmen kullanırım.
0
legalize marijuana
(29.12.17)
ağır din karşıtıyım, ben de kullanıyorum estağfurlahı.

estağfurlah ne demek.
0
noluyo yaa
(29.12.17)
Kendimden yola çıkarsak, neredeyse sık sık kulanndığım bir kelime. Ne muhafazakarım, ne de AKP'liyim :)
0
simderun
(29.12.17)
Yok, ben de kullanıyorum, ateist sülalem de arada kullanır. 'Umarım' demek yoğunlukta olsa da, arada 'İnşallah' da derler. O inşallah'tan farklı görmüyorum.
0
aychovsky
(30.12.17)
(6)

apartman yöneticisi olmayınca faturalar ödenmeyince ne oluyor?

tepedeki psychedelic adam
apartmanın ışıkları yanmaz, ziller çalışmaz başka akla gelmeye neler olabilir? merkezi ısınma değil o açıdan sorun olmaması lazım. başka neler olabilir?
apartmanın ışıkları yanmaz, ziller çalışmaz başka akla gelmeye neler olabilir? merkezi ısınma değil o açıdan sorun olmaması lazım. başka neler olabilir?
0
tepedeki psychedelic adam
(28.12.17)
asansör varsa bakan eden olmaz o da bozulur kısa süre içinde.
0
nrmnm
(28.12.17)
Apartman temizlenmeyeceği için leş gibi olur, insanlar çöplerini kendileri atmazsa onlar da birikir.
0
crown
(28.12.17)
fare gelir.
0
jimicik
(28.12.17)
5 dairenin üzerindeyse yönetici olma zorunluluğu var bildiğim kadarıyla.

Yukarıdakilere ek:
Faturalar ödenmediği için elektrik sayacı sökülür.
Çatı vb sorun olursa çözümlenmez.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(28.12.17)
10 daireden fazla ise apartmanda yönetim kurulu/sistemi/defteri vs olmalı yasal olarak.

5 daire değil bu sayı, eğer bu yıl yasa değişmediyse.

Günlük olarak bahsettiğiniz sorunlardan başka sorun olmaz.
0
John Bloor
(29.12.17)
Sayıdan emin değildim, John Bloor'un düzeltmesiyle sayı aklıma takıldı, Resmi gazetede arattım;

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu yayımlanan 02.07.1965 tarihli, 12038 sayılı resmi gazetede sekiz olarak belirtilmiş ve sayıda değişiklik olmamış.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(29.12.17)
(13)

Annemi kaybedeli bir ay oluyor

spina scapula
Zaten depresyondaydım bir süredir ama bu acı çok ağır geldi. Sabahları ağlayarak uyanıyorum. Günün geri kalanı ise yatakta geçiyor. Hayatımdaki herşeydi annem. 55 yaşında kalbi durdu aniden. Tek arayanım soranım oydu. İntiharı düşündüğüm dönemlerde bile annemi düşünüp vaz geçmiştim yıllar önce. Şimd
Zaten depresyondaydım bir süredir ama bu acı çok ağır geldi. Sabahları ağlayarak uyanıyorum. Günün geri kalanı ise yatakta geçiyor. Hayatımdaki herşeydi annem. 55 yaşında kalbi durdu aniden. Tek arayanım soranım oydu. İntiharı düşündüğüm dönemlerde bile annemi düşünüp vaz geçmiştim yıllar önce. Şimdi napıcam bilmiyorum. İşten arıyorlar. Ne zaman geleceksin diye soruyorlar. Yataktan çıkmak istemiyor canım. Her aldığım nefeste içim acıyor. Geçer mi bu acı? Düzelir mi her şey?

Anneniz babanız sigara içiyorsa bıraktırın hemen. İki sene önce sormuştum bunu. Bıraktırmadık içmeye devam etti ve malesef kaybettik annemi.
www.eksiduyuru.com
0
spina scapula
(27.12.17)
oncelikle basin sagolsun.
her aci bir zaman sonra azaliyor, asla tam olarak gecmiyor tabii ki ama bir sekilde savunma mekanizmasi gelistiriyoruz. 10 sene olmasina ragmen hala televizyonda babalar gunu ile alakali duygusal bir reklam gordugumde ya da film izlerken (babam ve oglum gibi) icim ciz eder, aglamamak icin zor tutarim kendimi.

ben babami 16-17 yaslarindayken kaybettim; hafizam normalde cok kuvvetli olmasina ragmen vefat ettigi seneyi, ayi vs. hatirlamiyorum komple silmisim beynimden. kendimi kardeslerim icin guclu olmam gerektigine inandirip boyle bir mekanizma gelistirmisim demek ki. yavas yavas sizin beyniniz de bir savunma stratejisi gelistirecektir.
0
ahoy kaptan
(27.12.17)
anneannemi kaybettiğimizde annem 44 yaşında idi. anneannemin ölümü bekleniyordu ama ona rağmen aylarca anne diye bağırarak uyandı, ağladı, gözü bizi bile görmüyordu. artık annem böyle olacak diye düşünürken toparlanmaya başladı. yani geçiyor evet ama önemli olan yas tutabilmek ve atlatabilmek. yas bir gereklilik, kabullenme yolu. o yüzden yaşadığınız durumu (üzüntü halini) kabullenin olması gerekenler bunlar zaten. başınız sağolsun.
0
who cares wins
(27.12.17)
başın sağolsun, sabırlar diliyorum. belki çok alelade gelebilir ama insan her şeyin üstesinden gelebilecek potansiyeli olan tuhaf bir canlı. fiziksel anlamda hayatını devam ettirebilmesi başka bir insana ihtiyacı yok. ama bir yandan aile, arkadaş, eş gibi duygusal bağlar kuruyoruz çevremizle ve maalesef yaşam döngümüzün bir parçası olarak bu insanları ya da bu bağları kaybediyoruz. ancak geride kalanlar için hayat devam ediyor, elbette belki yeri dolmayacak, tekrar birlikte yaşadığınız güzel şeyleri yaşayamayacaksın ama bunları ileride canını yakan şeyler olarak değil, ondan kalan güzel hatıralar olarak anımsayacaksın. belki kendi çocuklarınla, etrafındaki ailelerde çocuklar ve anneler arasında benzer bağlar kurulması için yardımcı olacaksın. sadece bu süreçte iyici içine kapanıp, dünya ile kendini soyutlama. işe git, hiç canın istemese de arkadaşlarınla vakit geçir, aklını meşgul edecek bir uğraş bul ve yapmak için kendini zorla. ama bir süre yalnız kalma. yalnız kaldıkça bu düşünceler aklına hücum edecek ve her şeyin düzelmesi için geçen süreyi uzatmış olacaksın.
0
teyzem teyfik
(27.12.17)
özel mesajla yollamıştım ama belki birgün bunuokuyan biri olur ve faydalanır diye burayada ekliyorum. inşallah silmezsin duyurunu.

başın saolsun öncelikle. öncelikle senden daha kötüler var. onları düşün de rahatla diye yazmıyorum bunları. senin durumunda işe yaramayacağı kesin çünkü.
2017nin şubatında anneme kanser teşhisi kondu. durumu kötüydü ve nisan ayının sonunda vefat etti. annemin vefatından 20 gün sonra da babamı kaybettim. ayrıca kendim romatizma hastasıyım ve romatizmadan dolayı engelliyim.

kendim hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra şunu söyleyeceğim. sürekli aklına gelecek. ama bir süre sonra alışacaksın. "bir sürenin" uzunluğu sana bağlı. çalışma arkadaşların varmış. onlarla birlikte ol. samimi olduğun arkadaşların da vardır muhakkak onlar gelsin seni ziyarete veya sen git. bende bunların hiç biri yoktu. sadeceinternetten görüştüğüm birkaç kişi haricinde arkadaşım yok mesela. işe ne zaman geleceğini oruyorlarsa işyerine git. kafanı dağıtman lazım. patronuna müdürüne her kimse onada söyle. geleyim ama biraz bana müsade edin kendimi toparlamaya çalışıyorum de. zaten işe gidersen orada boş boş oturmaktan canın sıkılır mecburen bir işin ucundan tutarsın. kafanı dağıtmaya bak. asıl kural bu. madem depresyondayım diyorsun madem öncesinde intihar düşüncelerin oldu, mutlaka psikiyatristle görüş. ben de gittim. bu durumla iyi başa çıkıyorsun ilaç vermeye vs. gerek yok deyip gönderdi. herhangi bir dini inancın var mı bilmiyorum ama dua et. beni genelde rahatlatan birşey mesela. zaman çok çok hızlı geçiyor. daha ardına bakmadan bir bakmışsın3 ay olmuş. bir bakmışsın 10 ay olmuş. hatta diyeceksin ki, yahu dün annemin ölüm günüydü. maalesef böyle oluyor. dediğim gibi unutmak mümkün değil. unutma zaten. o acının küllendiğini göreceksin. şu an için hiç küllenmez gibi duruyor ama külleniyor. bir bakmışsın gülmeye başlamışsın. akrabalarınla aran nasıl bilemiyorum ama iyi insanlarsa onlarda çok yardımcı olacaktır sana.
0
sutlu nescafe
(27.12.17)
Başın sağolsun kardeşim. Yasını tut, zaman sana yol gösterecektir.
0
Delay Fuze
(27.12.17)
çok üzüldüm. yaşadığınız şey benim geleceğe dair en büyük kişisel korkularımdan. bir tavsiyede bulunsam da işinize yarar mı bilmiyorum zira düşünüp vazgeçme kısmını ben aşmış değilim.

ama şu klasik gerçeği hepimiz biliyoruz: acı geçmese de yaşanıyor. herkesi savaşta kaybeden insanları düşünün demeyeceğim, zira aynı savaşta herkes önemli insanlarını kaybediyor. kayıpların paylaşılmasında yalnız olmuyor insanlar en azından.

ama dünyanın gerisi dönüyor gibiyken kendisi durakalan insanlar... onlar da yaşıyor. anladığım kadarıyla dedikleri, önerdikleri şeylerden biri kendinizi bir ortama zorlamanız: ölünüzü götürseniz bile o işe gitmek mesela. tek arayan soranınız siz intiharı arada düşünüp insanları kendinizden uzaklaştırdığınız için annenizdi. bunu da düşünün. bakın, "bıraktıramadık" diyorsunuz. siz hala yalnız değilsiniz. hayatınızdaki her şey olmaya devam edecek anneniz, sadece içinizde sürecek bu durum. ve birileri illa ki olacak.

çok zor. tahayyül edemiyorum. aklım şu an bu kadarına yetiyor. kendinizi yalnız bırakmamanız iyi olur. yalnız kaldığınızda dikkatinizi alan şeylere kendinizi maruz bırakmak işe yarayabilir. mesela yapma gerekliliği yüzünden ev işi, yapma gerekliliği olmadığı için hele ki bu durumda yapması çok zor olan spordan bu açıdan daha gerçekçi ve belki katarktik. belki bir iki ufak takıntı geliştirerek yansıtma yapabilirsiniz. sonradan takıntıyla uğraşmanız gerekse bile günü aşmanızı sağlayabilir.

iç açmanın ve deneyim anlatmanın amaç olduğu siteler var. buraya her ihtiyacınız olduğunda gelin ve bence oralarda da zaman geçirin. ne dediğinizi o an anlayan, bilen insanlarla konuşun. kendi kendinize mesela duygularınızı bir yere yazmanız ters tepebilir, çok sağlıksız olabilir. ancak dünyanın bir ucunda bile olsa dediğinizi anlayacak insanlara anlatmak başka oluyordur. geçici veya kalıcı bir amaç da verebilir size.

bir şeyin sorumluluğunu da alabilirsiniz. mesela yoksa bir hayvancağızı küçük bir aile ferdiniz haline getirebilirsiniz. küçük bir kedi alıp onunla konuşabilirsiniz veya bakması daha zor olduğu için köpek alabilirsiniz. dediğim gibi, aklım bu kadarına eriyor. kendinize minimum zarar vererek atlatmaya kararlı olmanızı umarım.
0
godoşu beklerken
(27.12.17)
herkesin bir hikayesi var, senin gibi, benim gibi, digerleri gibi..
ben babami sigara/efkar kaynakli akciger kanserinden kaybettigimde babam 42 yasindaydi, ben 16 yasindaydim..
yasadigim şok tarifaiz..
ilk zamanlar en zorlandigim sey "rahmetli" kelimesine alismak oldu..
"rahmetli ne lan!!!! oldu mu rahmetli diyosunuz..." modundaydim..
ama zaman....
zaman gercekten en onemli ilac..
yeterki zamana zaman ver..
gecer mi duzelir mi? demissin..
gecer de duzelir de..
seelzen in dedigi gibi, neler gecmedi ki..
yeter ki sen dayan..
insanlar canlarinin cani evlatlarini topraga atip uzerine toptak atiyorlar..
o aci geciyorsa , ortadan ikiye bolunsen bile gecer..
sabret yeter ki..
basin sagolsun
canin sagolsun..
0
alttaraf
(27.12.17)
başın sağolsun, çok üzüldüm yazdığını okuyunca. ne dense boş geliyor sana tahmin ediyorum ama lütfen kendini bırakma. zaman her şeyin ilacı, gidenlerin ardından önce korkunç bir acı, sonra büyük bir boşluk en sonunda da güzel anılar kalıyor biraz hüzünle beraber. dilerim ki anneciğin aklına düştüğünde gülümseyebildiğin zamanlar çok çabuk gelir.
0
evde liyakat kalmamis
(27.12.17)
Başın sağolsun spina.
Bu gün benim de annemin ölüm yıldönümü. 29 yıl olmuş. Ben o zaman 28 yaşındaydım. Şimdi 57 yaşında üç kızın annesiyim.

7 sene önce bana kanser teşhsi konmuştu. Teşhisi duyan herkes gibi ben de ölebileceğimi düşünmüştüm. Kızlarımın arkamdan üzülecek olmaları beni ölebilecek olmaktan çok çok daha fazla üzmüştü.

Anneler çocuklarının üzülmesini istemezler, annen de istemezdi biliyorsun. Sen de daha fazla üzme kendini. Acını yaşa ama bırakman gereken yerde bırakman lazım. Yas çok uzun sürmemeli. (3 günden sonra taziye dilemeyen toplumlar var.)

Senin şimdi işe başlamanın tam vaktidir. Yarın en geç yılbaşı sonrası yatağı yorganı topla işe gitmeye başla.
Hayvan edinmek veya başka yan uğraşlar çok iyi olur. Ben ameliyat sonrasında küçük kızımı düşünerek köpek sahiplenmiştim (öncesinde çok istiyordu) Bi yandan hastalıkla mücadele ederken bi yandan da köpeğimizin kakasını çişini temizledim, alıştırdım filan. Minicikti. Zor oldu, benim için zamanı değildi ama ufak için iyi karardı. Seviyorsan uğraşabileceksen tabii. Değilse hayvan sahiplenmemek gerek.

Acın geçecek. Geçiyor. Sonrasında özlem geliyor. Şimdiki gibi biteviye değil, zaman zaman.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.12.17)
başın sağolsun. babamı kaybedeli 2,5 yıl oldu. bu sürede babamı düşünmeden geçen bir günüm olmadı birbirimize çok düşkündük. ama emin ol acısı külleniyor. ben babam vefat etmeden önce düşüncesine bile delirirdim dayanamam derdim. ama inan dayanıyor insan zamanla. kendine biraz zaman ver ve emin ol acısı hafifleyecek. anılar aklına gelip güleceksin, hiç unutmayacaksın ki zaten unutmak istemez insan. ama acısı kesinlikle hafifleyecek emin olabilirsin
0
oscar
(27.12.17)
evet geçecek, yukarıda söylenenler gibi, daha kimler neler yaşadı da geçti. ama geçecek olması bir şey değiştirmiyor, insan geçeceğini bilse bile bu acıya dayanamaz. yani yapacak bir şeyin yok ne yazık ki, böyle acı bir gerçek var önünde. geçsin geçsin diye beklemekten ziyade acını yaşamalısın belki de, yok saymadan, için biraz soğuyana kadar bir şekilde idare edeceksin. idare etmek zorundasın çünkü, nereye kadar yatakta kalacaksın ki? başka şeylere konsantrasyon sağlamaya çalış, zorla en azından; kafan dağıldıkça daha kolaylaşır. bu yüzden işe de git, hem işinden olma, hem de kafanın dağılmasına yardımcı olur.

benzer durumdayım, annem ölse kafayı yerim ben de herhalde; çok büyük boşluk. yaşamayan bilemez, belki de mevcut halinle dediklerimiz havada süzülüyor sadece ama empati yapmaya çalıştım ve bu bile kendimi kötü hissettirmeye yetti, bişeyler söylemek istedim.
kendimden emin olarak tek diyebileceğim şey yalnızlıktan korkma, yalnız başıma naparım ben diye düşünme. orası kolay, sen acını atlat, onun çaresi bulunur.
0
Bruce
(27.12.17)
Öncelikle başın sağolsun. Tabi ki geçer, hemen bir pskiyatristten yardım al konuşmak çok iyi gelecektir.
0
snowman
(28.12.17)
başın sağolsun. bu tarz kayıplarda kardeşler ve teyze,amca,dayı gibi akrabalar çok destek oluyor psikolojik olarak. varsa onlar ile birlikte vakit geçirin. daha doğrusu sizi anlayacak acınızı paylaşacak kim varsa yakınlarınızda olsun.
0
iwillsee
(28.12.17)
(5)

Bir türlü gitmeyen bitler

kay adams
kardeşimin (kadın) kafasında yıllardır bit ve sirke var. şaka gibi ama gitmiyor, her şeyi kullandık sürekli doktora gidiyor, her zaman tarakla vs tarayıp ayıklıyoruz hala var hala var...yok mudur bunun kesin çözümü?
kardeşimin (kadın) kafasında yıllardır bit ve sirke var. şaka gibi ama gitmiyor, her şeyi kullandık sürekli doktora gidiyor, her zaman tarakla vs tarayıp ayıklıyoruz hala var hala var...

yok mudur bunun kesin çözümü?
0
kay adams
(27.12.17)
kullandığı eşyalarda yuva yapmıs olabilir..
0
binder dandet
(27.12.17)
linkte her şey adım adım anlatılmış. tam olarak uygulamanız lazım yalnız.
www.gapinfo.de

bitle mücadelenin zor yanı sirkeleri. sirkelere etki eden şeylerden biri de bildiğimiz mutfakta kullandığımız sirke.
başını sirkeyle ıslatıp plastik bone gibi bişey kulanın. bi süre beklesin. 10-20 dak yeterli olur. o sırada sirkeler bayılıp saç tellerine tutunmayı bırakırlar. ondan sonra tarayın. tararken de bi kaba sirkeli su koyun. tarağı o suda yıkata yıkata tarayın. sık dişli bi tarağa pamuklu ip dolamak sirkelerin ayrılmasıına katkı sağlar. bit şampuanlarının içinden çıkan taraklar pek kullanışlı değil.

naftalini minik keseler yapıp içine koyun. bitten tamamen kurtulana kadar yaka kenarınıza, yastık altlarınıza vs. koyun. size de koruma sağlar.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.12.17)
benzin sürüp bekletip yıkayın
0
devilone
(28.12.17)
esyalarda yasiyor bence. alla'im, kasinmaya basladim.

herseyi temizlemeniz lazim. supurmeniz ve yikamaniz lazim. yatak, koltuk, battaniye, kiyafet, sac fircasi; herseyi. yuksek sicaklik ve sirke kurtulusunuz olacak.

bu arada, hayatimin tamamini sehirlerin ortasinda yasadim, kedinin de kusun da biti evdekilere bulasmadi ama benim uzerimde yasayabildi. oyle insanlar var diyorlar bazen, tuhaf.
0
e haliyle
(28.12.17)
bir de, sirkeler icin kafada tras kopugu bekletiyorlar, sonra ince tarakla uzun uzun tariyorlarmis. sirkeyi kaydirmak icin, anladigim kadariyla. denenebilir; zarari olmaz. :/
0
e haliyle
(28.12.17)
(4)

Kararan yüzeyleri temizlemek için?

buff
Özellikle kışın kalorifer yüzünden duvarlar simsiyah oluyor. Böyle duvarları, kapıları vs. güzelce ağartıp temizleyecek bir ürün arıyorum. Ovmak istemiyorum, sprey olursa daha iyi olur. Hayvan gibi durulama gerektirmezse tadından yenmez (en nefret ettiğim iş durulama kısmı çünkü). Ev temizliği ve ki
Özellikle kışın kalorifer yüzünden duvarlar simsiyah oluyor. Böyle duvarları, kapıları vs. güzelce ağartıp temizleyecek bir ürün arıyorum. Ovmak istemiyorum, sprey olursa daha iyi olur. Hayvan gibi durulama gerektirmezse tadından yenmez (en nefret ettiğim iş durulama kısmı çünkü). Ev temizliği ve kişisel bakım ürünlerinde neredeyse tamamen doğal veya organik ürünler kullanıyorum, o yüzden böyle bir ürün olursa daha da süper olur ama istemeyerek de olsa kabul ediyorum ki organik temizlik ürünleri aşırı iyi sonuçlar vermiyor, o yüzden tek seferlik ful kimyasal bir şey de kullanabilirim.

Bi tane temizleyici alıcam anasını satayım, koşullara gel.

Tavsiyeler?
0
buff
(27.12.17)
Durulama gerektirmeyen tek Amvay'in LOC ürünü var bildiğim. Temizliği gayet güzel, doğa dostu bi ürün. Ahşap, fayans, banyo, wc vs çok geniş alanda kullanılıyor.
Piyasada satılmıyor, tanıdığın distribütör varsa alabilirsin. Aldığın kişi kullanmım alanlarını anlatabilir, bilgisi varsa tabii.

Ovma meselesini şu şekilde çözebilirsin. Araba yıkama fırçası veya rulo badana aparatı duvar gibi geniş yüzeyler için pratiklik sağlıyor. Deterjanı fısfıslı bi şişeye koy, duvara sık, fırçayla veya ruloyla dağıt. O sırada duvar temizleniyor zaten. Akan eden olursa diye duvar kenarlarına bez koyarsan iyi olur.

Kolay olsun :)

ekleme:
Kalorifer petekleri eski tipse aralarını temizlemek için de ufak rulo boya firçaları çok kullanışlı oluyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.12.17)
enzim yapabilirsin. limon kabuklarini su icinde biraz da maya koyup bekletince 10 gunde falan oluyormus. ben daha denemedim ama internette methiyeler var bolca. temizler diyorlar ama temizlemese de en kotu baska islerde gene kullanilir.


ovalama isi icin de artik matkaba firca baglama methodu var. tabi yuzey duvar olunca birz yumusak bir baslik kullanmak geerkir.
0
jimicik
(27.12.17)
Matkap elektrikli bi alet, suyla birlikte ve duvar gibi dik yüzeylerde kullanmak çok riskli değil mi?
Bi de eline koluna iyi hakim olmak lazım, azcık kaçırsan duvara/boyasına zarar verirsin.
Çok kolay olur evet ama riski göze alınacak gibi değil bence.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.12.17)
Evde matkap yok zaten ama olsa da o işe girmem çünkü su bazlı boyalar biraz fazla bastırarak ovalayınca bile renk veriyor, matkapla boya moya kalmaz muhtemelen.
0
🌸buff
(27.12.17)
(35)

Emniyet kemerinizi mutlaka bağlıyor musunuz?

taktikmaktikyokbambambam
Sb.
Sb.
0
taktikmaktikyokbambambam
(27.12.17)
evet mutlaka
0
theseachange
(27.12.17)
Evet aksi takdirde otuyor
0
all girls dream
(27.12.17)
Özel araçlarda evet toplu taşımada zaten yok.
0
Ufuk
(27.12.17)
takside, otobüste, bildiğim her taşıtta mutlaka bulur bağlarım. 100 metre yol bile gitsem.
0
strawberry first
(27.12.17)
ilk yaptığım emniyet kemeri bağlama
ikincisi kapıları kitleme
0
antik depresan
(27.12.17)
Bağlamıyorum. Mesleki alışkanlık.
0
bos gezenin bos ustasi
(27.12.17)
evet
0
acckr
(27.12.17)
Kesinlikle, 2011'de teyzem'in eşi kemeri bağlı olmaması sebebiyle hayatını kaybetti diyebilirim, ondan önce de takmaya özen gösterirdik fakat ondan sonra tüm aile takar, arkada önde oturmak farketmeden.
0
atom karincanin torunu
(27.12.17)
%100
0
her giriste sifresini unutan adam
(27.12.17)
Onde oturuyorsam dolmus haric (onda da kisa mesafeyse, taksim-bostanci dolmusunda takarim mesela) taksi, ozel araba vb takarim kemer
0
kuehles blondes
(27.12.17)
Aliskanlik haline geldikten sonra farketmiyorsun bile, arabaya bindigimde yaptigim ilk is kemeri takmak okuyor.
0
nickfury
(27.12.17)
Evet kesinlikle takarim yanimdakine taktiririm
0
basond
(27.12.17)
Ön koltukta kesinlikle. Arka koltukta nerdeyse hiç.

Arka koltuktayken dalga geçmek (ehehehe ne gaddar da modereniz ehehe diye) için emniyet kemeri takan ve bu sayede hayatı kurtulan bir arkadaşım var.
0
cleric
(27.12.17)
Kesinlikle takarım, yandakine de arkadakine de taktırırım. Ben taksam da arkadakinin takmaması ile yine benim canıma kast ediliyor.
0
John Bloor
(27.12.17)
arabaya bindiğimde arabayı çalıştırmadan yaptığım ilk şey budur. araç kullanırken kemer takmıyorsam garip bir şekilde kendimi boşlukta ilerliyormuş gibi, güvensiz hissediyorum.
0
altinci nesil caylak
(27.12.17)
arka koltukta da otursam takıyorum.

toplu taşımada var ise de takıyorum. havaş vb.
0
spirit crusher
(27.12.17)
Mutlaka.
0
yirmisantim
(27.12.17)
evet. önde isem kesinlikle. arkada da bazen.

yalnız kemer takmayan sürücünün yanına oturup kemer takınca böyle kendini aşağılanmış gibi triplere girenlere sinir oluyorum.
0
elorelia
(27.12.17)
Emniyet kemeri bulabildiğim her türlü araçta kullanıyorum. Otobüs, taksi, özel araç farketmez. Üniversitedeyken trafik şube gelip takla atan araç simulasyonu yapmıştı. Emniyet kemerinin 5 km hızla atılan taklada bile nasıl etkisi olduğunu o gün görüp daha çok dikkat etmeye başlamıştım.
0
gunslingerroland
(27.12.17)
tabii ki. öğlen yemeğe giderken bile (100 mt var yok) muhakkak takarım. arkamda kimse olmasa da sinyal veririm. tüm trafik kurallarına uyarım.
0
naksidil
(27.12.17)
Ben her zaman bağlamıyorum, mesela işten çıktığımda araca binince bağlıyorum, evin yakınında markete uğrayıp arabaya tekrar binince bağlamıyorum, yani çok kısa 1km'ye kadar mesafede bağlamıyorum diyeyim.
0
Tutkun
(27.12.17)
bağlamadan arabayı çalıştırmıyorum
0
MiraTaurus
(27.12.17)
evet.

bağlamayanların, arkadan geçirenlerin ya da toka takanların mantığını anlamıyorum. o kemer bağlanacak arkadaş!
0
co2s2
(27.12.17)
Evet.
0
sutlu nescafe
(27.12.17)
Evet. Bu benim için arabanın kapısını kapatmak kadar olağan bir şey. Nasıl araba seyir halindeyken kapısını açık tutmuyorsam, kemeri de takıyorum.
0
windowsguvenlikduvari
(27.12.17)
Evet. Geçirdiğimiz bir kazadan sonra arkada otururken de takmaya başladım. O kazada da önde oturuyordum, kemer olmasa uçmuştum zaten. Şehirlerarası otobüslerde de takıyorum.
0
peggy
(27.12.17)
önde %100 arkada %50 bağlıyorum.
0
burya
(27.12.17)
evet
0
vedderbaug
(27.12.17)
Evet her zaman.
Arkada otururken her zaman değil ama onu da alışkanlık haline getirmeye çalışıyorum.
0
mutekebbir
(27.12.17)
kedimin sepetini taşırken ona bile takıyorum
0
argent dawn
(27.12.17)
ilk araba kullanmaya başladığımdan bu yana emniyet kemerini takmadan asla yola çıkmam. ki o dönemlerde yaygında değildi, obsesifmişim gibi davranıyordu millet. yine de milim geri gitmedim bu konuda. yanımdakilere de taktırırım. takmak istemeyen benim kullandığım arabaya binmesin noktasında takığım bu konuda. kimsenin sağ kurtulduğuma inamamadığı bir kazada, sağ kalmamı sadece emniyet kemerine borçluyum. arkada, toplu ulaşımda vesaire de takıyorum.
0
Phoebe
(27.12.17)
1 km üstü her yolculukta arka koltukta da olsam takarım
0
Rudy Baylor
(27.12.17)
hiç takmam
hatta ses çıkarıyor diye sahte emniyet kemeri aldım.
sevmiyorum ama takmak gerek tabii ki.
yanımdaki takınca da uyuz olurum
0
alt4y
(27.12.17)
Ön koltukta her zaman. Taksi vs bindiğim aracın emniyet kemeri arızalıysa inerim.
Arka koltukta şehir içinde bağlamadığım zamanlar oluyor, uzun yolculuklarda mutlaka bağlıyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.12.17)
Her zaman mutlaka takıyorum; ön-arka fark etmiyor.
0
aychovsky
(27.12.17)
(32)

Toplumu nasıl eğiteceğiz?

taktikmaktikyokbambambam
Bu kadar bilgisiz ve kaba insanı nasıl düzelteceğiz? Bu konuyu düşünen, bu iş ile ilgilenen var mı?
Bu kadar bilgisiz ve kaba insanı nasıl düzelteceğiz? Bu konuyu düşünen, bu iş ile ilgilenen var mı?
0
taktikmaktikyokbambambam
(27.12.17)
şimdi ilk soru neden bilgisizler?
çünkü okumayıp, merak etmeyip, sorgulamıyorlar.
peki neden okumayıp, merak etmeyip, sorgulamıyorlar?
çünkü herşeyi bildiklerini sanıyorlar. her soruya kesin hükmü anında veriyorlar.
ne olması lazım?
bunlara öyle bir numara yapacaksın ki işte önce bildiklerini sanıp sonra böyle avel avel gerçek dünyaya bakacaklar. mesela bir eleman çıkacak bir konu hakkında konuşacak herkes çok bilmiş bir şekilde kesin bu şudur falan ehele ühele falan diyecek ama böyle toplumun %80 adı kadar emin bir şekilde sonra bu eleman gidip nobel falan alacak gibi.

bizim milletin çok bilmişlik olayını kırmak lazım.
0
dedim dedim de kime dedim
(27.12.17)
Cevap için teşekkürler. Bugün buna benzer bir hikâye duydum. Bizim köylülerin yaşadığı bir semtte biri bir yerden dökük bir eve 60 bin vermiş, mahalleli adamla dalga geçmiş, geçenlerde mütahit 5 daire vermiş adama, şimdi helal olsun falan diyorlarmış. :))

Bilmiyorum demeyi nasıl öğretmek gerekiyor acaba, ben bunu çok merak ediyorum.
0
🌸taktikmaktikyokbambambam
(27.12.17)
Müteahhit yahu mütahit yazıp geçmişim telefonda. :(
0
🌸taktikmaktikyokbambambam
(27.12.17)
şaha kalkmış organize bir cehalet var karşımızda.
düzelmez artık.
ömür kısa, bunlarla boğuşacağıma topuklayıp kaçarım fırsatını bulabilirsem.
0
titiraprap
(27.12.17)
Mevlana boşuna hoşgörüde deniz gibi ol dememiş, boşuna ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol dememiş. 3 ayağı var: bilgi, kendini iyi yönde değiştirmek ve başkalarına karşı de olabildiğince çok hoşgörülü ve yapıcı tavırlarla örnek olmaya çalışmak.
0
yaren
(27.12.17)
Ben her şeyi tersinden görmeye çalışıyorum uzun bir süredir ve pek çok şekilde işime yaradı. Bu duruma da bilgiye aç bir toplum olarak yaklaşmak istiyorum ancak cahili bilgiye aç biri hâline nasıl getireceğimiz konusunda kafa yormamız gerekiyor.
0
🌸taktikmaktikyokbambambam
(27.12.17)
Bu işle ilgilenenler var evet. Sivil toplum kuruluşları, belediyeler çeşitli çalışmalar yapıyorlar.

Bireysel olarak da elimizden ne gelyorsa eğitime destek olarak, gönüllü çalışmalara katılarak özellikle yetişmekte olan nesil için katkıda bulunulabilir.
Sivil toplum kuruluşlarına maddi destek olunabilir.
(Yazmaya gerek yok gerçi ama atlamamış olmak için yazayım. Öncelikle kendimiz örnek olarak tabii)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.12.17)
Bilmiyorum demeyi öğretmek için bizzat örnek olmak gerek. Hem de her fırsatta ve büyük bir özgüvenle öğrenmek istediğini göstererek. Önce beyinler dumura uğruyor sonra böyle birinin varlığına inanmaya başlıyorlar ve sonra örnek alıp onlar da böyle davranıyorlar.
0
yaren
(27.12.17)
dizi sektörü benim emrime girsin 1 senede düzelir.
0
ya ben lan neyse
(27.12.17)
@yaren çok haklısınız ancak örnek bireylerin daha fazla kişiye ulaşması artık bir zorunluluk hâlini aldı gibi. Buna da bir çare bulunmalı. İyinin, estetiğin havalı olması işe yarar mı acaba?
0
🌸taktikmaktikyokbambambam
(27.12.17)
@hakbfu az denenmiş veya denenmemiş şeyler acaba artık daha mı iş yapar diye düşünüyorım ben de. Youtube kanalı mesela. Kaybeden olmaya çok yakın olan gençler de Youtube'da bir şeyler izliyor ancak onları önemsediğimizi nasıl hissettirebiliriz bunu bilemiyorum. Kendinden olmayanı nasıl sahiplendirebiliriz acaba bir insana?
0
🌸taktikmaktikyokbambambam
(27.12.17)
herkes kendi yakınından başlayacak. mesela anne, baba, amca, teyze, hala. bu kişilere böyle genel sorular sor geyik yaparmış gibi.

işte dünya neden yuvarlak? ay neden dönüyor? amerika'yı nasıl keşfetmişler? internet nerededir? telefonla konuştuğumuz nasıl başkasına gidiyor? dolar nasıl artıp azalıyor gibi.
ama böyle her gün en az 5-6 soru sorman lazım.
sonra cevapları incele,
neredeyse hiç birinde araştırayım, bakayım, şuna sorayım yok bilmiyorum demek çok ender,
hep bir cevap verme mücadelesi içinde bu kişiler çok naif, masum da olsa. çünkü bu bir tür reflex olmuş yani. hani biliyorda nasıl söyleyeceğini bilmiyormuş gibi.
cevaplar hep yuvarlak. kendince ok ama gerçekle ilgisi yok.
sonra ben herşeyi biliyorum mottosu ile hayata devam.

biraz kendini sorgulasa millet böyle chain reaction gibi yayılacak işte. hata bizde aslında hep uzaklarda arıyoruz sorunları aslında hatanın temeli benim dddkd. ve dddkd'nin ailesi mesela. herkes kendi ailesini düzeltmeye çalışsa. her çocuk ailesine cevabı bildiği ama ailesinin bilmediği soruları sorup onları araştırmaya, sorgulamaya teşvik etse yol katedilmeye başlanır.
0
dedim dedim de kime dedim
(27.12.17)
Yarar elbette. Güzelliğin tadını çıkardığımız kadar iyiliğin kalitenin doğruluğun adaletin de tadını çıkarmamız çok büyük bir imrenme oluşturur. Çünkü bu tadını çıkarma, mutluluğu dışa vurma davranışı büyük bir manevi güç ifadesidir ve insanlar özellikle özgüven şeklinde dışa yansıyan hoşnutluktan çok çok etkileniyorlar.

Bu bireylerin çoğalması için de kendimiz örnek olmak durumundayız. Hem çevremize hem de etrafımızdaki çocuk ve gençlere. Atatürk boşuna çocuklara ve gençlere titizlenmedi, boşuna birer bayram armağan etmedi. Boşuna öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır demedi. Hatta tam da bedeni kadar zihni de sağlıklı olan bireylerin yetişebilmesi için annelik ve babalık çok önemli, tam da bunun için kadın ve erkek çok önemli, tam da bunun için insan olmak çok önemli. Hepsi birbirine çorap ilmekleri gibi bağlıdır.

Samimiyet bilgi uygulama ve hoşgörü/şefkat bu işi çözer.
0
yaren
(27.12.17)
Sen çok bilgili ve kibarsın o yüzden toplumu eğitmek senin görevin... önce şu ön yargılarından başkalarını küçük görüp kendini üstün görme çabandan bir sıyrıl... bu yazdıkların bilinçaltında tamamen bu söylediklerimin tezahür ettiğini gösteriyor...
Sonra çık biraz özendiğini ülkelerde yaşa bakalım toplumumuz nasılmış, gör. Turist olarak değil yaşa oralarda... ulan herkes ilber Ortaylı olmuş, herkes çok biliyor kendince ama toplumumujz cahil ve eğitimsiz, yok ya! Nasıl eğitecekmişiz toplumumuzu
0
benaslindayohum
(27.12.17)
@benaslindayohum

Bence @taktik çok güzel bir niyetle çok güzel bir şey sordu. İnsanlardan bilgi ve fikir almak gibi bir güzellikle hareket etti. Onun bilinçaltında ne olduğuna girecek olursak burada hepimizin bilinçaltı ortaya dökülür, kavga olur, amaca ulaşılmaz boşa vakit ve enerji kaybedilir. Sen de düşünceni söylesen belki yeni ve çok farklı bir bakış açısı ortaya çıkar ve çok harika bir fikir gelişebilir.
0
yaren
(27.12.17)
Toplumsal değişimlerin hemen olmayacağını unutmadan ilerlemek lazım. Bu nedenle çocukları yeni yetişen nesili işaret ettim.
Çocukların sanatla, bilimle tanışmaları çok önemli. Tiyatro olur, sinema olur, fotoğraf, resim sergileri, müze gezileri, satranç, resim, müzik...
Mesela ÇYDD bu yönde epey iş yapıyor. Daha çok gönüllü daha çok iş. Bulunduğunuz illerde varsa öğrenciler yaz okullarına destek verebilir, çalışanlar cumartesi programlarına destek verebilir.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.12.17)
@benaslindayohum ne yazık ki büyük ihtimalle hiç düşündüğünüz gibi biri değilim. Kaygılarım var. Dünyaya bir kez gelen ve ortak kimliği paylaştığım bu kadar insanın mutsuz yaşaması beni kederlendiriyor. Dışarıları çok gezdim, yaşadım da. O konuya girmek istemiyorum.
0
🌸taktikmaktikyokbambambam
(27.12.17)
siz kimsiniz?
0
neumann
(27.12.17)
Kaygılı bir vatandaş
0
🌸taktikmaktikyokbambambam
(27.12.17)
Tabii ki az denenmiş veya denenmemiş şeyleri denemek çok güzel olur. Youtube kanalı olabilir başka şeyler olabilir. Benim gözlemlediğim scorb mu hikaye mi diyorsunuz konulu bişiler atıyorlar. Gençler arasında epey revaçta izleyip izleyip gülüyorlar. Bu tür eğlenceli şeyleri kullanmak iyi olabilir...

Dizi sektörü evet, 1 senede olmaz ama çok fark yaratır. Kızın yurduna gitmiştim kumsalda yarışma, işte evlilik, pembe dizi tarzı yayınları izlediler hep. Benim ruhum daraldı ^-^

Şimdi aklıma geldi uluslararası bi oluşum var, Türkiye ayağı da var. Alım gücü çok iyi olmayan ailelerin yaşadığı semt okullarından, göç almış bölgelerdeki okullardan katilmak isteyen öğrencilere müzik eğitimi veriliyor. Orkestra kuruyor çocuklar. Gönüllülerin bağışladığı müzik aletleri çocukların oluyor Eğitmenleri gönüllü çalışıyordu bildiğim kadarıyla. Çok güzel işler bunlar. Destek olunabilir.
Adını hatırlayamadım belki aramızda bilen duyan vardır.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.12.17)
Düzelmez dibe vurmadan.

Koca bir nesil eğitim sistemi bombok iken büyüdü gitti. Hak, hukuk, etik ve devlet terbiyesi denen kavramlardan uzak biçimde büyüdü koca bir nesil.

Devlet terbiyesi denen şeyi özellikle yazdım. Çünkü hem seçilmişler, hem de atanmışların günümüzde devlet terbiyesi ve teamüllerden uzak olduğunu görüyoruz. Askeri okullar, polis akademileri, siyasal bilimler, hukuk fakülteleri vs hepsinin kalitesi düştü ve değerlerinin içi boşaltıldı.

Bununla beraber çok fazla trajediye maruz kalındı ve buna alıştırıldı insanlar.

Çözüm: kolay çözüm yok. Yapılan yanlışların bedelleri ödenmediği müddetçe ders çıkartılamaz. Avrupa'da neden insan hakları, demokrasi, eşitlik, hukuk bu kadar üstün? Çünkü orta çağda teokrasi yüzünden, yeni çağda da faşizm yüzünden anaları ağladı. Ağır bedeller ödedikleri için ilerlediler. Biz ne bedel ödedik? Vatan elden gidiyor dışında bedel ödemedik. Vatanı elden bırakmayız çünkü bunu tecrübe ettik. Ama hiçbir zaman devlet geleneğimiz elden gitmemişti, kaybedince anlayacağız.

Cehalet, eğitimsizlik, boktan insanlar falan bunlar devlet politikasının sonuçları. İyiye dönüş olunca bir 20 yılda iyi sonuçlar almaya da başlarsınız. Uzun vadelidir bu işler.
0
bos gezenin bos ustasi
(27.12.17)
pisa verileri ortada arkadaşlar. eğitimde ve öğretimde iyi noktada olmaktan çok uzağız ne yazık ki.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.12.17)
öyle bir eğitim yok.

ayrışacağız. biz kendi muhitlerimizde yaşayacağız, onlar kendi muhitlerinde. okumuş, dil bilen, dünyayı tanıyan, çevresine saygılı insanlar olarak kendi mahallelerimizi kuracağız, onları da kendi muhitlerine süreceğiz. aradaki iletişimi mümkün mertebe kesmeye gayret edeceğiz.

biz kendi mis gibi semtlerimizde yaşayacağız, onlar kendi cehennemlerinde. aramıza görünmez bariyerler çekmekten başka şansımız yok.
0
babilbaligi
(27.12.17)
@babilbaligi
mevcut durum buna gidiyor ama tek tarafli olarak. sen gitmesen de onlar geliyor.
bariyeri ceksen de o bariyer cekmeyecek gelip seni rahatsiz edecektir.
bu suna benziyor sen tum kaskosunu vergisini duzenli odedigin pahali arabana gidip en pahali kis lastigini taktiriyorsun ama buzlu havada yazlik lastikli ama olesiye modifiye kaskosuz beyaz bir sahin kayip gelip sana carpiyor ve senin arabani pert ediyor.
0
cedex
(27.12.17)
@cedex; ankara'da yaşıyorum ve bu ayrışma gayet hızlı bir biçimde derinleşiyor. bazı semtler gayet çağdaş, laik, özgürlükçü bir hayat sürerken bazıları kadınların peçeyle gezdiği yerlere dönüşüyor. dar bir mıntıkada insanların karşılıklı birbirini yönlendirmesi daha kolay. hem öğreniyor hem öğretiyorsun, iyi oluyor.

ben ayrışmaya inanıyorum, hepimiz elitizmin şanlı sancağı altında birleşelim.
0
babilbaligi
(27.12.17)
bilgisiz olmak illa düzeltilecek bir şey değil. istanbul şartlarında kaba olan da, anadolu'nun çoğu yerinde gayet normal kabul ediliyor.

bence asıl problem, toplumun büyük bir kısmının hoşgörü sahibi olmayan, tahammül göstermeyen insanlar oluşması. karşılıklı uzlaşı ortamı yok, saygı yok, hemen kavga var, kutuplaşma var. siz var biz var, onlaaaaaaaar var.
0
co2s2
(27.12.17)
boyle ustenci bir dille hicbir sey degistiremezsiniz.
0
neumann
(27.12.17)
ben cevabı biliyorum. bu konu benim de aklıma çok takılan bir konuydu araştırdım, gözlemledim, inceledim... ve ebeveyn eğitimi diyorum. ne kadar eğitimli aileler o kadar eğitimli çocuklar.
0
gameofannen
(27.12.17)
Üstenci dil eleştrisine katılıyorum. Böyle olmaz evet.
Aziz Nesin doğru bişey dedi, yanlış ifade etti. Bizim milletin şu kadarı akıllıdır deseydi farklı tepkiler alırdı. (Bence alkış alırdı)

Ayrışma diye bişey pratikte mümkün değil. Zaten doğru da değil.

İş arkadaşı, komşu, alışveriş yaptığın esnaf, market çalışanı, dolmuş şoförü, öğretmen, kamu çalışanı... Nasıl ayrılacaksın?

İki kişilik toplumda bile hayat basit olanın seviyesinde akar. Akıyor işte görüyoruz.

Ben hayatımda ilk kez bi otobüs durağında otobüse önce erkeklerin bindiğini gördüm. Kadınlar sonra biniyor. O muhitte hep aynısı oluyor. Gönüllü çalışmalara katıldığım yoğun göç almış bi bölge burası. Basit bi örnek bu. Çok basit. Daha neler neler var. Dayak günlük rutinleri sanki çocukların. Dayaksız laf anlamazlarmış. Kadınların hali.. Gelin tuvaleti yıkıyor, o sırada kayınpeder koridordan geçiyor. Gelin ayağında çorap yokmuş diye kayınpederden dayak yiyor.
Kayınpeder kamyon şoförü. Sen evine alıyorsun eşyanı taşıyor.

Çocuğunu okula yolluyorsun dolmuş şoförü evladının ırzına canına kast ediyor.

Özgecan olayından aylar sonra bir yaz günü metroda yanımda oturan 3 delikanlı kısa etek giymiş hafif topluca bi kıza bakıp hakkında konuştular. "Bi de Özgecan'a üzüldüler" gibi tecavüzü haklı gören yorumlar yaptılar. Sonra yanlarındaki beni farkedip sözde utandılar. Biri kıdemli subay, biri bi kurumda çalışıyormuş konuşmalardan çıkardığım.

Adam resmi gazete yalan söylüyor diyor.

Hastaneye acil bi kadın hasta geldi sedyede. Girişte beklettiler yukardan kadın hasta bakıcı geldi aldı kadını. Belki saniyelerin değerli olduğu bi durumdu belki değildi bilmiyorum. O kısımın önemli olmadığını kadının namusunun ön planda olduğunu biliyorum. O hasta ben de olabilirdim, siz de olabilirdiniz, çocuklarımız da olabilir.

Elitizmle başka bişeyle ilgili değil bilgisizlikten, kabalıktan rahatsız olmak. Kabalık empati yoksunluğunu gösteriyor. Empati yoksunluğu yukarıda saydığım olayları yaşatıyor. Empati yeteneği eğitimle geliştirilebiliyor.

Ayrışmayı unutun gitsin. Hep birlikte daha güzel koşullarda yaşamak için, çocuklarımıza daha iyi bir dünya bırakmak için elimizden geleni yapmaya çabalayalım. Elimizden ne geliyorsa artık.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.12.17)
En yakinlarimizdan baslayacagiz. Misal iki tane kiz cocugu kuzenim var. Babalari görece bagnaz ama ben cocuklara kendilerini degerli hisettirmek icin elimden geleni yapiyorum. Onlara ufuklarini acacak kitaplar hediye ediyorum. Yukarida bahsi gecen örneklerde oldugu gibi mizojenist bir tavir gördügümde bundan mutlaka aile toplantilarinda bahsediyorum. Sonucta benim annem-babam da ilkokul mezunu dünya görüsü genc nesile göre daha kisitli insanlar. Benim onlarin yaninda takindigim tavir, annemin ISMEK kursunda diger mahalleli kadinlarla konusmasina etki ediyor. Dayilarim esnaf insanlar. Benimle konustuktan sonra toplumun bana daha uzak kesimine hitap etme sansina sahipler.

Bir de sivil toplum kuruluslarina bazen gönüllülük bazen de bagista bulunuyorum.

En ufak bir isik gördügüm insana yilbasi, bayram, dogumgünü gibi sebeplerle mutlaka kitap hediye ediyorum. Biliyorum ki ondan sonra kuzeni, kardesi vs. de o evlerindeki kisitli sayida bulunan kitaplardan okumaya heves edebilir.
0
chitosan
(27.12.17)
@titiraprap +1
0
kleider
(27.12.17)
Bakamamıştım mükemmel yorumlar gelmiş.

Ayrışma tespiti çok doğru. Ankara'da aklıma direkt Eryaman geldi.

Kantonlara ayrılma olayı eninde sonunda kötü biter, cahillik kazanır diye düşünüyoruö.
0
🌸taktikmaktikyokbambambam
(28.12.17)
(5)

youtube video önerisi

sylow
Dün arkadaş bi belgesel tavsiye etti, youtube’da varmış. Bugün, gün içinde de aklımdan geçti adını anımsayamadım ve kesinlikle telefonda aratmadım. Biraz önce YouTube a girdim ki ne göreyim, belgesel önerilen videolar arasında :) ateistler açıklayınız please
Dün arkadaş bi belgesel tavsiye etti, youtube’da varmış. Bugün, gün içinde de aklımdan geçti adını anımsayamadım ve kesinlikle telefonda aratmadım. Biraz önce YouTube a girdim ki ne göreyim, belgesel önerilen videolar arasında :) ateistler açıklayınız please
0
sylow
(26.12.17)
Dinliyolar. Akıllı telefondan her türlü hinliği beklerim şahsen.
0
yaren
(26.12.17)
(bkz: seo)
0
Amaranta ursula
(26.12.17)
a. Arkadaş da önerilen videolardan görmüş ++
b. Arkadaş o kadar önermiş ki video önerilecekler arasına girmiş
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.12.17)
@hayat aklini ..
Arkadaş önerilen videolar arasında görmemiş ve yeni izlediği bişey de değil. 2 saatten uzun bi belgesel. Trend videolardan biri değil yani
0
🌸sylow
(26.12.17)
Arkadaşla telefonda Kanada övüyoruz, telefonu kapatınca reklamlarım Kanada vizesi ike ilgili oluyor nette hiçbir arama yapmadığım hâlde. Arkadaşla Monster Abra serisinden konuşuyoruz üç gün Monster reklamı görüyorum telefonda.
0
taktikmaktikyokbambambam
(27.12.17)
(1)

elbise - leke, iz çıkarma

nucleon
iyi akşamlar,şimdi bir adet polyester yapıda sweatshirt var.bunun içinde, boyun kısmındaki markasının yazılı olduğu kısım plastikimsi bir baskı şeklinde idi.kıyafet yıkandığında bu baskı yerinden çıkmış ve yaka kısmına yapışmış. bunu da odan aldım ben ama leke bıraktı beyaz, kıyafette siyah renk. ko
iyi akşamlar,

şimdi bir adet polyester yapıda sweatshirt var.

bunun içinde, boyun kısmındaki markasının yazılı olduğu kısım plastikimsi bir baskı şeklinde idi.

kıyafet yıkandığında bu baskı yerinden çıkmış ve yaka kısmına yapışmış.

bunu da odan aldım ben ama leke bıraktı beyaz, kıyafette siyah renk. kosla vanish dökp bikaç kez makinede 30 derecede yıkadım ama geçmedi, sıvı deterjanı da önceden uygulayarak yıkadım yine çıkmadı azaldı gibi ama bildiğin beyaz bi leke var orada.

kuru temizlemeciye götürdüm onlar da öyle şeyler yapmıyormuş.

var mıdır bi akıl verebilecek?
0
nucleon
(26.12.17)
fotoğraf olmadan öneride bulunmak zor.
iz dediğin plastikimsi şeyin kalıntısıysa;
önce buzluğa koy donsun. donduktan sonra çıkarıp lekeli kısmı çitile.
kalanlar olacaktır. temiz bi bez koy uzerine veya kağıt da olabilir, ütünün buharıyla yumuşat, bezi lekenin üzerine bastırarak kalanların beze geçmesini sağla.

kalıntı değil malzemenin boyası çıkmışsa, kumaş boyasıyla boyamayı denemekten başka çıkar yol yok gibi.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.12.17)
(17)

Derdiniz ne ?

sorunvar
Soru başlıkta
Soru başlıkta
0
sorunvar
(26.12.17)
Fiziksel olarak canım yanıyor, iki güne geçer ama şu an derdim bu.
0
i was made for you
(26.12.17)
Kısa vadede aşağılık kompleksi, uzun vadede varoluş.
0
siyah giyen adam
(26.12.17)
bitmek bilmeyen borçlar.
0
horizon
(26.12.17)
üzülen ve değer verilen birinin yaninda olamamak..
0
her giriste sifresini unutan adam
(26.12.17)
hayatımda ilerleyemiyor olmak.
0
pinkpeony
(26.12.17)
insanları anlayamamak.
0
mr sherlock
(26.12.17)
Para.
0
hayirsiz
(26.12.17)
tamamen estetik.
0
caletti
(26.12.17)
Yurtdışında kalıp dövizli askerlik süresini doldurmaya çalışmak. Öyle olmasaydı daha iyi olabilirdi sanırım.
0
herseysoyledigimgibioldu
(26.12.17)
Para
0
gullak
(26.12.17)
Köleyim. Hayatımın %5'lik diliminde yapmak istediğim şeylerin %5'ini yapabilmek için hayatımın %65'ini milyon dolarlık bir şirkete daha fazla para kazandırmak için çalışarak ve strese girerek geçiriyorum. Geri kalan %30'da da uyuyoruz zaten.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(26.12.17)
15 ay askerlikten sonra hissizleştim eskisi gibi değildim artık, sevdiğim nişanlım terk etti sonra da,

akabinde babamı kaybettim, ekonomik sorunlarla cebelleşiyorduk o dönemde ailece,

şimdi de annem kanser tedavisi görmekte doktor ömrü az kaldı, hazırlıklı olun falan dedi..

6 kardeşiz en küçükleriyim ben, dört abim ablam işsiz boşanmış falan yükleri üzerimde.

*gelişen teknolojiyle daha da geriye giden, hissizleşen insanların durumu da ayrı bir konu.
0
redeath
(26.12.17)
iş ve dolayısıyla para.
0
silah taciri
(26.12.17)
@redeath, başın sağolsun. annene şifalar diliyorum.
dört abinin ve ablanın yüklerini yüklenme. sen yüklenirsen onlar kendi yüklerini alamazlar, bırak kendi yükerini taşısınlar. bu hem senin hem onlar için en iyisi, en doğrusu.

geldim cevaplamadan gitmek olmaz
benim şimdiki derdim "bir derdim var dünyalara değişmem" durumu. sıkıntılı zor bir sürece girdim ama bu sürece girdiğim için çok iyi hissediyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.12.17)
Yorumların solundaki dolu kutucuk.
0
baldan kaymak
(26.12.17)
-Babam kanser.
-annem ise iyice yaşlandı ve anksiyete hastası.
-kardeşim işsiz.
-bana aşık olan bir kimse yok.
0
komando kani var bende
(26.12.17)
okul.
0
eksimeksi
(27.12.17)
(16)

Boşanmış aile çocuğu olanlara yönelik..

hayat aklini konusacak bir filozof uret
Eşimle boşanma kararı aldık, dilekçeyi verdik, işlem başladı. Çoğunuz biliyorsunuz bilmeyenler için yazayım, ikisi 35 li yaşlarda biri 20 yaşında 3 kızımız var. Bu yılbaşında son kez ailece birlikte olacağız, kardeşler yeğenler falan kalabalığız. İşte fotoğraf falan çekiliriz, anılar birirktiririz.
Eşimle boşanma kararı aldık, dilekçeyi verdik, işlem başladı.
Çoğunuz biliyorsunuz bilmeyenler için yazayım, ikisi 35 li yaşlarda biri 20 yaşında 3 kızımız var.
Bu yılbaşında son kez ailece birlikte olacağız, kardeşler yeğenler falan kalabalığız. İşte fotoğraf falan çekiliriz, anılar birirktiririz. Sonra yavaş yavaş kendi yollarımızı çizeriz.

Süreçte ve sonrasında çocuklara sıkıntı çıkaracak bişeyler olsun istemiyorum. Durumu biliyorlar ve olumlu bakıyorlar. Büyükler zaten yollarını çizdiler, bizlik pek bişeyleri kalmadı onları pek düşünmüyorum da küçük için sıkıntı olabilir mi bilmiyorum.

Çocuklar babalarının da benim de ihtiyaçları halinde onların yanında olacağımızı bilirler.
Bunun dışında aklıma gelmeyen, öngöremediğim şeyler var mıdır diye size danışmaya geldim. Tavsiyeleriniz, önerileriniz makbule geçer.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.12.17)
Bir uzmana danışabilirsiniz psikolojik destek için. Bu hali ile ne dense boş gibi. Yani çok üzülüyor ama belli etmiyor da olabilir, umurunda olmayadabilir hatta sevinebilirde. Bilemeyiz. Ya da karşınıza alıp konuşmayı deneyin açıkça.
0
veritaslibertas
(25.12.17)
Küçük de yeterince büyümüş olayı kabullenmek için bence. Geçmiş olsun.
0
cleric
(25.12.17)
Siz buradaki hepimizden daha tecrübeli daha bilgilisiniz, eminim her şeyi düşünmüşsünüzdür. Umarım tüm aileniz daha mutlu olur bundan sonra <3
20 yaş küçük değil, o da artık yetişkin biri ve eminim o da sizi (tabii eşinizi de) ve gerekçelerinizi anlıyordur.
0
kobuzchu kiz
(25.12.17)
Hergün huzursuz bir ailede olmaktansa; ayrı ayrı ama mutlu anne&baba ile olmak her zaman daha iyidir. O nedenle her iki tarafta da büyük bir problem de olmadığına göre, çocukların yaşı da algılayabilmek için oldukça müsait zaten. Hiç sorun olmayacaktır diye düşünüyorum.

Herkes için en hayırlısı olsun.
0
lcha
(25.12.17)
tam anlamıyla eşşek kadar olmuş onlar, bence rahatlıkla atlatırlar bu durumu.
0
hosein
(25.12.17)
Benim annemler de ben (ailenin en küçüğü) 25-26 yaşlarındayken boşandı. Açıkçası hiç sorun etmedik, zira mutsuzlardı. Annem, o mutsuz, hasta, hep sinirli kadın, kurslara katıldı, dışarıdan okulu bitirdi, hazır hissedince sevgili yaptı, seyahatlere gitti. İlişkimiz çok iyileşti, gerçek karakterini görmeye başladık adeta.

Sizin için de böyle olur umarım. Tabii onlar sizin yakınınız, derdinizi vs çekecekler ama klasik iki tarafın da birbirini kötülemediği, “aşkımız biter arkadaşlığımız bitmez” tarzı bir yaklaşım kızlarınızın da kafalarında ilişki kavramını oturtmasında etkili oluyor. Tabii, kendinizi ezdirmediğinizden eminseniz. Benim babam rahmetli sonradan evlenmesine rağmen, arada annemi ziyarete gelir, “anne sultan, hatun” vs diye seslenir karşılıklı çay kahve içer dertleşirlerdi.

Huzurlu olursunuz umarım. İyi şanslar!
0
sopiro
(25.12.17)
onların bir çok boşanmış aile çocuğu arkadaşları vardır.problem olacağını sanmıyorum çok duygusal düşünmeyin derim .
2 çocuklu boşanmış biri olarak üzerinizden büyük bir yük kalkacağını düşünüyorum .
0
devilone
(25.12.17)
tahmini 55 yaş civarı olacağınızdan boşanınca ne olacak süper bir hayatınız mı olacak,ne gerek var salla gitsin diyesim var.
0
jamswety
(25.12.17)
20 yaşında olan nerede kalıyor, yaşıyor? okuyorsa okuldan sonra (ya da şimdisi için de tatillerde, okul olmadığı dönemlerde) hemen iş güç bulamazsa da hem şimdi hem sonrası için sizle doğrudan alakası olmamakla birlikte arada kalmış hissedebilir, nerde kalıcam nasıl olucak; ya da ne bileyim mezuniyet sonrası iş arama süreci daha gerici olabilir. ya da ilişkisi olan birini sırf kendime has bir düzenim olsa daha iyi olur diye düşünerekten gereksiz aceleye getirebilir. o da sizden ziyade kendisine bağlı, hani içine kapanık değilse ya da gurur meselesi haline getirmezse oturulup konuşulmucak şey değil zaten, arada yoklarsınız ağzını bu tip şeylerle ilgili. bir de tabi boşandıktan sonra nasıl bir düzeniniz olacağı ile de ilgili bir mikdar bunların olması.
0
dafaisss
(25.12.17)
Aile kurumuna olan inançları azalacak. Orası kesin. Son yemeğinizde mutluluk tablosu çizmek yerine televizyonu ve telefonları kapatıp, bir masaya oturarak boşanmanızın nedenlerini eşinizle birlikte ayrı ayrı açıklayın. Çocuklarınızın her birine söz hakkı verin. Akıllarındaki soruları sorsunlar. Siz de dürüstlükle cevap verin. Bu işi en kolay böyle atlatırlar. Yaşlarının büyük olması duygusal olarak güçlü oldukları anlamına gelmez.
0
dissendium
(25.12.17)
Ay allah aşkınıza, “boşanınca ne olacak” diyen insanları dinlemeyin. Ben kendim de boşandım, anlatabilirim ne olacak.

Hayatını ve bireyselliğini önemsemeyen, kendine saygı duymayan insan lafı gibi geliyor “boşanınca ne olacak”. Evlenince ne oluyor ona bakarsanız? Şu duyuruda saçma saçma cevaplar gördüm, böylesine ilk kez denk geldim herhalde.

Boşanınca bir insanın duygusal yükünü artık taşımayacaksınız. Pasif agresiflikten kurtulma ihtimaliniz artacak. Kendinizi öfkeniz ve mutsuzluğunuz için suçlu hissetmekten vazgeçeceksiniz. Canınızın istediğini istediğiniz şekilde yaparak özsaygı, self-care ve bir nevi terapi ihtiyacınızı gidereceksiniz. Kendinize “ben de mutlu olmayı hakediyorum, benim fikirlerimin ve seçimlerimin bir manası var” diyeceksiniz. Hazır hissettiğinizde yine aşk dolu, şefkat veya tutku dolu, ne arıyorsanız o dolu bir ilişki yaşama şansı bulacaksınız. Yaşınız kaçsa kaç, benden büyüksünüzdür ama benim sizden daha uzun yaşayacağımın bir garantisi var mı?

Tavsiye verirken azıcık mantık yürütün lütfen.
0
sopiro
(25.12.17)
ben 20 yaşında bir ergenken annem babam boşansaydı bu kesinlikle umurumda olmazdı ne yalan söyleyeyim. şimdi boşansalar (27 yaşındayım) aman annemin yanında olayım, ay babam naptı acaba falan diye daha çok umursarım, arar sorarım. 20 yaşındaki kızınız muhtemelen arkadaşlarına “bizimkiler de boşanıyo yaa” falan diyecektir.

ha içten içe de üzülür belki ama artık o da kendi içindeki güçle atlatması gereken bir durum. şimdiye kadar güçlü ve hayattaki zorluklara karşı direnebilen kadınlar yetiştirdiyseniz hepsi bunu çok kolay atlatacaktır. eminim ki sizin kızlarınız da öyledir :)

madem kızlar kazık kadar olmuş, artık onları salın, kendinize bakın. asıl bu boşanma sonucu hayatı değişecek olan sizsiniz.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.12.17)
Cevaplar için çok çok teşekkür ederim. İçim daha bi rahatladı şimdi.

Boşanmayın diyen arkadaşlar, bu karar yeni bi karar değil. Epeeey eski bi tarihi var. Ufak büyüsün diye bekledim. Ufağın üniversite yarılandı gibi uzamazsa tabii.

Ben mental, ruhsal her yönden şimdi iyiyim. 36 yıllık evliliği bitirmek elbette çok kolay değil. Geçmişle ilgili olumlu, olumsuz şeyleri değerlendirdim, bazı şeyleri sindirip, hesaplaşmalarımı yapıp ondan sonra uygulamaya geçtim. Kolay olmadı tabii. Neyse ki nihayet oldu, bi ara başaramayacak gibiydim. Keşkelerle hesaplaşmak çok zormuş. Affetmek çok daha zormuş. Ne çok şey biriktirmişim içimde. Ne gerek vardı dedğim zamanlar çok oldu kendime kızdım, çocuklar için daha mı kötü oldu daha mı iyi oldu çok sorguladım...
Böyle işte.
Kısaca bu kararın geri dönüşü yok. Kalırsam kendimden vazgeçmiş olurum, çocuklarıma yanlış örnek olurum.

disendium, son yemeğimizde mutluluk tablosu çizmek değil olay. Boşandıktan sonra da belki benzer koşullarda toplanırız. Kavgalı küs ayrılmıyoruz. Böylesi daha iyi olacağı için ayrılıyoruz. Konuşmaları elbette yapacağız, bir bölüm konuştuk da zaten. İlk konuşma beni biraz zorladı, sonrası daha kolay olur sanıyorum.

üğpoıuy, canımsın, üzülme sen, ben şimdi gerçekten yaşamaya başlayacağımı hissediyorum. sopiro'nun annesi gibi kendime geleceğimi biliyorum. bu iyi bi karar benim için.
işte o içten içten meselesi düşündürüyor beni esas. umarım çocuklara da iyi karar olduğunu yansıtabiliriz.

tekrar teşekkürler herkese.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.12.17)
sopiro, 57 yaşındayım ben. yazdığın herşey o kadar anlamlı ki benim için..
kendim olmak evet ama şu var ki ben yapı olarak bir anneyim. kendim olmak annelikle bir gibi bişi benim için. kararı uygulamak o nedenle bu kadar uzun zamanımı aldı çünkü annelik, sorumluluk ağır bastı. belki de hata yapmışımdır bilmiyorum. neyse ne, ben hesapları kapattım artık.
şimdi bundan sonrası var.
çok çok teşekkürler :)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.12.17)
boşanınca ne olacak nasıl saçma bi yaklaşım...

26 yaşındayım. aralarında sevgi veya paylaşım namına pek bişey kalmamış olsa da ailem boşansa üzülürdüm. ama siz sanıyorum benim annemden ve babamdan farklı bi profildesiniz. yani hayatınıza devam edecek donanımda birisiniz. hani eşten nafaka bekleyip kendini eve kapatacak birine benzemiyosunuz. bu açıdan bakınca sizin için doğru bi karar olduğunu onlar da görüyodur. hiç üzülmüyolardır diyemem. muhtemelen üzülüyolardır bence ama bu üzülme derde düşmek anlamında değil de hafif bi burukluk şeklindedir.

ayrıca sizi buralarda verdiğiniz cevaplarla görüyodum. mantıklı ve işe yarar. üzüldüm ne yalan söyleyeyim. boşanmak dünyanın sonu ya da bi başarısızlık göstergesi değildir. sadece mutlaka sizin için zor olmuştur, ona üzüldüm.

yeni hayatınızda başarılar ve mutluluklar.
0
elorelia
(25.12.17)
çocuklar; sizlerin, kendi yanlarında olacaklarını biliyorlarsa hiç bir sıkıntı yok. Çünkü herkes büyümüş. Herkes işini ele alabilir. Aklıma gelen ilk başta; bazı zamanlarda ikiye bölünmek olacak. Bir de ilerleyen tarihlerde çocuklarınızın evlilik durumlarında bir araya gelmek durumunda kalacaksınız. Kavgalı ayrılmadınız belki ama bazı çok konuşan akrabalar canınızı sıkabilir.
Boşanan aileler için benim gördüğüm kadarıyla aileler çocuğu şımartabiliyor. Çocuk büyük ama hiç bir şey olmaz fakat bir arkadaşım özel üniversitede okumuş. Anne baba ayrı. Hatta baba evlenmiş ama arada boşandığı eşinin evine de uğruyor. Çocuk anne baba arasında parayı buluyor. Kimde rahat ederse çapayı oraya atıyor. Eğlence, sefahat de cabası. Aklıma gelenler bunlar. Eğer çocuklardan birinin eğitim durumu varsa ayrıntılı olarak konuşun derim.
0
ceyhan prensi adana
(26.12.17)
(17)

Şu terimi bilen var mı?

m e b
Ekşi Sözlük'te okumuştum hatta. Daha çok toplum üzerinde etkisi olan bir kişinin/zümrenin kullandığı dil ile ilgiliydi. Görünürde kulağa masum gelen ya da tehdit, ayrılıkçı veya intikam manaları içermeyen ama derinlemesine düşününce bu niyeti açığa çıkaran söz öbeklerini ifade etmek için kullanılıyo
Ekşi Sözlük'te okumuştum hatta. Daha çok toplum üzerinde etkisi olan bir kişinin/zümrenin kullandığı dil ile ilgiliydi. Görünürde kulağa masum gelen ya da tehdit, ayrılıkçı veya intikam manaları içermeyen ama derinlemesine düşününce bu niyeti açığa çıkaran söz öbeklerini ifade etmek için kullanılıyor. Hatta RTE'nin "Bizim davamız" demesi de örnek verilmişti. Bu ifadenin sadece RTE taraftarlarınca bilinmesi ve diğerlerinin ise "RTE bizleri tehdit etti." diyemeyeceği kadar aleni olmayan bir ifade oluşu gibi. Zannedersem Gustave Le Bon'un "Kitleler Psikolojisi" eserinde de yer alan bir kavramdı ama emin değilim.

Double entendre, çatal dili ya da double speak kavramları gibi bir şeydi bu da. Umarım anlatabilmişimdir.
0
m e b
(25.12.17)
doublethink - çiftdüşün mü?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.12.17)
Maalesef o değil. Benim söylediğim daha çok, gerçek niyeti maskeleme ve sadece muhtabın anlayabileceği ifadeler kullanma.
0
🌸m e b
(25.12.17)
euphemism
0
sik kullanilanlar
(25.12.17)
Ne yazık ki her ikisi de değil. Aklıma takıldı kaldı. :(
0
🌸m e b
(25.12.17)
Takiye olabilir mi? (bkz: takiye)
0
ceyhan prensi adana
(26.12.17)
Hayır, o da değil. :(
0
🌸m e b
(26.12.17)
retorik diyesim geliyor ama...
0
rahip janick
(26.12.17)
kitleler psikolojisi'nde geçen terim post-truth sanırım. ama onun anlamı daha farklı. duyguların, kişisel görülerin gerçeklerin önüne geçmesi durumu post truth.


aklıma gelen yakın anlamlıları da yazayım belki bişiler çağrıştırır:
demogoji/ demogog
manipüle
innuendo (frp camiasında bahsettiğin anlamda kullanılıyor)
hipnotik
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.12.17)
Biraz sinir bozucu olacak ama bunlar da değil.
0
🌸m e b
(27.12.17)
Political correctness
0
congratulationsyouwon
(27.12.17)
Hocam bu sefer buldum galiba. Ebedikelâm mı yoksa. Örtmece de deniliyor buna. Hani öldü demeyiz de Allah yanına aldı deriz. Veya Mevlana öldü demiyoruz da Mevlana'nın vuslatı diyoruz. Bu mudur? (bkz: euphemism)

Bir de noa word da olabilir mi?
0
ceyhan prensi adana
(30.12.17)
Teşekkür ederim emekleriniz için ancak bunlar da değil ne yazık ki. Bulunca buraya da yazacağım zaten. Ben de hala araştırıyorum.
0
🌸m e b
(30.12.17)
Hocam (bkz: euphemism) başlığında belki bulabilirsiniz. Ayrıca şunu unutmuşum. (bkz: öfemizm)
0
ceyhan prensi adana
(30.12.17)
Hocam sözlüğü okurken şunları okudum.
(bkz: yankı fanusu)
(bkz: echo chamber)
0
ceyhan prensi adana
(30.12.17)
Çok şükür ki sonunda araştırmalarım sonuç verdi ve buldum o terimi, merak edenleriniz vardır belki:

en.m.gowikipedia.org

(bkz: dog-whistle politics)
Bahsettiğim entry de şu imiş:
eksisozluk.com
0
🌸m e b
(30.12.17)
Hepinize de emekleriniz için ayrı ayrı teşekkür ederim tekrardan.
0
🌸m e b
(30.12.17)
Hele şükür.
0
ceyhan prensi adana
(30.12.17)
(5)

bu ne böceği?

kibritsuyu
arkadaşlar birkaç gündür mutfağımızdan böcek çıkıyor. iki gün önce bulaşık makinesinin içinde hamamböceği midir, kalorifer böceği midir nedir ondan gördüm. yakalayana kadar makinenin menteşesinin oradaki deliğinden kapakların içine kaçtı. neyse 1-2 denemede menteşe dışında yakalayıp öldürdüm. tekrar
arkadaşlar birkaç gündür mutfağımızdan böcek çıkıyor. iki gün önce bulaşık makinesinin içinde hamamböceği midir, kalorifer böceği midir nedir ondan gördüm. yakalayana kadar makinenin menteşesinin oradaki deliğinden kapakların içine kaçtı. neyse 1-2 denemede menteşe dışında yakalayıp öldürdüm. tekrar onlardan görmedim. dolapların altına raid böcek yemi tabletlerinden yerleştirdim.

ama şimdi de mutfakta çekmecenin içinde, yerde pirinç tanesi büyüklüğünde, hatta belki daha küçük böcekler görüyorum. fotoğrafları ekte.

bu ne böceğidir, hamamböceği (ya da kalorifer böceği her ne zıkkımsa) onun yumurtadan yeni çıkmış yavruları mıdır? başka bir böcek midir? raid tabletler işe yarar mı? ya da benim gizli formülüm olan haşlanmış patates + asit borik yapsam kurtulur muyuz?

yer mutfak olduğundan ve evde çocuk olduğundan böcek ilacı sıkamıyorum biz de zehirleniriz diye.

nedir bu böcekler şimdi, ne yapıcaz?

i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
0
kibritsuyu
(25.12.17)
Raid'in tabletleri var. Ona girdikleri zaman direk ölmüyorlar yuvalarına dönünce toplu olarak öldürüyor. Onlar işe yarar.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(25.12.17)
hamamböceği yavrısı
borik asit işe yarar diyorlar.
0
herhaltibiliyoring
(25.12.17)
En etkili yöntem k-othrine kullanmak.
Bunlar çabuk ürüyorlar, başınıza bela olmadan çözsen iyi olur.
Çocuğun ulaşamayacağı yerlere sıkın. Zaten kuytu köşelere yuvanıyorlar dolap arkaları, altları gibi çocuğun eli değmeyecek yerlere sık. su gierleri, dış kapı eşiği, mutfak, banyo penceresinin çevresine uygula.
etiketinde talimatları var.
environmentalscience.bayer.com.tr
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.12.17)
zaten mutfak dolapları yerden yüksek. süpürgelik gibi kapakları da yok, doğrudan açık. o yüzden oraya elektrik süpürgesi, vileda falan sokup temizleyebiliyoruz da. pislik birikmiyor. şimdi oraya raid tabletlerden attım 2-3 tane. pasates+asit borik de koyacağım. hatta k-othrine denen şeyden alıp önce ilaçlayıp, sonra ötekileri de koyabilirim.

evin genelinde değil, sadece mutfakta, o da belirli bölümünde görüyorum hep. bulaşık makinesinin içi, ön taarafı ve sağında solundaki dolapların önlerinde. bi,r tane de çekmecede gördüm. daha uzakta değiller. muhtemelen o civarda yuvalanmışlar. dün akşam soruyu açarken 2 tanesini öldürdüm. sonra da dedim lan öldürmeyeyim, belki yemi yemiş yuvasına gidiyordu, bırakayım gitsin yuvayı da zehirlesin, bıraktım. bakalım bugün patatesi de koyayım, sonra da şu ilacı alıp yaparım.

dolapların altı mühim değil, ilaç da sıkabilirim de benim korkum, yuvalarının bulaşık makinesinin kapak içlerinde olması. oraya ilaç da sıkılmaz, tabağımız bardağımız da yıkanırken ilaç olur.
0
🌸kibritsuyu
(25.12.17)
k- othrine uygulamaya karar verdiysen başka bişeye hiç gerek yok.
ilacı püskürtme aparatı olan bi şişede sulandır. çocuğun erişemeyeceği yerlere sık. bu ilaç kedi köpek olan, çocuklu evlerde de kullanılabiliyor. uygularken ve sonrasında 1 saat kadar ertamda bulunmasın yeterli oluyor.
ilacın özelliği kalıcılığı ama suyla etkisinin azalması. temizlik yaparken ya ilaçlı bölgeleri es geçin veya temizleyip tekrar ilaçlayın.

bulaşık makinesini devir, arka yüzüne altına ilacı sık. hem makineye hem zemine. yanları açıktaysa çocuk eleyecek gibiyse yanlara sıkma, değilse yanlara da sıkarsın.
mutfak dolaplarının altına sıkarken hem zemine hem dolabın alt kısmına, arka duvara sık.
dolap çekmecelerini boşalttıktan sonra dış cephelerine de sıkabilirsin. gerçi dediğim gibi yaparsan çekmecelere sıkmaya gerek kalmayacak. kökü kuruyacak merak etme.

geldikleri kaynağı da bulmaya çalış. komşular olabilir, işyerin olabilir. bu hayvanlar çantada cepte seyahat ederler. bana iş yerinden gelmişti mesela. pencere dış cepheleri, dış kapı eşiği, su giderlerinin çevreleri yeniden gelmelerini engeller. banyoda su gideri çocuğun dokunabileceği konumdaysa ilaçladıktan sonra üzerine plastik çiçekli çim, paspas gibi bişeyler koyarsınız.

bu böceklerin yetişkin olup üremeleri 1 hafta 10 gün gibi bi sürede oluyor ve üreme periyodları çok sık. tekrar ilaçlama bu nedenle önemli. çünkü ilaç yumurtalara etki etmiyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.12.17)
(2)

Zencefilli kurabiye tarifi?

pikap
Şimdi ben starbucks kurabiyesi tarifini denemek istiyorum. O tarifte tarçın, ceviz (fındık) ve damla çikolata var. Zencefil yok. Ama ben zencefili de denemek istediğim için bu tarife ek olarak katayım dedim.Zencefilli kurabiye tariflerine baktığımda ise genelde pekmezle kullanılan tarifler var ve hi
Şimdi ben starbucks kurabiyesi tarifini denemek istiyorum. O tarifte tarçın, ceviz (fındık) ve damla çikolata var. Zencefil yok. Ama ben zencefili de denemek istediğim için bu tarife ek olarak katayım dedim.

Zencefilli kurabiye tariflerine baktığımda ise genelde pekmezle kullanılan tarifler var ve hiçbir zencefilli kurabiye tarifinde ceviz ve damla çikolata falan yok. Acaba benim starbucks kurabiyesine pekmezsiz ekleyeceğim zencefil; fındık ve damla çikolatayla uyumsuz mu olur. Ya da aksine gayet güzel mi olur? Hiç denemedigim için emin olamadım ve sormak istedim. Evet derdim çok büyük farkındayım. Cevaplar için peşinen teşekkürler.
0
pikap
(23.12.17)
Zencefil yoğun bir tat verdiği için genelde sadece tarçınlı-zencefilli yapılıyor kurabiyeler ama tadını seviyorsanız ve az miktarda koyarsanız çok uyumsuz olmaz herhalde.
0
olabilir ya da olmayabilir
(23.12.17)
Zencefilli kurabiyede pekmez kullanmak şart değil. Normal şekerle de yapabilirsin. Kahverengi şekerle de yapılabilir. Normal şekere birkaç kaşık pekmez ilave edilerek de yapılabilir.
Gerisi yakıştırmaya, damak zevkine bağlı. Bana göre ceviz tarçın yakışır, çikolata belki yakışır.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.12.17)
(25)

Çocuklu insanlara acıyor musunuz?

ya ben lan neyse
hani "hayatını yaşayamıyorlar, gezip tozamıyorlar, bağımlılar"la hiç alakası yok.hani bazı canlılar çiftleşme uğruna ölüyor, bazıları üreme uğruna binlerce km yol alıyor, bazıları ölümcül dövüşlerde ölüyor vs.hakikaten üreme güdüsü bir şekilde kodlanmış.bu evlenip çoluk çocuğa karışanlarda da böyle
hani "hayatını yaşayamıyorlar, gezip tozamıyorlar, bağımlılar"la hiç alakası yok.

hani bazı canlılar çiftleşme uğruna ölüyor, bazıları üreme uğruna binlerce km yol alıyor, bazıları ölümcül dövüşlerde ölüyor vs.

hakikaten üreme güdüsü bir şekilde kodlanmış.

bu evlenip çoluk çocuğa karışanlarda da böyle bir durum görmüyor musunuz? iç güdülerine yenilmiş ve hayvanileşmiş (hayvanlarla ortak yönlerimizi düşünün) bu insanlar çok acınası halde değiller mi? artık bunlar için sonrası yok. adeta doğanın onlara biçtiği "yavruları kendi ayakları üzerinde durabilecek noktaya getirme." dışında bir amaçları kalmamış...

hani lisenin en güzel kızını yıllar sonra üç tane çocukla cebelleşirken 80 kilo olmuş halde görünce hissedilenler gibi.

dipnot: buradaki acınası sıfatı küçümseme anlamı taşımıyor. gerçekten iyi niyetimle yazdım. büyük ihtimalle ben de bunlardan biri olacağım neticede.
0
ya ben lan neyse
(21.12.17)
çocuklu insanına göre değişir.
0
Delay Fuze
(21.12.17)
ne acimasi yahu, keske bende de olsa diyorum ben :)
0
fakyoras
(21.12.17)
Zorla yapmadıkları için hallerinden memnunlar, bu noktada acımam. Zaten bu vizyona sahip biri ya çocuk yapmaz ya da yapmak istediklerini yapıp sonradan çocuk yapar. Eğer istediği bu değilse bir insanın ama hayat buna zorladıysa o zaman üzülürüm. Dayımın eşi böyle bir kadın, çocukları büyüdü şimdilerde yapmaya çalışıyor içinde kalanları, olduğu kadar en azından.
0
Bruce
(21.12.17)
Klasik olacak ama türün devamı için bir de doğanın kanunu bu. Herkes böyle düşünse nüfus kalmaz.
Bir şekilde olacak şeyler bunlar.
Delay fuze +1 çocuklu insanına göre değişir.
0
kirmizipilotkalem
(21.12.17)
Ne kadar kötü bir hayatın olursa olsun çocuklu olunca o kadar da mutsuz olmuyorsun. Çocuk sana meşgale yaratıyor ve hayata tutunmamı sağlıyor. Çocuk olmayınca kendi hayatına odaklanıyorsun ve hayatın iyi değilse mutsuz oluyorsun.
0
nickini degistiren yazar
(21.12.17)
Kendi tercihleri neden acıyayım?
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(21.12.17)
Erkeklerin ya da kadınların ben merkezciliklerini bırakıp hayatın her sorumluluğunu paylaşmaları, hatta sorumluluktan çıkarıp güzelliğe dönüştürmeleri durumunda, evlilik ve ebeveynlik denen şey zaten sorumluluktan bağımlılıktan olumsuz halden çıkıp hayatı yaşamak haline gelecek. Ancak birbirine saygı ve sevgi dolu bir bağlılığın ürünüdür bu da. Gerçek sevgi bunu getirir. Bu olunca da ister çocuklu ister çocuksuz olsun o evlilik yaşanır. Ona hayat derler işte.

Bu dediklerimi yapabilecek tek varlık insan. Hayatı evliliği ve ebeveynliği cehenneme çevirebilecek tek varlık yine insan. Hepimiz tercihlerimizin ürünüyüz. Bilinçli seçimlerde bulunmamız lazım i.
0
yaren
(21.12.17)
Acımıyorum, çocuklarıyla çok mutlu insanlar var. Zaten birden fazla çocuğu varsa hiç acımam. Çok sevmese (kaza durumları hariç) bir tane daha yapmazdı zaten.
0
ikilem
(21.12.17)
Ben çocuğa acıyorum. Büyüyünce başına gelecek potansiyel olaylar, uğraşması gereken sayısız problem ve dünyanın git gide daha boktan bir yer haline gelmeye başlaması şahsen benim gözümü çok korkutuyor. Soyumu devam ettirme fikrinden çok, çocuk yaparak çocuğa biraz haksızlık edeceğimi düşünüyorum. Evet, iyi bir gelecek yaratma fırsatı ebeveyn ve çocuk birlikteliğiyle mümkün fakat buradaki asıl sıkıntı kişisel gelecek değil, global gelecek.

O yüzden daha fazla üreyerek saçma sapan soyad sürdürmektense en azından evlat edinerek aile ortamından uzakta yaşamış bir çocuğa kucak açmak daha mantıklı geliyor. Nüfusun artması ne bize ne de dünyaya bir fayda sağlıyor artık. İş işten çoktan geçti.

Eyyorlamam bu kadar. Çocuğu olanlara, olacaklara ve yapmayı düşünenlere diyecek bir lafım yok elbette. Keşke global düşünebilse herkes :)
0
desdenova34
(21.12.17)
nickini degistiren yazar +100000000000 bence, çok doğru söylemiş.

çocukları olanlara eğer maddi durumları yoksa üzülüyorum ama acımıyorum. kendine yatırım yapmayıp hazır değilken ve çocuk bakabilecek mental olgunluğa ulaşamamışken çocuk yapanlara belki biraz acıyorum. çocuklarına da kendilerine de yazık oluyor.

bence çocuk çok güzel bir şey. kalabalık çocuklu ailelerden gelenler çocuk sevmiyor genelde.

(çocuğum yok)
0
pinkpeony
(21.12.17)
Oliver Burkeman'ın Help isimli kitabında bahsedildiğine göre, çocuk sahibi olmak insanları iddia ettikleri kadar ancak çocuk yetişkin olup evden ayrılınca mutlu ediyormuş. Diğer zamanlara yüzde ikilik bir mutsuzluk sağladığını gösteren araştırma ve anketler var.
Keza, Seth Davidowitz'in Everybody Lies kitabında da şöyle bir eğilimden bahsediliyor: çocuk sahibi olmayan kişilerden "çocuk sahibi olmak" konusunda Google ve başka arama motorlarında araştırma yapıp çocuk yapmayı seçen kişilerde yüzde bilmemkaç oranında (hatırlayamıyorum ama yüksek) "çocuk yaptım, pişmanım, ne yapmalıyım?" sorgulaması görünürken, çocuk yapmamayı seçen kişilerde "çocuk yapmadığım için pişmanım/pişman olur muyum" sorgulaması istatistik değer sağlamayacak kadar az.
Ayrıca, adını hatırlayamadığım bir başka kitapta da çocuk yapmanın nasıl neredeyse her zaman baskın sosyal görüş olduğundan bahsediliyordu, zira bunu destekleyenler çocuk yapıyor ve büyük oranda çocuğun doğruluğunu aşılayacak şekilde yetiştiriyor onları. Desteklemeyenler çocuk yapmadığından, sayıca ve zihniyetçe azınlık kalıyorlar.

Başkasına acımak benim haddime değil tabii ama yan anlamlarını bırakırsak acımak kelimesinin, üzülüyorum evet. Uyku yok, boş vakit yok, canının istediğini yapmak yok. Başkasının benim hayatımda o derece büyük bir hakimiyet kurması fikri bana rahatsız edici geliyor. Kendimi anne olduğumda daha anlamlı veya daha kadın hissedeceğimi düşünmüyorum.

edit: ne çok çocuk demişim arkadaş.
0
sopiro
(21.12.17)
Hayır, aksine iyi ebeveynlerse takdir ediyorum.

Çocuk sahibi olmak isteyen ama henüz evli bile olmayan ben daha acınası haldeyim bence. Ha öyle deliriyor değilim, doktora bir bitsin de sonra düşünülür o konular diyorum ama çocuk sahibi olanların daha mutlu olduğunu düşünüyorum açıkçası.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(21.12.17)
acımıyorum. benim de çocuğum var. üstelik bekar anneyim... pek çok şeyi oglum varken de yapabiliyorum. (akşam onu uyutup film izlemek)

pek çok seyi de oğlumla yapmak daha keyifli oluyor.(mısır patlatıp animasyon izlemek)

hayatım film izlemekten ibaret değil. bunu örnek olsun diye verdim.

1 yaşından beri oğlumu bisikletin arkasında taşıyıp bisiklete binebiliyorum.

oğlum 8 aylıkken tek basima uçağa atlayıp hem gezip hem is görüşmesi yapmıştım.

cocuk sahibi olmak yapmak istediklerime engel değil.
bekar anne olmasam, bir arabam olsa çok daha fazla şeyi daha kolay yapabilirdim.

bir komşum çocuklarını evlendirdikten ve bir kac sene torun baktiktan sonra karavan aldı. şimdi karı koca yabancı dil bilmedikleri halde ülke ülke geziyorlar.
genc yaşta bunu yapmaya kaç kişinin cesareti var?

çocuğun varken de paraşütle atlayabilir, denize gidebilir, kursa gidebilirsin.

kısacası açmanıza gerek yok. aksine kendisini çeşitli bahanelerle kısıtlayan insanlara acıyın.
c ocuk sahibi olmak bir bahane değil yaşam biçimidir.
0
balik kraker
(21.12.17)
Acimiyorum ama korkunc geliyor. Ne kadar aksini iddia etseler de hayatlari en az 18 yil bir baskasina bagimli hale geliyor.
0
rusyalı kozmonot
(21.12.17)
bir yandan acıyorum tüm hayatlarını ipotek altına aldıkları için bir yandan da yaşlandığım zamanları düşünüyorum yanıma çocuklar torunlar falan gelir, sevinirim diye düşünüyorum. yalnız kalmaktan çekiniyorum.
0
tantunizade murat efendi
(22.12.17)
İki çocukla tatile geldik 5ve 3 yasındalar. Ucakta öksürük ve ates basladı 10 saat uctuk kuru hava mehvetti. Otele geldik hiç birşey yemediler. Antibiyotikle ayakta duruyorlar. 6. Gundeyiz 1 kere denize girdik denizden çıkmayan sıpalar kuma ayak basmıyor. Daha dun duzeldiler 3 gun daha var sağda solda dolanıp duruyoruz otelin parasını yakmamak için dönmüyoruz acıyın lan bize
0
steward
(22.12.17)
bu durumda olanlara acıyorum. çocuk sahibi olduktan sonra kendi hayatını unutanlara, kendini beşinci plana atanlara hakikaten acıyorum.

bu dediğin durumu genellemek mümkün değil. ben çocuğum doğduktan sonra bir dil öğrendim, ne zamandır kamp yapmak istiyordum çadır aldım ve iki buçuk yaşında bir çocukla yirmi beş gün çadır tatili yaptım. şimdi yakında yurtdışına gidip bir sınava gireceğim, gece çocuk uyuyunca ders çalışıyorum eşşek gibi. geçen haftasonu kızı ile istanbul kaçamağı yapan baba benim. it gibi gezdik. çocukla ve çocuksuz her şeyi yapman mümkün.

sen aslında çocuk sahibi olma tercihine değil, çocuk sahibi olunca kendi hayatından vazgeçme tercihine acıyor gibi görünüyorsun. arada fark var.
0
babilbaligi
(22.12.17)
18 ve 19 yaşında anne oldum ve boşandım . çocuklarım var diye kendimi hiç durdurduğumu hatırlamıyorum üniversiteye gittim ingilizce ve bilgisayar kursuna gittim çalışmaya başladım . kendi kendime bir yabancı dil daha öğrendim defalarca yurt dışına gittim .Türkiye içinde görmediğim şehir kalmadı .Çok fedakar bir anne olduğum söylenemez . onları kendime ait oyuncağım gibi görmedim birer birey benden bağımsız birer insan gibi düşündüm .sadece iyi ,tok ,sıcak ve güvenli ortamlarını sağladım gerisini sorun etmedim. haftalarca evde tek başlarına kalmayı öğrenerek büyüdüler .
şimdi en iyi arkadaşlarım oldular .
lisenin en güzel kızı değildim ama 80 kilo olmadım .yan yana gelince yaşıt gibi duruyoruz .
anne olduktan sonra hayattaki tek amacın onları büyütmek olmayabilir bu bakış açısı sana bağlı .duruma adapte olup kendine göre sistemini oturtabilirsin.
çocuklarım daha 2-3 yaşlarındayken ben bebek arabası vs kullanmadan kitabımı alır onları gezmeye götürür bir yandan da kitabımı okurdum arada kontrol ederdim ama sürekli kucağımda elimde aşırı ilgili anneler gibi davranmadım .düştüler kalktılar ben sadece eşlik ettim.dizleri kanadığında çığlık atmadım .normal davrandım benim aşırı sakin tavrım onları da ilgi delisi şımarık veletler yapmadı haliyle.
kendime de onlara da hayatı zorlaştırmadan eziyet etmeden beraber büyüdük .
çocukları olmayan arkadaşlarıma acıyorum bazen .
her şey zamanında güzel 35-40 yaşından sonrası için anne olmak aşırı zor olmalı .
0
devilone
(22.12.17)
aga insanin ici kotu diyoruz ya hani, yok dogadaki en bencil canli, en vahsi canli, dogasi kotu vs ama insanin evladi icin yaptiklari hakikaten cok buyuk. fedakarliklarin hakikaten degeri bicilmez. hani derler ya yemedim yedirdim, giymedim giydirdim hakikaten oyle. bir gram yalan veya abarti yok. yani o yuzden cocuk olunca hakikaten kendinden vazgecip bir yasama amacin oluyor gibi oluyor bence de yukarida bahsedildigi gibi.
0
baldur2
(22.12.17)
kesinlikle acıyorum.
0
hybrid427
(22.12.17)
yaramaz ve çok çocuklu olanlara acıyorum.
0
nothing in my way
(22.12.17)
Çocuklu insanların çoğunun hayatları mahvolmuş durumdayken bu olayı belli etmeme hallerine,''ama sevgisi çok başka'' vb kalıplarla çocuksuz olanları yerme çalışmalarına acıyorum daha çok. Ayrıca bazı hemcinslerimin çocuğu evliliğin bir teminatı olarak görüp,kendileri çok hazır olmamasına rağmen ''bir erkeğe çocuk vermek'' kisvesi altında doğurmasına da ayrıca kızıyorum ve acıyorum. Çok düşük bir ihtimal ama ilerde bir gün çocuğum olursa, ben istediğim için ve o çocugu bekar bi anne olarakta en iyi şekilde yetiştirebilceğime inandığım için olur...

Hakikaten de var böyle kadınlar. İçinde çok az çocuk sevgisi var,adam gitmesin diye doğurmuş sonra evlilik bitince iş bekar anne olarak hayat sürdürmeye gelince hepsi içlerinden kıza kıza ve sürekli memnuniyetsizlik hali içinde yaşıyorlar ve bu çocuklara yansıyor.Çocuk hiç bir ilişkinin teminatı değildir ve bir kadın ve erkeği aile yapmaz...
0
ırene adler
(22.12.17)
"artık bunlar için sonrası yok" değil bikerem.

genelde anne babaların yaptıkları bu evet haklısın. önümüzdeki örnekler böyle olunca biz de böyle ikileme düşüyoruz haliyle.
oysa yapılması gereken; hayatı yaşayarak çocuklara nasıl yaşanacağını göstermek olmalı. gayet mümkün bişi bu.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(22.12.17)
Hayatlarındaki her şeyi çocuk odaklı düşünmek zorunda oldukları için üzülüyorum, özgürlüğün kısıtlanıyor bir kere. Çocukla her şey yapılıyor diyorlar ama bence o bir nevi kendini teselli etme cümlesi. Ha çocuğu umursamayıp yine her istediğini yaparsın ama bu sefer o çocuğa yazık. Kendinden çok onu düşünmek zorundasın, onun için kendinden fedakarlık etmek zorundasın sonuç olarak.
Benim annem kardeşimle beni tek başına büyüttü, ben her zaman her şeyin farkında oldum maalesef.

Ben de birkaç seneye çocuk yapacağım muhtemelen ama bu düşünceler beni korkutuyor. Ayrıca evet böyle bir dünyaya çocuk getirmek istemiyorum:(
0
peggy
(22.12.17)
ben şu türün devamı, üreme iç güdüsü kodlanmış falan tarafındayım olayın. bana kodlanmamış çünkü. çocuklu ailelere de çocuklara da acıyorum. tercihleri doğrultusunda doğmuyorlar. doğup büyüdükleri dünya tarih boyunca rezil bir çizgide ilerledi, ilerliyor. herkesin hayata bakış açısı ile ilgili tabii. ben rust cohle safındayım.
0
format c
(22.12.17)
(11)

Pizzanın Türk Mutfağına Girişi

grobet
Nasıl oldu? Daha doğrusu hakikaten linkte anlatildigi gibi mi oldu?? http://m.star.com.tr/yazar/dikkat-zihinlerimizin-kumandasi-kimlerin-elinde-yazi-1061523/
Nasıl oldu? Daha doğrusu hakikaten linkte anlatildigi gibi mi oldu??

m.star.com.tr
0
grobet
(21.12.17)
cool story bro.

doğru olduğunu sanmıyorum. ilk pizza hut 1989'da açılmış.
televizyonun bile her evde olmadığı zamanlarda kim nerden görecek de pizza siparişlerini arttıracak, koca ülkeye pizza girecek.. zaman içinde girmiş ve gelişmiş bence..
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(21.12.17)
linkteki yazıyı okumuştum ve evet bence de öyle oldu.
0
papazi dovdurmeyecektik
(21.12.17)
Tarihin yanlış olduğunu ve Türkiye için geçerli olmadığını düşünüyorum.

İstanbul'da 80'li yıllarda Taksim'de "Kral ve Ben" pizza yapardı ve bizim gençlik bayıla bayıla yerdi. İnternet bilgisini copy-paste yapmanın haber olmadığını görüyoruz.
0
SiyamkedisiZorro
(21.12.17)
@SiyamkedisiZorro

abi 80'li yılların taksim'ini bilmem ancak 90'lı yılların çorum'u için düşünürsek bence makalede gayet mantıklı bir açıklama yapılmış. copy-paste derken nereden copy-paste bizi aydınlatır mısın?
0
papazi dovdurmeyecektik
(21.12.17)
çocukluğumda temel reis izlerdim deli gibi, hiç de ıspanak sipariş etmiyorum eve,öyle çok da sevmem valla.
insanlar komplo teorilerine bayılıyor, her duyduğumuza inanmamak lazım.
0
coknormalinsan
(21.12.17)
80’lerde çocuktum, ninja turtles çıkmadan pizza zaten meşhur olmuştu. Pizza pino bağdat caddesinin en popüler yerlerinden biriydi. Kral ve ben, kristal büfe bunların hepsi pizza yapardı. Bence de cool story bro
0
kaptan memo
(21.12.17)
saçma sapan sunay akın hikayesi gibi bir şey, pizza'nın 90'larda tutmama sebebi direkt söylenebilir ki, alım gücü, pizza ve hamburger ucuz değildi, onun yerine pideciden pide/lahmacun söylemek hem fiyat/performans hem de lezzet olarak daha avantajlı idi. Şu anda ise et fiyatları sağ olsun, düzgün bir pide pizza fiyatında.
0
gezegen olan pluton
(21.12.17)
"1989 yılı...Türkiye ilk defa pizza dükkanlarıyla tanışır." ifadesi yanlış. 1979 yılında İzmir'de birden fazla pizza dükkanı vardı, 83-84 gibi de eve-işyerine sipariş veriyorduk.

Ninja'ların özellikle ilkokul çağı erkek çocuklarının annelerinden pizza istemesine etkisi doğrudur. 94 değildi ama, daha önce başlamıştı diye hatırlıyorum. Anneler de misler gibi pizza yapıyorlardı. "nasıl yapılacağını bilmiyorlardı" ifadesi de yanlış.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.12.17)
38 yaşındayım. apartmanın altında bir pastane vardı. bir gün kapı çaldı, pastanedeki eleman, elinde pizza "pizza makinemizin açılışı için apartmana pizza dağıtıyoruz" dedi (pizza makinesi dediği şey de bildiğin fırınmış sonradan öğrendim) ve bir tane pizza verdi. bu ninja kaplumbağalar'dan çok daha önceydi. ilk pizzayı o zaman yedim.

bu benim ilk pizza yiyişim. ama bundan da önce tunalı'da pizza pino vardı. annemler götürmüştü ama pizza diye bir şey bilmediğimizden lazanya yerdik. ama adında pizza geçtiğine göre yine ninjalardan çok önce gelmişti memlekete.

hikayede bahsedilen ise pizza hut. yine ninjalardan önce atakule'de açıldı. gereksiz pahalı ve lüks bir yiyecekti. hatta star 1'de gösterilen mistik pizzaisimli filmde peynirleri sünen pizzaları görüp canım çekmişti. bende ninjadan daha büyük etki bırakmıştır hatta.

mistik pizza filminin de tarihi 1988 imiş. hadi o dönemde memleketin televizyonunda yayınlanması 2-3 sene olsa yine ninjalardan önce. velhasıl biz pizzayı ninjadan çok önce tanıdık sevdik.

yaygınlaşması ninja kaplumbağalar diyebiliriz belki ama türkiye'yi pizzayla tanıştıran demek yanlış.
0
kibritsuyu
(21.12.17)
"Türk mutfağının demode lahmacunu, pidesi terk edilmiş, gençler gruplar halinde pizza dükkanlarına gider hale gelir."

hadi ya neresi burası? ben en kral kavurmalı pideyi en kral pizzaya değişecek üni.linin yüzde 5.42'yi geçeceğini sanmıyorum. (küsüratlı diyeyim de)
0
ya ben lan neyse
(21.12.17)
tarihler sallama, Istanbul Yesilkoy'deki dilim pizzanin acilis tarihi 1980.
0
cooperr
(07.02.18)
(1)

haberin devamı için tıklayın sorusu

tellioglu
bir internet sitesi hazırlıyoruz, haberin ilk 2 3 cümlesini yazdıktan sonra devamı için tıklayın diye haberin orjinaline yönlendiriyoruz. ama orjinal site üyelik istiyor okumak için. bizim sitedekileri diğer sitedeki yönlendirdiğimiz yazıyı okumalarını nasıl sağlayabiliriz? var mıdır bi fikri olan?
bir internet sitesi hazırlıyoruz, haberin ilk 2 3 cümlesini yazdıktan sonra devamı için tıklayın diye haberin orjinaline yönlendiriyoruz. ama orjinal site üyelik istiyor okumak için. bizim sitedekileri diğer sitedeki yönlendirdiğimiz yazıyı okumalarını nasıl sağlayabiliriz? var mıdır bi fikri olan? yada şurda buna benzer bir şey gördüm diye yollayabileceğiniz bir site örneği var mı?
0
tellioglu
(20.12.17)
Haberin devamı için tıklayın mesajlarına sadece bir iki kere olumlu yanıt verip siteye gittim, o da haber çok ilgimi çektiği için. Üyelik isteyenlerden direkt geri döndüm. Haberin ilgimi çekmesi bile siteye üye olmamı sağlamadı yani. Haberi başka kaynaktan bulmak daha az zahmetli.
Ha şu olabilir, yorumunu okumak istediğim bi yazardır, başka yerde bulamayacağım bişeydir, o zaman girebilirim.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(22.12.17)
(3)

Firefox - eklenti vs. sıkıntılarım

hayat aklini konusacak bir filozof uret
Chrome beni çok kızdırdınca firefox kullanmaya başladım. Ancak şimdi de kendimi attan inip eşeğe bimiş gibi hissetmeye başladım. Firefox eklentileri neden bu kadar geride kalmış. Ben mi bulamıyorum anlamadım. Ox sürümümü de yakın zamanda desteklemeyebilir. Bi iki tık altını desteklemiyormuş, yakında
Chrome beni çok kızdırdınca firefox kullanmaya başladım. Ancak şimdi de kendimi attan inip eşeğe bimiş gibi hissetmeye başladım.
Firefox eklentileri neden bu kadar geride kalmış. Ben mi bulamıyorum anlamadım.
Ox sürümümü de yakın zamanda desteklemeyebilir. Bi iki tık altını desteklemiyormuş, yakında sıra bana da gelir muhakkak.

Mesela Tureng çok sık kullandığım eklentilerden biriydi. Kelimeyi işaretleyip eklentilerdeki t tuşuna basınca pencere açılıyordu. Pratikti. Şimdi başka sekmeye geçmek zorunda kalıyorum.

İyileştirme önerileri olur, eklenti önerileri olur, başka tarayıcı olur...
Chrome (ve safari) benim için güvenilirliğini kaybetti, tekrar dönesim yok.
Yardımınızı rica ediyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.12.17)
firefox'un eklentileri chrome'un çok ilerisindeydi amma velakin firefox köklü bi değişim geçirdi 1 ay önce ve artık çoğu eklenti desteklenmiyor. zamanla geliştiriciler yeni firefox'a uyumlu eklentiler yaparlar.

addons.mozilla.org

bunu dene. tureng'i kullanma şeklin bunun yanında çooooooook zahmetliymiş :)
0
washe
(18.12.17)
Eklentiyi kurdum, teşekkürler:)

Açık sekmeler varken programdan çıkınca sekmeleri tutmuyor. Onu nasıl yapacağım?

Bir de adblock kurmuştum. Daha iyi eklenti varsa onunla değiştireyim.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.12.17)
ayarlar -> genel'den

Firefox açıldığında kısmından son oturum ve sekmeler'i seçebilirsin.

kapatılan sekmelerin listesini için bonus;

addons.mozilla.org

adblock çok çok hantal artık ublock origin kullan.

addons.mozilla.org

bu da işini baya hızlandırır;

addons.mozilla.org
0
washe
(18.12.17)
(5)

Entry’lerim görünmüyor

medeniyet
3400’e yakın entry’m vardı. 3-4 gün önce entry’lerim de görünmeyecek şekilde hesabımı dondurmuştum. Bu sabah yeniden aktif ettim. Ancak profilime girdiğimde entry sayılarının sıfırlandığını gördüm. Hiçbir entryme ulaşamıyorum. 3 yıldır yazıyorum. Hiç yedek almadım bugüne dek. Emek verdiğim Çok özel
3400’e yakın entry’m vardı. 3-4 gün önce entry’lerim de görünmeyecek şekilde hesabımı dondurmuştum. Bu sabah yeniden aktif ettim. Ancak profilime girdiğimde entry sayılarının sıfırlandığını gördüm. Hiçbir entryme ulaşamıyorum.

3 yıldır yazıyorum. Hiç yedek almadım bugüne dek. Emek verdiğim Çok özel entry’lerim vardı. İnşallah teknik bir sorundur ve enrylerim kaybolmamıştır.
0
medeniyet
(18.12.17)
Ama daha önce hiç böyle olmadı. Neden normal?
0
🌸medeniyet
(18.12.17)
ben bi tanesine ekşi şeylerden ulaştım, entrylerin duruyor yani. ilk güncellemeyle birlikte gelirler.
eksisozluk.com
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.12.17)
anladım. çok teşekkürler.
0
🌸medeniyet
(18.12.17)
Dediğiniz gibi bir sonraki günün akşamına entry’ler geri geldi. Hesabın tekrar kendine gelmesi 48 saati buluyor. Teşekkürler.
0
🌸medeniyet
(21.12.17)
Güncellemeyi eskisi gibi düzenli yapmıyorlar. Hesabınızı takip ediyorsanız 48 saat sonra güncellenmemişse şaşırmayın daha uzun da olabiliyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.12.17)
(1)

Turizm ve emlak

basubadelmevt
Turizm(ucak,otobus bilet satis) ve emlak isi ayni ofiste yapilir mi?Örnegini gördünüz mü?Islek bi yerde ofis.
Turizm(ucak,otobus bilet satis) ve emlak isi ayni ofiste yapilir mi?Örnegini gördünüz mü?Islek bi yerde ofis.
0
basubadelmevt
(18.12.17)
Turizm işi bakanlığın belirlediği koşullara uyan yerlerde yapılabilir. Aksi koşulda izin alamazsınız.
Ayrı olarak, emlak işiyle turizm işi aynı ofiste hoş olmaz, güven, izlenim vs eksi alır.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.12.17)
(13)

Dün gece kaza yaptık :(

mithrilfender
Dün Bursa’dan İstanbul’a gelirken otobana bağlanan viraja normal bir hızla (50 ile) girdik. Ne olduğunu anlamadık ama araba birden yalpalamaya başladı. Öyle ki yolun bir sağına bir soluna gidiyor. Ani fren de yapmadık, direksiyonu da olabildiğince sabit tuttuk. Ama araba kendini bir türlü toparlamad
Dün Bursa’dan İstanbul’a gelirken otobana bağlanan viraja normal bir hızla (50 ile) girdik. Ne olduğunu anlamadık ama araba birden yalpalamaya başladı. Öyle ki yolun bir sağına bir soluna gidiyor. Ani fren de yapmadık, direksiyonu da olabildiğince sabit tuttuk. Ama araba kendini bir türlü toparlamadı ve bariyerlere çarptık. Arabanın önü dağıldı. Çok şükür ki kimseye birşey olmadı. Geçen hafta kış lastiklerimizi de takmıştık. Sizce neden böyle olmuş olabilir? Yola birşey mi dökülmüştür yoksa arabadan kaynaklanan birşey olabilir mi?
0
mithrilfender
(18.12.17)
iki şey de olabilir. kış lastiğinin de %100 garantisi yok ki. ben de fi tarihinde Bakırköy tarafından sahil yoluna bağlanırken viraja yavaş girmeme rağmen araba sağa dönmek yerine dümdüz devam ederek bariyere çarpmıştı. jant yamultmuştum :)
0
silah taciri
(18.12.17)
Araçta esp var mı
0
kompisko
(18.12.17)
Geçmiş olsun, o kavisli bağlantılarda çok sık kaza oluyor gerçekten.

Araçta Esp vardır diye tahmin ediyorum ki 50 km/s hızda dediğiniz yalpalamayı çok rahat abzorbe edebilmesi lazımdı. Demek ki araç veya yol kaynaklı ekstra bir durum var.
0
onemoremile
(18.12.17)
Geçmiş olsun. Büyük olasılıkla gizli buzlanma. Geçtiğiniz yer köprü, bağlantı yolu filansa, bu tip yerler daha çabuk buzlanıyor. Özellikler geceleri çok dikkatli olmak lazım.
0
battal gemalmaz
(18.12.17)
Çok teşekkürler. Tesellimiz kimseye birşey olmamış olması. Siz söyleyince farkettim. Aklıma da gelmemişti önceden. Araçta sanırım Esp yok. 2012 seat 1.2 otomatik benzinli. Biraz araştırdım. Anladığım kadarıyla Esp standart değilmiş onlarda. Demek ki arabayı değiştirmek gerek :(.
0
🌸mithrilfender
(18.12.17)
çok geçmiş olsun. aracı en son ne zaman tamir veya bakıma götürdünüz? bakımını nerede yaptırdınız? tekerlekleri kim değiştirdi.
sanıyorum tekerleklerin bağlantısında bir sorun var. bakım sırasında iyi sıkılmamış mekanik aksamlardan gevşeme yapmış olabilirler.
0
dedim dedim de kime dedim
(18.12.17)
Geçen hafta kış lastiklerini taktırdık. Bakım yaptıralı bayağı oldu. Serviste lastik bağlantılarını da kontrol ettireyim o zaman.
0
🌸mithrilfender
(18.12.17)
esp
0
kleider
(18.12.17)
Geçmiş olsun.

Gizli buzlanma ya da yola yağ veya mazot dökülmesi, başka açıklaması olmaz.
0
John Bloor
(18.12.17)
dün oralarda çok gıcık bir yağmur vardı, bir yağdı bir durdu biz de o taraflarda yolculuktaydık. yollar çok kayganlaşmıştır belki. çok geçmiş olsun, önemli olan size bir şey olmaması.
0
ofelia
(18.12.17)
yukardakilere ek olarak;
yakınlarda deterjan fabrikası gibi oluşumlar varsa yol özellikle ilk yağmurda çok kaygan oluyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.12.17)
taksiciler kış latikleri 10-15 derecede yağmurda kayıyor der ama ne kadar doğru bilmiyorum. test eden birileri illa vardır. bir araştır istersen.
0
merhum
(18.12.17)
Gizli buzlanma olamaz, dün bursada lodos vardı, hava oldukça sıcaktı. Muhtemelen yola yağ dökülmüştür.
0
piotr
(18.12.17)
(12)

etik sorusu, hangisini tedavi etmeli?

haykorsamdunyaya
Soruyu aynen aktarıyorum. Sizin düşüncelerinizi merak ediyorum.Örnek olarak bir Norveçli ile Etiyopyalının kalp yetersizliği tedavisi aynı maliyete sahip. hangisini tedavi etmeli? Norveçlinin kollektif kazanca katkısı 12.000 dolar, Etiyopyalınınki 75 cent.paranın süzgeç olmasına yönelik sitem içeren
Soruyu aynen aktarıyorum. Sizin düşüncelerinizi merak ediyorum.

Örnek olarak bir Norveçli ile Etiyopyalının kalp yetersizliği tedavisi aynı maliyete sahip. hangisini tedavi etmeli? Norveçlinin kollektif kazanca katkısı 12.000 dolar, Etiyopyalınınki 75 cent.

paranın süzgeç olmasına yönelik sitem içeren yorumlardan ziyade (soru böyleydi yapabileceğim bir şey yok) halihazırda ele alınan geçerli bakış açıları nelerdir onu merak ediyorum. henüz herhangi bir etik dersi görmedim, ilgimi çekti konu.

distopik filmler ve diziler de var bu konuya dair, genetik olarak yetersiz, güçsüz, hastalık potansiyelinde görülen bireyin üreme şansını engelleyici genetik faktör uygulama mesela. neler düşünüyorsunuz?

"ben kimim de bir başkasının hayatı hakkında onun yerine karar vereyim" düşüncesiyle komple üreme olayını iptal edince fazla fikir yürütemedim ben.
0
haykorsamdunyaya
(17.12.17)
soru doktorun muayenehanesi şeklinde değildi pek ama, ilaç firmasının yatırım yaparken gözeteceği bir soru gibiydi.

yine de mantıklı yanıt teşekkürler.
0
🌸haykorsamdunyaya
(17.12.17)
aslında bu sorunun kesin ve net bir cevabı yok tabii ki. tamamen "mantıksal" açıdan bakarsak norveçliyi tedavi etmek gerekir. çünkü dünyaya her anlamda "katkısı" daha fazla. ya da çocuklarını ve torunlarına iyi eğitim aldırması ve "işe yarar" bireyler yetiştirmesi muhtemel. ama insan dediğimiz varlık sadece mantıktan oluşmuyo ve sadece mantıkla hareket etmiyor. bizi diğer canlılardan farklı kılan da bu. duygularımız, hislerimiz ve en önemlisi vicdanımız var. tamamen mantıkla değil de vicdanen bakarsak olaya, herhangi bir tercih yapmak anlamsızdır. kimi insanlar realistlerdir, çoğu zaman mantıklarıyla hareket ederler. bu kişilerin norveçliyi seçmeleri gayet normaldir. kimi insanlarsa beyninden çok kalbinin seslerini dinlerler. tercih yapmak istememeleri ya da etiyopyalıya "acıyıp" seçmeleri de diğer grup gibi olağandır. dünyada iki çeşit insan da olduğu için aslında şunu yapmak daha iyidir diye bir şey söz konusu olamaz. yani olaylara saf mantıkla ya da saf duyguyla yaklaşmayız.
0
tabirimekruh
(17.12.17)
Hastalık hangisinde daha önce başlamış ona bakardım. Biri 5 yıl, diğeri 1 yıl boyunca bu rahatsızlıkla yaşadıysa 5 yıldır bu hastalığa sahip olanın tedavi edilmesini tavsiye ederdim. Yaşları da önemli. Biri 30 yaşındaysa, diğeri 10 yaşındaysa 10 yaşında olanın tedavi önceliği olabilirdi. Kazanca katkı konusu tıbbi müdahale açısından referans alınacak bir kriter değil. Gerçek hayatta dediğiniz olaylar sıkça oluyor. Karaciğer nakli sırası bekleyen yüzlerce hasta var ve listede zengin insanlar da olmasına rağmen kesinlikle listede ön sıralara alınmıyorlar. Sizin verilmesi zor bir karar dediğiniz durumlarda her gün birileri karar veriyor. Ben buradaki kazanca katkı olayını ten rengi kadar sıradan buluyorum. Birisinin değerini parayla ölçmek ve yaşama önceliği sunmak maneviyata saygısızlık bir kere.
0
dissendium
(17.12.17)
örnekler bireysel belirlediğim örnekler değil, ve ne yazık ki diğer kriterler belirtilmeden sadece bu verilerle sorulmuş soru. bu kararı verilmesi zor bulduğum için değil sizlerin yorumlarını merak ettiğim için sordum.

sizin yaş kıyası yaparak daha gerçekçi sonuç elde edebileceğiniz seçimin kollektif kazanca katkı üzerinden yapıp kararın verilmesi, ya da verilmemesi ya da eleştirilmesi üzerinden sorulmuş soru. bir de az önceki cevabımda da söylediğim gibi, daha toplu bir yatırım bazında düşünülüyor. doktor-hasta ilişkisinden ziyade.
0
🌸haykorsamdunyaya
(17.12.17)
Farklı ve subjektif açılar var tabi.

etiyopyalı hayatı boyunca zaten zorluk çektiği için tedaviye daha fazla değer atfedecektir. kazanca etkilerini oranlayabilmek için onlara verilen girdi fırsatlarını ve çıktıdan ne tükettiklerini de bilmek lazım.

ha etiyopyalı ne lan bu çektiğim bırakın öleyim de diyebilir
0
passion rules the game
(17.12.17)
İlaç firması bu işin içindeyse ne yapacağı belli. Norveçliyi tedavi eder Etiyopyalıyı da zaten gsmh ları düşük bir işe yaramaz diye kobay olarak kullanır. Tanınmış ilaç firmalarının Afrika da pek hayırlı işlere imza attıkları söylenemez.
Onlara sattıkları ilaçlar kullanıldığı sürece kendini iyi hisseden ama bir türlü tam olarak sağlığına kavuşamayan insan gerekli. Bir şekilde bu pazar çarkı böyle dönmeli.
0
1adam
(18.12.17)
Uygulamadaki bakış açısı Norveçli'yi tedavi etme yönünde. Sağlık alanında değilim ama ilgimi çeken konuları okurken bile bu durumu görebiliyorum.
Mesela, ilaç, medikal cihaz, yeni tedavi şekli vb. onay isteğinde tedavi maliyetinin yanısıra daha kısa sürede tedavi olacağı için ekonomik yapıya katkısı gibi donelerle birlikte sunuluyor.
Kesinlikle etik, insancıl değil ancak akılcı. Doğanın düzeni gibi.

edi:
Bence maliyeti ikiye bölüp ikisi de payına düşen tedaviyi alsın.
Evet, belki hakça olmaz ama en azından kardeşçe olur.
büdü:
Aslında düşündüm de; madem bu kürede biri 12000 dolar katkı yapacak donanıma erişebilirken diğeri 75 centlik katkı yapapilecek donanıma erişebiliyor ve dahası o koşullarda yaşıyor hakçası Etiyopyalıdan yana kardeşçesi yarı yarıya olması lazım.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.12.17)
İlk gelen, ilk çıkar. @J r r tolkien hayranı +1

Onu geçersek,sağlık durumu (hastalığın evresi, süresi vb.) ve yaşa bakardım sırasıyla. Hayır, onlar da yok sadece belirtilen farklar var (ceteris paribus) dersek Norveçliyi seçerim.

Norveçlinin dünyaya, başta kendisi ve kendi ailesi olmak üzere insanlara faydasının daha çok olacağı görülüyor. @tabirimekruh 'un yazdıklarının "mantık" temalı kısmında yazdıkları gibi. Norveçlinin eğitimli çocukları da hem çevrelerine faydalı olacak hem de kendileri de eğitimli çocuklar yetiştirerek bunun böyle zincirleme devam etmesini sağlayacaklar. Yani bir kişi ile insanlığı, olumlu yönde büyük ölçüde etkilemiş olacaksın.

Etiyopyalı kardeşimizi seçtiğinde ise topluma karşılaştırmalı olarak çok daha az faydası olan birini kurtarmış, oradan yine yetersiz eğitimli çocuklar ve topluma belki zarar belki de yetersiz fayda sunmasını sağlayacak karar almış oluyorsun vicdanını rahatlatmak için.

Yani uzun vadede bakınca Norveçli doğru tercih. Bunun en büyük gözlemlenebileceği yer Türkiye aslında. Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında eğitimli birçok kişi öldü. Bazı liseler mezun vermedi. Evet okuyan insan ile okumayan insan ayrımı yapmadan ülke müdafaasına koşmak güzel ama o okumuş kesimin yeri dolmayınca ülke ilerleyemiyor ve oradan ürüyen nesiller de eğitimsiz oluyor ağırlıkla. Mesela bu, daha güzel soru bence.
0
nawar
(18.12.17)
Ilk gelen ilk cikar + 1, her sey ayniysa etiyopyali

Norvecli cok daha fazlasini hayata kazandiracak ama hayati kazandiracak olan seylere bakacaksak once firsat esitliginden soz etmemiz lazim. Adam sans eseri dandik bir ulkede doguyor ve zaten yarisa 10-0 geriden basliyorken, biri ileride basladigi icin ileride oldugundan daha katki saglayabiliyor. ayni gecekondu mahallesinde oturan cocuklarin fen lisesini kazanma ihtimali gibi. benim acimdan bir toplum ancak en zayifi kadar gucludur, bir iyilestirme yapilacaksa da en kotuden baslanir. Tam tersine, 'trickle-down economics" deniyor ve esitsizligi daha da arttirdigi bircok kere kanitlanmis bir teori. Daha az avantajlinin her sekilde (hatta bazen esit seviyede olmasalar bile) gelistirilmesi gerektigine inaniyorum.

Bu biraz da "Ulkemizden Nobel alan mi ciksin, ortalama egitim seviyesi mi artsin" gibi bir sey. Ben toplumsal gelisim icin esitsizligin azaltilmasi yonunden bakiyorum. Ortalama egitim seviyesinin artmasinin zaten uzun vadede bir Nobel getirebilecegini dusunuyorum.
0
aychovsky
(18.12.17)
Ne zor soru bu arkadaş, akşam düşün düşün içinden çıkamadım.
Yaşam hakkı, kıt kaynak ve etik...
Sabah zihniyle düşününce akşam yanlış yerlere baktığımı farkettim. Ben doğaya, evrime, tarihe, ekonomiye, insan davranışlarına, seçimlere ve sonuçlarına baktım, halbuki cevap kendimdeymiş.

Bana göre sağlık alanında etik, anne gibi düşünmek, davranmak olmalı.
İki evladın var, biri 12000 dolar kazanıyor diğeri 75 cent, ancak birini tedavi etmeye gücün var, hangisini seçersin?
Daha ileri boyutta fark olsun, biri yine 12000 dolar kazansın diğeri kumarbaz ve bağımlı vs. olsun, evdekileri satsın savsın, kavga çıkarıp kırsın döksün, hayatı zehir etsin. Tekini yaşatma şansın var hangisini seçersin? Ben anne olarak asla evladımın yaşam hakkını elinden alacak seçim yapamam. Gider kaynak ararım, yaratırım.

Sağlık alanında etik olan herkese yetecek kaynak yaratmak. Birinden birini seçme sorusu bile etiğe aykırı. Doğru soru doğru cevapları getirir. Soru şu olmalı: Herkese yetecek kaynak yaratmak için ne yapabiliriz?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.12.17)
Cevaplayan herkese çok teşekkürler, farklı açılardan bakmak ufuk açıcı oluyor.
0
🌸haykorsamdunyaya
(18.12.17)
soru toplu yatırım için soruluyormuş arkadaşlar.

güncel bi konudan örnekleyeyim. hem örnek hem de kulaklara kar suyu kaçırmak gibi olsun.

şimdilerde sağlık alanında beynin nöral yapısı, bağlantıları, bağlı olarak zihnin yapımız vs. çözümlenmeye çalışılıyor.

ekonomide de yaratıcı eleman yetiştirme konusu gündemde. gelecek o yöne gidiyor çünkü.

öte yandan nöronal aktivitenin bozulması kaynaklı oluşan hastalıklar anomalilikler var. mesela perkinsona neden olan yeri(durumu) buldular, artık tedavi edilebiliyor. bunun anoreksiyası var, demansı var, depresyonu, şizofrenisi vs psikolojinin alanına giren biçok durum, öğrenme, konuşma bozuklukları vs vs say say bitmez durumun belirlenmesi için çalışma yapılması lazım.

beyinde 100 milyar nöron var bunların bağlantı haritasını çıkarmak demek 2 üzeri 100 milyarlık data demek. bunun çevresel, bütünsel (evren diyelim) zamansal vs. etkileşimleri var... şimdilik boyumuzun çok çok üstünde bi iş.

önceliği seçerken;
ekonomi ayakta kalmak zorunda, çarklar dönmeye devam etmeli yaşamın sürdürülebilmesi için bu şart.
yani ekonomiye göre gelecek için yaratıcı bağlantılara öncelik tanınmalı, aynı zamanda bu gün için iş gücünü sekteye vurmayacak rahatsızlıklar ele alınmalı.

tıp etiğinin temeli ise insanın sağlıklı yaşamı üzerine kurulu. tıpta en birincil öncelik, en üstün yasa bu. yaratıcılık kenarda bekleyebilir öncelikli olarak sağlıklı bireyler için çalışılmalı.

seçim?
reelde parayı veren düdüğü çalacak, ekonomi ne isterse o olacak (bence)
olması gereken ise; öncelikli olarak sağlıklı toplum için yatırım yapmak.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.12.17)
(7)

Anı yaşamak

mr sherlock
Çevremdeki insanlar anı yaşamadığımı söylüyor. Genelde işlerimi planlı bir şekilde yaparım. Bir şey yapmadan önce onun bana ne kadar faydası olacağı üzerine düşünüp ona göre yaparım. Ya daha sonra geriye bakıp düşündüğümde pişman olacağım bir şeyse yapmam. Çevremdekilerin aksine ben de anı yaşadığım
Çevremdeki insanlar anı yaşamadığımı söylüyor. Genelde işlerimi planlı bir şekilde yaparım. Bir şey yapmadan önce onun bana ne kadar faydası olacağı üzerine düşünüp ona göre yaparım. Ya daha sonra geriye bakıp düşündüğümde pişman olacağım bir şeyse yapmam.

Çevremdekilerin aksine ben de anı yaşadığımı düşünüyorum. Yani yağmurda yürümek olsun, vapurdayken rüzgarı hissetmek olsun vs. bu tarz doğayla iç içe olduğum zamanlarda anı yaşadığımı düşünüyorum. Bunları örnek olarak vermemin nedeni de sürekli olan şeyler olmaması. Yani anı yaşamaktaki an bana göre istenildiğinde içerisinde bulunamayacağın ender şeyler olmalı gibi geliyor.

Gereksiz yere sürekli arkadaşlarımla buluşup konuşmaktan hoşlanmıyorum. Çünkü sık sık buluşunca hem paylaşacak bir şey olmuyor hem de saçma sapan konular konuşulabiliyor. Ben bunu söylediğimde ise sen anı yaşamıyorsun halbuki ne güzel arkadaşlarınla birlikte vakit geçiriyorsun diyorlar.

Sizin için anı yaşamak nedir?
0
mr sherlock
(17.12.17)
Çevrendekiler bol keseden atıyorlar. Gittiğin yol doğru kulak asma bence.
0
delicevat
(17.12.17)
Spontane, rastgele gerçekleşen aptalca aktiviteleri bazı insanlar anı yaşamak diye değerlendiriyor. Bense o tür durumlarda kendimi dünyadaki varlığımı sorgularken buluyorum. Seninki de böyle bir şey herhalde. Ne güzel kendini de eğlendiriyormuşsun. Bakma başkasının sözüne.
0
i ve been mistreated
(17.12.17)
@i ve been mistreated benzer sorgulamayı ben de yapıyorum. hatta şu anda bu saçma muhabbeti etmek yerine şunu yapıyor olabilirdim diye düşünmeye başlıyorum.
0
🌸mr sherlock
(17.12.17)
ben misal bunu yapmaya çalışan biriyim çünkü sürekli geleceği düşünüyorum, plan yapıyorum vs vs.
benimki fazla, sizinkisi normal. kafanıza takmayın.
ben bundan 1 sene sonrasını düşünen bir adamım :)
0
logisticsmanager
(17.12.17)
Benim için;
anı yaşamak, aklına eseni yapmak, hayduru huyduru yaşamak, sadece hoşuna gideni yapmak demek değil.
Anı yaşamak farkındalıkla ilgili bir durum. Yaşadığın her anın farkına vararak farkında olarak yaşamak demek.
Hayat iyileriyle kötüleriyle, acısıyla tatlısıyla, hoşumuza gideniyle gitmeyeniyle vs bir bütün. Yaşadığın her neyse onu anlayıp kabul ederek yaşamak. Ötelemeden, yok saymadan, inkar etmeden, sıkı sıkıya yapışmadan vs. vs. olduğu o an içinde onu yaşamak.

Senin uygulamanda yanlış görmüyorum. Arkadaşlarınla sık sık birlikte olmak hoşuna gitmiyorsa doğru seçim, hoşuna gittiği halde salt faydacı bakış açısıyla bakıp ileriye dönük fayda için arkadaşlarınla geçireceğin zamanlardan feragat ediyorsan anı değil ileri bir zaman için yaşıyorsun. O ileriyi düşünme hiç bitmezse ( genelde bitmez) totalde anı yani hayatı kaçırmış olursun. Geleceği düşünmek, geleceğe yatırım yapmak elbette çok önemli ama dengeyi kaçırmadan. "Şimdi" bir daha yaşanmayacak. Tadını çıkara çıkara gitmek lazım.

Bir de; hayattan tat almak için ender yaşadığımız şeylerin olmasını beklemek gerekmiyor. Her anın tadını alarak yaşayabiliriz.
Bu konuda About Time filmini tavsiye ederim. Anın farkına vararak yaşamayı son kısmında güzel anlatmış.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.12.17)
Onların anı yaşamaktan anladıkları galiba uyum sağlamak. O anda onlar geyik yapıyorlarsa sen de geyik yapmalısın gibi bir ifade olmuş o. Halbuki mecbur değilsin, kendi vaktini istediğin gibi değerlendirirsin, bu da senin anı yaşayış tarzındır. Yani onlar aslında anı yaşamayı değil onlara uyum sağlamayışını söylüyorlar ama yanlış konuşuyorlar.
0
yaren
(17.12.17)
Burada çok yanlış yorumlanıyor bence. Anda olmak daha çok farkındalık demek. Her zaman pozitif olmalısın, üzülmemelisin, her şeyi yapabilmelisin, bu çok eğlenceli neden yapmıyorsun ki gibi şeyler canlıyor insanların gözünde. Geleceği düşünebilirsin, geçmişe üzülebilirsin önemli olan duygularını yaşayıp orada bırakmak. Karalar bağlamadığın sürece bir sorun yok. Anda olucam diye sorunlarını halı altına süpürür gibi bilinçaltına gönderiyorlar ama sorun orada duruyor hala. Her duyguyu yaşabilmek önemli.
0
jazzabel
(17.12.17)
(8)

Kına yıkanmış temiz saça mı

yaren
... yoksa üzerinde kimyasal olmamak kaydıyla kirli/yağlı saça mı yakılır?İnternette tek veri yok, kimi kirli saç diyor kimi üzerinde kimyasal olmayan anlamında temiz diyor, bunu bana bi anlatsanız ya?
... yoksa üzerinde kimyasal olmamak kaydıyla kirli/yağlı saça mı yakılır?

İnternette tek veri yok, kimi kirli saç diyor kimi üzerinde kimyasal olmayan anlamında temiz diyor, bunu bana bi anlatsanız ya?
0
yaren
(17.12.17)
Ananem, temiz saça yakıyordu. kuruluyordu yıkadıktan sonra saçını sonra yakıyordu yanlış hatırlamıyorsam.
0
mezarkabul
(17.12.17)
kirli saça uygulanır. 100% sevgili & anne onaylı. duştan sonra sürülen saç kremleri dışında her saç bakım ürünü saç kirliyken uygulanır, yoksa saç kötü bir hal alıyor.
0
silverado
(17.12.17)
Sorduğuma soracağıma pişman oldum. :/
0
🌸yaren
(17.12.17)
Şu markette satılan kimyasal boyaların içindeki kullanım kılavuzunda diyor ki; kirli saça uygulayın. Sebebi de saça daha az zarar versin falan.. Şimdi bu kınayı da tercih edenlerin tercih sebebi kimyasal olmaması değil mi? O yüzden temiz saça uygulanabilir diyorum.
0
soyut park
(17.12.17)
en iyisi yarın ben ananemi arayıp sorayım. yanlış hatırlıyor olabilirim.
0
mezarkabul
(17.12.17)
kirli saça yakabilirsin. zaten sık yıkanılıyor saçlar kirlenmiyor bile.
ben uzun zaman black henna yani hint kınası kullandım. saçımı yıkamadan kınayı uyguladım. bi sorun yaşamadım.
yalnız kınayı ne kadar iyi durularsan durula havlunu boyayabiliyor, kınalık ayrı bi havlu edinmekte fayda var.
bir de terlediğinde ilk bir iki gün yastık ve kıyafete boya akıtabiliyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.12.17)
Sizleri seviyorum :) <3
0
🌸yaren
(17.12.17)
Ananem sordum kirli dedi. Geç cevap için özür.
0
mezarkabul
(19.12.17)
(33)

Ailemden Nefret Nefret Nefret ediyorum ! Hayatımı Mahvettiler

sucuklu yumurta
Küçüklüğümden itbaren beni ezdiler. Evet karnımı doyurdular, okula gönderdiler ama psikolojik olarak ezdiler, ego tatmin aracı yaptılar. 7-8 yaşlarımdayken yarım saat geciktim diye babam beni arkadaşlarımın önünde dövdü. O gün hissettiğim ezikliği, utancı unutamam. Eve gelen akrabalar "bu kız pısırı
Küçüklüğümden itbaren beni ezdiler. Evet karnımı doyurdular, okula gönderdiler ama psikolojik olarak ezdiler, ego tatmin aracı yaptılar. 7-8 yaşlarımdayken yarım saat geciktim diye babam beni arkadaşlarımın önünde dövdü. O gün hissettiğim ezikliği, utancı unutamam. Eve gelen akrabalar "bu kız pısırık galiba hiç konuşmuyor" dediğinde "onun yaşı 13 ama zeka yaşı 3" diye beni aşağılar, bense ölmek isterdim. Ortaokuldayken bir erkekle konuştum diye sokak önünde dövdü beni. Sonuç olarak ben pısırık, ezik, sessiz biri olup çıktım işte. Lisedeyken akran zorbalığına uğradım, onur kırıcı lakap takıldı. Her gece ağlardım için için. Dayanamayıp babama söylediğimde babam beni koruyacağı yerde, o lakapla bana hitap etmeye başladı, sonra annem, sonra abim.. Şu anda Özdeğer, özgüven namına hiçbir şey yok bende, sıfır hatta eksi. Bu çocukluk ve gençlik yıllarımın bendeki acı bir tortusu,acı bir hediyesi olarak yapıştı kaldı.

Annem babama nazaran daha iyiydi anne sonuçta, ama evkadınıydı, ilkokul mezubuydu, psikolojik baskıyı o da yaptı. Şu an 30'una gelmiş bir yetişkinim. Allah'tan tek şansım derslerim iyi oldu hep, okudum, kendimi kurtardım güya ama hayat tatsız. Hayat tuzsuz. Tek bir tane arkadaşım yok. Ezik ve özgüvensiz yetiştirildiğim için yok. Her haftasonu sabahtan akşama kadar nette vakit geçiriyorum. Sevgili zaten yok. Ezik olduğum için bana en ufak ilgi kırıntısı gösterene koşuyorum, sonuçta oyuncak ve ego tatmin oyuncağı olmaktan 1 adım dahi öteye geçemiyorum. Sevgilimin olması da hayal yani, 1 tane bile olmadı bugüne kadar. Nefret ediyorum, beni hayata bağlayan hiçbirşey yok.Ot gibi işe gidip geliyorum. Allahım diyorum neden, bana değer veren, beni pamuklara saran bir ailem olsa herşey daha farklı olurdu,neden bu aile ya neden neden neden ?? suçum neydi ??

Ailemle yaşıyorum,annem odamın düzenine karışıyor devamlı, bazı kıyafetlerimi kafasına göre çöpe atmış halbuki seviyordum ben onları giyecektim. Tartıştık. Bana lisede takılan onur kırıcı lakabı söylemeye başladı. Ne zaman tartışsak zaten annem bana lisedeki onur kırıcı lakabı söylüyor,amacı sırf canımı yakmak,maalesef bu konuyu kafaya taktığımı anlamış durumda. Çıldırdım, çık odamdan diye haykırdım, Çıkmadığı gibi bana "or.pu" dedi. Bana sen or..pusun, fa..şesin deedi. Gözüm döndü sensin or.pu dedim, dememliydim ama o lakap bana ezik sindirilmiş psırık geçmişimi hatırlatıyor. Zaten çocukluğumun gençliğimin içine sıçtılar, şimdi de 30'lu yaşların içine sıçıyorlar itinayla. Zaten annem abimi erkek olduğu için daha çok seviyor. Onu çağırdı ve abimden dayak yedim.Nefret ediyorum.nefret ediyorum. Szilerle paylaşmak istedim..
0
sucuklu yumurta
(16.12.17)
o evden ayrılıp ailenle bütün bağını kopararak başlayabilirsin.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(16.12.17)
30 yaşında, işi olan bir kadınsın. Ailenle yaşaman için herhangi bir sebep yok. En kısa zamanda ayrı bir eve taşın ve kendi düzenini kurmaya çalış. Onlarla iletişimini de minimuma indir.

Bu süreçte kesinlikle psikolojik destek almalısın aksi takdirde yaşadıkların ömür boyu senin önünü keser.
0
fragile lady
(16.12.17)
çok isterim ama yapamıyorum. bakın ezik yetiştirilmek, ezilmek, aşağılanarak büyümek öyle birşey ki, hayata karşı çok korkak oluyorsunuz. başkaları için bebek oyuncağı olan şeyleri yapamıyorsunuz ya da adım dahi atamıyorsunuz. Açıklayıcı olabildim mi bilmiyorum. Zatebn bana ev bulma vs.konularında manevi bakımdan destek olabilecek 1 tane bile arkadaşım yok.Yoksa istemem mi bu aileden kurtulmayı.
0
🌸sucuklu yumurta
(16.12.17)
@fragile kaldı zaten, bu yaştan sonra zaten ben iflah olmam ki.

ayrı ev konusunda dediğim gibi ben bir hayat korkağı oldum çıktım, ezik pasif biri oldum çıktım.
0
🌸sucuklu yumurta
(16.12.17)
Öncelikle muhakkak bir psikolojik destek alın, emin olun size çok iyi gelecektir. Sonrasında en kısa sürede o evden ayrilin. Sırf kan bağınız var diye ömrünüzü sevmediğiniz insanlarkaberaner geçirmek zorunda değilsiniz. Tamamen hayatınızdan çıkarın demiyorum zira aile, belki zamanla onlar da hatalarını anlarlar ama evden ayrılın, mesafe koyun.

Geçmis geçmişte kalmış, lakap konusunu vs de çok kafanıza takmayın. Artık belirli bir yasa gelmiş, kendinizi geliştirmiş, kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadınsıniz.

Ama psikolojik destek almayı lütfen ihmal etmeyin.
0
fraise
(16.12.17)
Kendini iyi ifade ediyorsin ama çok da ezik değilsin bence. En azından hissettiklerini yazıya dökecek kadar güçlüsün. Ben de şu an annemle sorunlar yaşıyorum ama bunu anlatamıyorum. Asıl ezik benim. Az önce sinir krizi geçirdim.
0
for day to break
(16.12.17)
Yani evet o evde iş yürümeyecek gibi, ekonomik bağımsızlık varsa ayrı yer mantıklı.
prof. destek de gerekli olabilir denildiği gibi ama şu an alma imkanın yoksa bakış açını minnacık da olsa değiştitmeye çalışman iyi olabilir. ama ev sıkıntı.
0
passion rules the game
(16.12.17)
Ayri ev ve psikolog +1
0
chavezding
(16.12.17)
ayri eve cikma, baska sehre tasin.
0
icim urperiyor
(16.12.17)
@fraise o lakaba üzülmemek mümkün değil, onur kırıcı bir lakap, lise yıllarımı lanet ederek hatırlıyorum.Onurum gururum kırıldı, kişiliğimin geliştiği yıllarda buna maruz kaldım. Aşamıyorum bu aşağılanmışlığı.
0
🌸sucuklu yumurta
(16.12.17)
küçüklükten itibaren "sen edenemzsin, yapamazsın, beceremezsin" diye büyüttüler beni. korkuyorum işte, hayatla başa çıkamamaktan.

bir de hayat enerjisi düşük, son derece bezgin bir insanım. işyerine zor gidiyor yapmam gereken işlere binbir güçlükle konsantre oluyorum. kaldı ki ayrı ev, bir sürü sorumluluk binecek sırtıma. bu bezgin bekir, herşeyi erteleyen sonsuza kadar devamlı erteleyen biri olarak altından kalkamam gibi gelyor.
0
🌸sucuklu yumurta
(16.12.17)
30 yaşına gelmişim, paramı kazanıyorum ama bu bile bana saygı duymalarına yetmiyor. Hani para önemli ya güya. Onlara göre ben hala küçükken ezdikleri çocuğum. Benim odamı alıp kafana göre eşyalarımı atamazsın diyorum anneme, annem bunu anlamıyor. Tabi atarım diyor. Çıldırıcam. Çıldırıcam.

Bu da yetmiyor, canımı yakmak, tartışmada bana üstün gelmek için lisede bana takılan lakabı söylüyor. Bu nasıl anne ? Yanu elalemin anaları çocuklarının üzerine titriyor. O yeter k mutlu olsun diyor. İnsanlar çocukları özgüvenli olsun istiyor. Benimki de sıkışınca bana lakap takıyor. Sonra da orosğu diyor.
0
🌸sucuklu yumurta
(16.12.17)
Burada sizin yaşıtınız çok güzel insanlar var. Eminim yardımcı olmak isteyeceklerdir size.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(16.12.17)
Hemen ayrıl tek başına yaşamaya başla korkulacak hiçbir şey yok emin ol. Şartlar durumlar iyiye gitmeden önce mutlaka kotu gider. Anne veya baba kim olursa olsun. Resti çek kendi yolunu ciz . öğrenci bir arkadaşla eve çıkabilirsiniz.
0
opitseri
(16.12.17)
30 yasinda bir kadin olarak dayak yeme ve onur kirici ithamlari yasamaya devam etme cesaretini gostermek ayri eve cikma cesaretinden daha ciddi... once bunun farkina var. Sonra tekrar konusalim..
0
lcha
(16.12.17)
Icha, benim özdeğer bilincim yok. özdeğer duygum yok. ben kendimi değersiz görüyorum.

Sadece aile de değil, istisnasız girdiğim her ortamda bunu yaşadım, yaşıyorum, istsnasız ezerler beni her ortamda.
0
🌸sucuklu yumurta
(16.12.17)
yaşayamadığın ergenliği şu anda yaşıyor gibisin. avantajın kendi durumun hakkında aslında çok da negatif olmayan ancak objektif bir durum analizi yapmışsın. farkına varmak aslında çözüm olduğunu anlamanın ilk adımı.

maddi durumun yeterli ise aileden ayrıl. belki bie ev arkadaşı ile ortak eve çıkarak çok daha düşük maliyetlerle bunu yapabilirsin. ikincisi bir psikologdan yardım alabilirsin. var mıdır bilmiyorum ama online olarka benzeri sorunlar yaşayan community ve destek gruplarına ulaşmayı deneyebilirsin.

ailenin bu tavırlarını kendi ezikliklerini yansıtma ile senin üzerinde gidermeye çalışması olarak tahmin ediyorum.

çözülmeyecek şeyler değiller. geç de kalmış sayılmazsın.
0
orpheus
(16.12.17)
Yargilamak gibi dusunmeyin, bilmedigim şeyler de olabilir ama "anlattiginiz kadariyla" para kazanıyor olmaniza ragmen bunca yıl yardim almamaniza sasirdim acikcasi. Bunlari tek basiniza aşamayacaginiz için uzmanlar var.

Ailenizden saygi gormemissiniz evet ama once kendinize saygi duymaniz ve kendiniz için bir seyler yapmaniz gerekiyor. Yardim alip da sonuc alamadiysaniz bilemem tabi. Bircok insan bu tip aileler icinde yetişiyor. Sırf duyuruda bile bunun orneklerini gorduk defalarca. Neden ben tarzinda kendine acıma savunmasi yapmak yerine harekete geçmek lazim. Bunu 30 yasinda isinde gucunde bir kadın oldugunuz icin soyluyorum. Buraya boyle açıkça ifade edebiliyorsunuz, aynisini bir uzmana da yapabilirsiniz. Evi ayirmak ve uzman yardimi almaktan baska tavsiye verilebilecegini sanmiyorum. Mutlaka düzelebilir, öyle düşünün.
0
aquarium
(16.12.17)
O zaman yeni cevap: Hocam tum sorunlarini fark etmissin ama destek almiyor aksiyon almiyorsun. Simdi bizim sana nasil bir katkimiz olsun bilemedim ki?! Doverek evden mi cikaralim? Zorla es mi bulalim? Yani bunun ucu yok, farkindaligin var ama uzgunum bi insan cozumu goruyor ama aksiyon alamiyorsa baskasi ona hicbir sey yapamaz. Sadece yaz buraya icini dok agla, aksiyon almadikca yarin yine aynisi olacak. O nedenle ozdeger farkindalik vs deme. Git efendi gibi profesyonel destegini al.
0
lcha
(16.12.17)
daha hafif düzeyde ancak yine de psikolojik baskı-şiddet gördüm, görüyorum ailemden. öğrenciyim henüz, ayrı eve çıkamıyorum, en ufak bir karşı çıkışımda ekonomik desteği kesmekle tehdit ediyorlar. çok kavga ettim ama en azından yurda çıkmayı başardım. yani tam anlamıyla kopamadım annem evde kalan eşyalarımı karıştırmış yerini değiştirmiş falan yine, haftasonları gittiğimde aynı sorunları yaşıyorum başlarda iyi olsak da.

yaşça daha küçüğüm, öneri vermek de bana düşmez ama kazancınızla en azından terapi almaya bakın, birden eve çıkmak korkutucu geliyorsa. ama ben yurda çıktığımda dahi (ki şu an beş kişiyle aynı odayı paylaşıyorum, iyi bir yurtta değilim) çok daha fazla huzurluyum. yani süper koşullara geçmediğim halde ailemin baskı ortamından uzaklaştığım için iyiyim. en azından bireysel sorunlarıma boğuluyorum artık.

değil 30 yaşımda, 20 yaşımda "çayı getirmeyi unuttuğum" için tekme yemek bile unutamayacağım şekilde beynime kazınmış durumda. ne olur yapmayın bunu kendinize. manevi destek konusunda elimden bir şey gelirse yapmak isterim. lütfen kendinizi kurtarın.
0
haykorsamdunyaya
(16.12.17)
özdeğerim yok yazmışsın ama sevgili sucuklu yumurta, bunların farkında olman ve hepsinin yanlış olduğunu, hiçbirini hak etmediğini bilmen aksine özdeğer bilincinin olduğunu gösteriyor.

adım atamaman korkmandan, ama korkmadan çık o evden ve uzak dur. saygı duymuyorlarsa duymasınlar, sen onların seni yapmak istedikleri kişi değilsin. paranı kazanıyormuşsun, ayaklarının üzerinde durursun.
0
pinkpeony
(16.12.17)
zor bir ailede büyümek kitabı da yardımcı olur.

ev bulma vs. konularında manevi bakımdan biz sana destek oluruz. sen başla gerisi akar gider.
kendi evin olunca, psikolojin düzelince bezgin bekirlik kalmaz merak etme. hatta tam tersi olur, şevklenirsin.

yazılması gereken her şey üstte yazılmış tekrar etmedim. hepsine +1
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(16.12.17)
Herkesin travmaları var, neden diye sorgulamak sana vakit kaybettirir sadece.

Ailenden ayrı eve çıkıp çok görüşmemek tek çare. Ve tabii denildiğini üzere bu süreçte ve sonrasında psikolojik destek almak.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(16.12.17)
aile ile tartışma diyince hepimiz "evden ayrıl" kısmına odaklandık, istiyorsan yap tabi bunu. Hele de 3. ev arkadaşı olarak bir eve girersen, işine de yakın bir yerde neredeyse yol paran kiranın yarısını öder.

Ama asıl odaklanman gerekeni sen daha iyi biliyorsun, özsaygı, özdeğer, kendine kıymet vermek.
İster profesyonel yardımla yap, ister Tinder'la yap bir şekilde o konuya eğil.

Her konuda kendini değersiz hissetsen de "sucuklu yumurta'yı en iyi tanıyan ve anlayan" ünvanı sende :)
Bu arada çalışıyorsan bir değerinin olduğunu her ay başında somut olarak görüyorsun,

Kendine gel,
0
michael_knight
(16.12.17)
Cevap yazan herkese teşekkür ederim. Paylaşmak iyi geldi. İnsan kendi durumunu kanıksıyor, ve hep kendini suçluyor. Duruma objektif bakabilmek zor oluyor. Sarsılmam gerekyordu.

Ayrı ev konusunu araştırmaya karar verdim. Hayat korkağıyım, evet, bilgsizim. Ayrı ev ararken nelere dkkat edilmeli konulu bir duyuru açmayı düşünüyorum hatta birkaç gün içerisinde. Değişmek istiyorum, bu bezgin, yılgın moddan kurtulmak istiyorum. Kendime değer vermek istiyorum. Beni ezenlere had bildirmek istiyorum. Ama hiçbirşey yapmadan da değişim gelmiyor. Bana dua edin, umarım başarırım.
0
🌸sucuklu yumurta
(16.12.17)
Allah yardımcın olsun. Her anlamda daha iyiye gitmen dileğiyle,
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(16.12.17)
Ben de herkes gibi o evden ayrıl diyorum. Ama tek başına eve çıkmak sıfırdan bir düzen kurmak bu aşamada senin için biraz zor olacak gibi. Ev arkadaşı aranıyor ilanlarına bakmanı öneririm. Böylece hem hazır düzeni olan bir eve çıkmış olursun hem de ev arkadaşın ile iyi anlaşırsan yakın bir arkadaşın olur. Böylece yeni bir sosyal çevre edinirsin. Ayrıca tek başına çıksan pahalı olabilecek merkezi bir yerde oturabilirsin.
0
road_tanker
(16.12.17)
Arkadaşlar kız hayattan korkuyorum diyor siz ayrı ev diyorsunuz. Ev şimdilik dursun, BİR AN ÖNCE YARDIM ALIN! Maddi gücünüz var, lütfen bunun kıymetini bilin ve kendinizi destekle beraber yenileyin! Tüm korkularınız ancak terapiyle gücünüzün farkına varmanızla zamanla eriyecek, değişiminizle aileniz bile size saygı duyacak. Yaralarınızı tek başınıza ya da bir arkadaşla atlatamazsınız, malesef ailevi travmalar paylaşmakla düzelemez, anlık hafifletir. Eğer adım atarsanız yakında çok güzel haberler okuyacağız sizden, inanıyorum=) allah yardımcınız olsun.
0
mslny
(16.12.17)
Ben ayrı bir eve çıktım rahat ettim. Her şey zor oldu, makarnayı bile yapmayı arkasındaki tarifine bakarak yapmaya başladım. İlk günler duvarlar üzerine üzerine gelir. Ama zaman varsa alışırsın. Ayrıca psikolojik destek alman da şart. Ben ancak askere gitmeden önce başlayabildim. O da birinin içine çok kapanıksın sen demesiyle. GerçeklerI psikiyatr hekimden öğrendim. Askerde de devam ettim tedaviye. İşin zor ama şans olmasa da zaman bizden yana. Onlar gidecek, biz kalacağız döngüye göre.
0
ceyhan prensi adana
(17.12.17)
her sefer benzer şeyleri yazıp burada anlatıyorsun..

hala anlamadın mı buradan sana bir olumlu dönüş olmayacağını. atılan msjlara da geri dönüş yapmıyorsun. valla kimse yemez.
0
attila
(15.02.18)
yaşayacağınız ne olabilir acaba bahsedilenlerden daha kötü? Zaten yaşanılanların olumsuzluğu fark edilmiş, istenmediği anlaşılmış. Şimdi o zaman, bunlardan kurtulmak için, hala bir şeylerin hesaplarına girmek, öyle mi olur şöyle mi olur, denebiliyorsa, anlatılanlar o kadar da acıtmıyodur. öyledir, gider o.

böyle hikayesi olan birine, "şöyleyim böyleyim dedikçe, bataklığın içindesin" derdim. Bişey değiştirmek isteyen adım atar. Ama adım atmak ve bişey değiştirmek zorunda değil kimse. Zorunlu olmadıkça da bişey yapmıyor insan.
Su yolunu bulur, derdim.
0
neynep
(15.02.18)
Aynı şeyleri yaşamışız ama başkasından duyunca hadi oradan şımarık diyesim geldi
0
her gece aç
(13.03.19)
duyuru hortlamis:)

eksiup.com

tedavi ol her seyden once. psikolojik destek sart.
0
Leonardo~Da~Vinci
(13.03.19)
(9)

İzmir'de çayı musluktan yapsam ölür müyüm?

hadi ya la
Veya çayın tadı iğrenç olur mu? Hep iyi sudan yapıyordum ama damacana bir buçuk günde biter oldu.
Veya çayın tadı iğrenç olur mu? Hep iyi sudan yapıyordum ama damacana bir buçuk günde biter oldu.
0
hadi ya la
(16.12.17)
Valla İzmir'in suları nasıldır, bilmem ama İstanbul'da biz ailece içilecek su hariç her şeyde çeşme suyu kullanıyoruz. Damacana suyunu bir tek normal su içerken tüketiyoruz. İki şehrin su değerleri arasında uçurum yoksa biz ölmediğimize göre sizler de ölmezsiniz herhalde.
0
m e b
(16.12.17)
İçince öldürecek suyu çeşmeden verirler mi sanıyorsun?
0
himmet dayi
(16.12.17)
ben çeşmeden alınıp kaynatılmış suyla çay vs. içiyorum, ölmedim.
0
centrolenidae
(16.12.17)
sıkıntı olmaz
0
burya
(16.12.17)
Ben İstanbul'da bile ölmedim senelerce musluk suyundan çay yaptığım halde.
0
ms brownstone
(16.12.17)
Biz bir kere yaptığımızda çayı yarıda bıraktık daha ilk yudumda anladım farklı bişey olduğunu, sağlığa zararı olmaz da biz diğer türlüsüne alıştığımızdan içemedik
0
hayati cozemeyen adam
(16.12.17)
İzmirde çeşme suyunu içen çok kişi var, herkes damacana suyu içmiyor. Tabii ki ölmezsin.
Çayın tadı iğrenç olmaz, belki başta biraz yadırgarsın sonra damağın alışır.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(16.12.17)
annem babam karadenizli ve görüp görebileceğin en çay delisi insanlar. İzmirde yaşıyoruz ve çayı hep çeşme suyundan yaparlar ve gayet leziz olur(kafelerde falan çay içemiyorum babamın demlemesine alıştığım için). tek sıkıntı çaydanlık çok kireçleniyor izmirin suyu kireçli olduğu için, onu da içinde limon tuzu kaynatarak çözebilirsin
0
nundu
(16.12.17)
ben hep çeşme suyu ile yapıyorum. tadı güzel oluyor ama kaynatmadan su içilecek bir seviyede değil. hocamız tahtalı barajındaki su hakkında iyi şeyler söylemiyordu.
0
false pretension
(16.12.17)
(4)

Hanımlar şu elbisenin içine ne giyilebilir?

i m cool with that
hanımlar benim elimde 1-2 sene önce zara'nın indiriminden aldığım şöyle bir elbise var: https://i.hizliresim.com/d7RmY7.jpgbu fotoğrafta görüldüğü kadar kötü değil, bele oturuyor, etek hafif çan geliyor. önündeki siyah kadife detayı ve elbisenin renkleri yakından daha hoş duruyor. elbise mini bu ara
hanımlar benim elimde 1-2 sene önce zara'nın indiriminden aldığım şöyle bir elbise var: i.hizliresim.com

bu fotoğrafta görüldüğü kadar kötü değil, bele oturuyor, etek hafif çan geliyor. önündeki siyah kadife detayı ve elbisenin renkleri yakından daha hoş duruyor. elbise mini bu arada.

her neyse, gel gelelim ben bu elbiseyi daha fırsat bulup hiç giyemedim. sizin de gördüğünüz üzere önünde epey derin bir göğüs dekoltesi var. kabinde deneyip aldım aslında o zaman gözüme çok batmamıştı ama günlük hayatıma bu elbiseyi pek yediremedim ben.

şimdi sorum şu, ben bu elbisenin içine ne giysem de bunu kışlık bir elbise haline getirsem? siyah bluz giysem olmaz, o önündeki ayrıntı direkt kaybolur. ne renk giyilebilir ki bunun içine? ince bir triko giysem çok mu keko durur?

elbiseyi beğenmemiş olsanız da yine de renk tavsiyesi verirseniz sevirim (bu arada altına siyah opak çorap ve bilekten kısa bot giyeceğim). ayh kısacık soruyu ne uzun sordum eheh neyse teşekkürler şimdiden!
0
i m cool with that
(15.12.17)
Ondeki dekolte ne kadar asagiya iniyor bilmiyorum ama ipli bustiyer giyilebilir. Rengi de elbisenin icindeki herhangi bir renk olabilir: lila ya da haki gibi.
0
logic
(15.12.17)
İçindeki gri tonlardan olabilir. Bence yarığı dikmek içine bişey giymekten daha iyi olur. Kendin dikemezsen bi terziye verirsin.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.12.17)
Siyah dışında bi renk keko gösterir (dekoltem var da kapattıımm dermiş gibi olur)
Siyah ve dekoltenin inmesini istediğin yere kadar inen, sıkı bi atlet giymelisin.
Bralet giyceksen de içine sütyen giymelisin çünkü bralet memeyi yapışık gösterir elbise güzel durmaz.
0
megalomaniac
(15.12.17)
Buna ne yaparsan yapkışlık olmaz. Yazın giyersin efil efil.
0
shenergy
(03.03.18)
(1)

sözlükten bir yazar.

kozm
@stratlover , yazar bana ulaşabilir mi rica etsem??
@stratlover , yazar bana ulaşabilir mi rica etsem??
0
kozm
(15.12.17)
mesaj attım.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(16.12.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.